Yiğit Düştüğü Yerden Kalkar...

Ünal SADE

“Suriyeliler’e vatandaşlık verilmeyecek, bayram ziyaretine gidenler geri kabul edilmeyecek” haberini üzülerek okudum. Medyascope.tv’yer alan haberin ayrıntısı daha da ürkütücüydü. Habere gore;

“İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanlığı tarafından düzenlenen çalıştay için önce “Suriyeliler Ülkelerine Dönecekler” başlığı belirlenmiş, ancak bu başlık daha sonra “Suriyeli Sığınmacıların Ülkelerine Dönüş Çalıştayı” olarak değiştirilmiş”!!!

İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytunç Çıray bu değişikliği şöyle izah etmiş: “Belirlenen ilk başlık bir ‘hüküm’ içerdiğini ve bunu çatıştaya zafiyet getirebileceği için.”!!!

Kamuoyundan tepki geleceğinden korkmuşlar anlaşılan.

 İhsan Fazlıoğlu’nun “Akıllı Türk Makul Tarih” kitabında;  ilmiye sınıfına mensup Fenari ailesinden Talikizade Mehmed Suphi'nin(ö. 1014/1606 [?])“hem Şehname-i Hümayun hem de Şemail-name adlı eserlerinde Osmanlı’yı Osmanlı yapan, dolayısıyla milleti millet yapan 20 hasleti, özelliği sıralar.”(age sh:41-43)

Talikizade’nin Osmanlı hanedanına, dolayısıyla Osmanlılar’a nisbet ettiği 20 haslet şöyledir:

1- ‘la-şerefe mine’l-İslam: islam’a mensubiyet ve bağlılık 

2-Hami’l-Harameyni’ş-şerifeyn ve harisü’l-Beledeyni’l-mükerremeyn olduklarıdur: Kutsal şehirler olan Mekke ve Medine’nin bekçisi ve koruyucusu olmaları

3-ibn ale’l-ebdür : Devletin gücünün babadan oğula artarak devam etmesi; süreklilik.

4-Sultanu’l-berr ve ve’l-bahr olduklarıdur :Hem karaya hem de denize hakim olmaları 

5-Leşker-perveridür: Devamlı orduya sahip olmaları

6-İstanbul gibi darü’s-saltanati’s-seniyeye malik olmışlardur: İstanbul’un başkent olması

7-Akalim-i sebaya malik olduklarıdur: Yedi iklimde şehirlerinin olması; coğrafi genişlik 

8-imaret-i bilad ve servet-i ibaddur: Ülkenin mamur, halkın zengin olması

9-Taraküm-i minel telatum-i nihaldür : Ülkelerinde farklı ırk ve dinlerin bir arada barış içerisinde yaşaması 

10-Şeceat; Her bir Sultan ‘ın şahsi cesaret ve teşebbüs sahibi olması

11-Kuvvet-i şi’riyye: Şiir yazma

 

12-Adem-i istimdad: Dışarıdan yardım almama, dışarıya muhtaç olmama

13-Saffet-i Saltanat: Ülkenin adalet ve güvenlik içerisinde olması

14-Beraet ani’l-istinsaktür: Sağlıklı olmaları

15-Şeref-i haseb ü nesepdür: Sultan olacakları seçkin bir soya mensup olmaları

16-Riayet-i şer-i şerüfdür: Hukuka (Şer-i şerife) uygun davranmaları; bilgiyi yaymaları, bilginlere saygı göstermeleri)

17-Edepdür : iyi bir eğitim ve terbiyeye sahip olmaları

18-Tevfiratdür : Zengin ve güçlü bir hazineye malik olmaları

19-Nüfuz-i emri mutadur: Ülkenin en ücra köşesinde bile olsa kanunları uygulama gücüne sahip olmaları

20-Adem-i müsaderedür: Şahsi mülkiyete saygı

Aslında bizi biz yapan ve yedi iklimde at koşturduğumuz asırlarda gücümüzün kaynağı olan bu 20 ilke üzerinde ne kadar konuşsak az kalır. Hangilerini kaybettiğimize baksak belki çıkış yapmak için tekrar ihtiyaç duyacağımız ‘değerler’i  de kolayca bulabiliriz.

İhsan Hoca kitabında 11. madde olan ‘Şiir Yazma’ üzerinde durmuş. Hegel’in deyişiyle ‘tüm sanatların hulasası’ olan şiirden...

Bu nokta bile altı özellikle çizilecek kadar önemli. Merak edenler İhsan Hocanın yukarda ifade ettiğim eserinden “Şiir, Türkleri Kurtarabilir mi?” makalesini okusunlar.

Benim burada vurgulayacağım husus Talikizade’nin 9.  sırada zikrettiği "Taraküm-i minel telatum-i nihaldür : Ülkelerinde farklı ırk ve dinlerin bir arada barış içerisinde yaşaması”... Bu coğrafyada güçlü olduğumuz zamanlar böyleydi…

Osmanlı Devletinin tarih sahnesinden çekildiği yıllarda emparyalist heveslere kurban edilen “bir arada barış içerisinde yaşama” zenginliğimiz bozulmuş ve malum tarihi süreçler yaşanmıştır. Sonrasında mübadele, Varlık Vergisi Yılları, 6-7 Eylül olayları, Doğu ve Güneydoğudaki terör ortamı içerisinde Osmanlı’nın son döneminde yaşanan kaotik yıllardan geriye kalan bakiye de bir nevi heba edilmiştir.

Şimdi adı “İyi” olan bir parti varil bombalarından, ölümden, şiddetten, işkenceden kaçıp bize sığınan Suriyeli kardeşlerimizi ülkemizden göndermek için çalıştay yapıyor. 

Sığınmacıları zorla sınırından iten Yunanistan’ın tavrından, Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle “petrol kuyularını koruma uğruna harcanan çabaların hiçbiri, canını kurtarmak için varil bombalarından kaçan çocuklara harcamayan” süper güçlerin tavırlarından bir farkı var mı “Suriyeliler Ülkelerine Dönecekler” dayatmasının. 

Büyük Millet olmak kolay değil. Zor mu? Zor da değil. Talikizade’nin özetlediği hasletlere tekrar bakalım yeter...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.