Yeryüzüne İnen Nur Ey Nebi, alemlerin rahmet kucağı Sana sığınarak bucağına geliriz Anlarımız toprağın teninde durarak Senin güzel siyretinden azık aldık Alınlarımız taşların terinde olarak Senin güzel suretinden göz yaktık Çöllerin kuruluğunda Göllerin duruluğunda Çağlayanların coşkusunda Gönüllerden kopan nefesle söz kattık Ey Resul, koyma bizi sensiz... Cananımız sensin Menzillerin arşında Öteler ötesinin güllerin ardında Doğan tebessüm sensin Ey Nebi; sen gülsün, nasırlanan kalbimizin sevgilisisin Ey Nebi; sen günsün, asırlanan kainatın güneşisin Çağların beline Uzaklıkların yeline İnsanlığın seline Kavrulan Ummanlarımızın yerinden Savrulan ummanlarımızın yaşından Gül aldık... Yetimler yetimi çilemizle ezik kaldık Ümmetin sensizlikle her vakit yetim Sevdamız nakit tutarak, elvanlarımız vakit yutarak Hayatının çile izinde, Çilelerle terlemek hoş gelir Ebu Cehillerin, Ebu Leheblerin işret dizinde Sövülen, dövülen asrının kuyusuna eğilerek Gönüllerimiz titreyerek kuyuda yaşla doyduk Her asırda koparıcı, yıkıcı Ebu Cehiller oldu Al kanla boyanan yeryüzü kana doydu Anla sıvanan duvarlar gözyaşı içti Yurtları, ruhları koparılan ümmetin Senin hicretinin izinde, yoluna baş koydu Bedenimiz acılarla dövülerek kanla beslendi Yaşamımız harap, yanağımız ateşle azap Ashabının; bedeni çiziliyordu, ruhları koparılıyordu Hakikat yolu, sabır Çileler karşısında sağlam gönül ister Bilek teri, beyin zeri, kalbin yeri Ey Nebi, Ey Sevgili... Rikkatlerin kumaşında azalarına işler Kutlu asırların aynasında sancımız hafifler Yeryüzüne inen nurdan gelen su Asırların atlasını çınlatır, Ruhun sağırlığına serinlik Kalbin ağırlığına derinlik Hu................. Aminlere karışır hu lar, izanları paklar sular İlk sabahlar Senden kalan hatıra Nurunla; gök renklendi, yer şenlendi Ey Nebi, Ey Sevgili... Kalemler uzlete çekilerek Yıldızlardan mürekkep alarak seni yazar Kelamlar ülfete eğilerek Güneşin sıcaklığından pay alarak seni anar |
Özkan Karaca |