Yerli Malı deyince çoğumuzun aklına ilk gelen görüntüler herhalde okullarda üzerlerine temiz örtüler serilmiş masalar, masaların üzerinde, içinde ikrama hazır meyveler, kuru yemişler, pastalar, böreklerle dolu tabaklar gelir. Bu manzara çocuklarımızın, gençlerimizin o tertemiz gönüllerinde o saf duru zihinlerinde “Yerli malı” denilince sadece yiyecek ve içeceklerin yer etmesini sağlar. Oysaki Yerli malı dediğimiz zaman adı üstünde her türlü yerli mal/ürün akla gelmeli. Çünkü sözlükte mal: “bir kimsenin ya da bir tüzelkişiliğin sahibi bulunduğu taşınır ya da taşınmaz varlıkların tümünün genel adı” diye tanımlanıyor. Yani her türlü yiyecek, içecek, giyim, ayakkabı, ev, ev gereçleri, araba, silah, makine,film, kitap sanat eseri… Mal statüsündedir.
İYİ BİR KARİKATÜRİST OLSAM
İyi bir karikatürist olsam iki kareli şöyle bir karikatür çizerdim : Yerli Malı haftası 70 ler: Birinci karede öğrenciler ve öğretmenler bir sofraya oturmuşlar önlerinde kuru yemiş ve meyve tabakları… Tabaklar bardaklar Paşa Bahçe ve Sümerbank markalı... Pasta, börek, değişik yiyecek ve içecekler… Öğretmenler öğrenciler neşe içinde şarkılar söyleyip, yiyip içerek eğleniyorlar. Üzerlerinde Sümerbank markalı elbiseler, ayaklarında yine aynı marka ayakkabılar. Örtülerde yine Sümerbank damgası görünüyor.
Yerli Malı haftası 2018 : İkinci karede yani “2018 lerde “ öğrenciler, ellerinde tabletler, cep telefonları (tabletlerin ve telefonların bir kısmı yerli bir kısmı yabancı markalı) büyük bir fuarı geziyorlar. O fuarda dün atalarımızın yapıp bizlere emanet etiği başta Selimiye olmak üzere Süleymaniye, Sultan ahmet Cami gibi muhteşem yapılar, Selçukludan ve Osmanlıdan kalma Kocaman kocaman kervansaraylar, köprüler Saraylar,Kapalı çarşılar ( musulda kerkükte şamda bosnada kalan binlerce eser) Sultan Fatihin döktürdüğü Şahi Top başta olmak üzere tarihi silahlar, kılıçlar, sadaklar, oklar, kalkanlar, Cumhuriyet döneminde yapılmış tren yolları, fabrikalar... Son yıllarda ürettiğimiz her türlü malın, fabrikanın, sanayi kuruluşunun (özel sektör kamu farketmez mesela lastik fabrikaları mesela TPO, BOTAŞ,EPİ, OMV,THY, OPET, BİM...) minyatürleri var.
Silah sanayimizin ürettiği helikopterler, (ATAK, GÖKBEY) uçaklar, gemiler, tanklar, zırhlı polis ve asker araçları, piyade tüfekleri, hücum botlar… Müteahhitlerimizin yurt içinde ve yurt dışında inşa etikleri otobanların, barajların, büyük toplu konutların, otellerin, statların, yeni yapılan üniversitelerin, yeni açılan hava alanlarının, yeni yapılan köprülerin(Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, inşa halindeki Çanakkale köprüsü) ÇAMLICA CAMİİ ve kulesi başta olmak üzere Adanadaki Sabancı Camii gibi yeni yapılan bir çok cami ve değişik amaçla yapılmış büyük, güzel, alımlı binaların…Hızlı Trenlerin, Marmaray, Avrasya başta olmak üzere yapılan büyük geçitlerin, tünellerin… Yerli malı TV ler başta olmak üzere beyaz eşyaların… Rusya ve Azerbaycan’la ortak inşa edilen TANAP, TÜRK AKIMI doğalgaz boru hatlarının… İnşası devam eden nükleer santrallerin… Türkiye’de üretilen yabancı markalı otomobil, kamyon, otobüs ve tırların, (bunların montajı bizim mühendisimiz ve işçimiz tarafından yapılıyor. İnşallah yakında yerli otomobilimizde çıkacak.) ayakkabıda, giyimde, oto gaz da marka olmuş firmalarımızın ürettikleri malların, Turizm bölgelerinde inşa edilen ve 40 milyona yakın turisti ağırlayan yüzlerce beş yıldızlı otelin... Resimleri-Minyatürleri ve bunların yanında onlarla ilgili açıklayıcı bilgiler göze çarpıyor. Öğrenciler ve öğretmenler bunların arasında geziyor, resim çekiyor, sosyal medyadan anında arkadaşları ile paylaşıyorlar... Sonra lüks bir otobüsle lüks bir restorana gidiliyor. Envai çeşit yerli yemeklerin, envai çeşit yerli yiyeceklerin olduğu bir masada yemekler yeniyor…
Bu karikatür her şeyi ne güzel anlatırdı değil mi?
Sayın Milli Eğitim Bakanım !
Devletimiz daha doğrusu devlet adına bu işi yapan M.E. Bakanlığımız gelecek yıldan itibaren “Yerli Malı Haftalarını” okullarda böyle kutlarsa daha iyi olmaz mı? Bu haftada İlla öğrenciler bir yerlere götürülmeli. Bu imkân yoksa halkımızın, devletimizin, şirketlerimizin ürettikleri ürünlerinin resimleri okullarda, salonlarda, sınıflarda sergilenmeli. Öğretmenlerimiz öğrencilerine sadece sanayide, sadece tarımda, sadece inşaatta değil sanatta ( mesela dizilerden DİRİLİŞ KUTÜLAMARE ABDÜLHAMİD, mesela yerli yapım sinemada FETİH 1453, GİŞE YAPAN DİĞER FİLMLER, mesela iletişimde, mesela şehirleşmede, mesela yapılan büyük parklarda, mesela doğal gaz kullanımında …) nerden nereye geldiğimizi öğrencilerine iyice anlatmalı. Anlatmalı ki yukarıda dile getirdiğim gibi Tanzimat’tan bu güne kadar Batıya karşı içimizde oluşmuş aşağılık kompleksi sona ersin; asırlardır göğsümüze biteviye saplanan “Bizden adam olmaz” zehirli okundan kurtulalım. Anlatsınlarki iki yüzyıldan fazladır özümüzden, ruhumuzdan, aklımızdan uzaklaşan özgüvenimiz avdet etsin.
Sayın Bakanıma emekli bir öğretmen, duyarlı bir vatandaş, tarih bilinci olan bir yurttaş olarak saygıyla arz ederim!
Not-1: Sanayi ürünlerimizin hepsini burada saymak mümkün değil, Lakin son yıllarda bilhassa savunma sanayindeki gelişmeler çok öne çıkıyor. İşte bu alanda yaptığımız silahların bazıları:
- Mızrak-U
- Som Füzesi
- Umtaş Tanksavar Füze Sistemi
- Atak helikopteri
- Bora Keskin Nişancı Tüfeği,
- T-155 Fırtına Obüsü,
- Altay Tankı,
- Akya Torpido
- Milgem
- Anka İnsansız Hava Aracı
- Atmaca
l- Cobra
m- Göktürk Uydusu
n- Gözcü
o—Hürkuş Eğitim Uçağı
ö- İDA(insansız deniz aracı)
p-Kasırga Füzesi
r-Pars zırhlı araç
s-Tübitak Akıllı Bomba
ş- 'Kaan' hücumbot…
Not- 2: Konyadaki öğretmenlerimiz, Yerli Malı Haftasında öğrencilerini Konydaki tarihi eserleri (İnce Minare Karatay Medresesi, Alaaddin cami gibi tarihi eserleri gezdirseler ve onlara "bakın yavrularım bizim atalarımız 800 sene önce bu binaları inşa etmişler ve halen bu binalar ayakta, ne güzel değil mi?" diyerek onlara güven ve moral verseler... Sonra günümüzde yapılan Başta Dutlu Kır Parkı olmak üzere güzel, geniş parkları dolaştırsalar,,sonra Hacıviyis zade cami yanında açılan PANAROMA KONYA yı gezdirerek onları adeta tarihin içine götürseler, Tümosan gibi, Atiker LPG sistemleri fabrikası gibi bir kaç fabrikayı; Selçuklu Kongre Merkezi, Konya Kongre Merkezi , Mevlana kültür Merkezi gibi büyük ve muhteşem binaları, Konya Büyük şehir Stadını ve Adını sayamadığımız bir çok parkı ve fabrikayı gezdirseler, gençlere büyük bir moral ve motivasyon olmaz mı? Kendilerine ve milletlerine olan saygıları artıp güvenleri artmaz mı?