İnsanların üzerinde en çok tesiri olan zamanlar, mekânlar ve olaylar çocukluk dönemine ait olanlardır. Bunun birçok sebebi vardır ki en önemlisi galiba bu dönemde insan ruhunun tertemiz oluşu olgusu gelir. Bendeniz de çocukluğumdan sonra köyümden ayrılıp değişik yerlerde ömür sürdüm, gün gördüm. Çocukluğumda gördüğüm manzaraların çok daha güzellerine şahit oldum. Çocukluğumda yaşadığım mutlulukların ve sıkıntıların katbekat fazlasını daha sonraki yaşlarımda yaşadım. Buna rağmen hala üzerimde en çok tesiri olan yerler, olaylar, zamanlar köyüme, çocukluk dönemime ait olanlardır. Rabbimiz insanı doğduğu, büyüdüğü yeri sevecek şekilde yaratmış. Bu yer yeşillikler içinde bir köy de olabilir, yağmur damlası düşmeyen kurak bir çöl de,
hiç fark etmez; değilmiki masum, temiz, duru çocukluk dönemimiz orada geçmiş olsun.
Benim çocukluğum da Konya’ya bağlı Hadim İlçesinin Yeni Konak köyünde geçti. Çocukluğumuz maddi (bir yönü ile de manevi) anlamda bu güne göre imkânsızlıkları içinde barındırıyordu. Yeme, içme, giyme, barınma, ulaşım, iletişim, eğitim, sağlık… Hepsi bu gün ile katiyen kıyaslanmayacak kadar az ve geri idi. Tüm bunlara rağmen hala en çok etkilendiğim, hala benliğimde en çok hissettiğim mekânlar, hadiseler ve zamanlar o döneme ait olanlardır. Bu sebepten her sene çocukluğun geçtiği mekanları görmek arzusu, benliğimi oluşturan hadiselerin yaşandığı yerleri ziyaret etmek iştiyakı içimden hiç eksik olmaz. Bu arzu, bu özlem ve bu iştiyakım beni geçen gün yine yollara vurdu. Sabah Oğlum M. Zahid ile erkenden çıktığımız bu yolun ilk durağı Yerköprü idi. Bu güzel mekânın tarihini yaşamayanlar, oranın eski halini bilmeyenler için bu güzel, bu tabiat harikası mekanın yeni hali pek fazla bir şey ifade etmiyor olabilir. Bu durum sadece Yerköprü ve oraya yapılan güzellikler ile de sınırlı değildir.
YERKÖPRÜ DE MUHTEŞEM ŞEYLER YAPILMIŞ
Bu gezide ilk durağımız olan Yerköprü (şelalesi'ne) Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından o kadar güzel yatırımlar yapılmış ki inanılmaz. En başta Şelalenin bulunduğu yere giden yollar ve şelale bölgesi zeminine döşenen taşlar, kameriyeler, otoparklar, lokanta, tertemiz lavabolar... Bunların hepsi çok güzel ama hiçbiri “insanlar Şelaleye rahatça yaklaşabilsin, O’nu daha yakından temaşa edebilsin, karşısına geçip doya doya seyredebilsin” diye yapılan iki köprünün yanında sönük kalırlar. Asma köprü daha yüksekte; yürüyüş parkuru olarak yapılan ise daha aşağıda. Bu ikincisi suya, şelaleye, ve şelaleden sonraki bölgeye daha yakın, hatta bunlarla iç içe, ağaçların dalları ile sarmaş dolaş. Bu köprüler diğer eserleri gölgede bırakıyorlar. Çünkü bu köprülerden aşağıda olanı ve şelaleye daha yakın yapılanı ziyaretçilerin (çoluk çocuk dâhil ) rahat, güvenli, huzurlu bir şekilde yürüyerek şelaleye yaklaşmalarını sağlıyor. Ahşap ağırlıklı, estetik, sağlam, güzel, gösterişli, korunaklı ve güvenli bu köprü pek güzel ve çok faydalı bir hizmet olmuş. O köprüye ulaşmak için de kayaların üzerine bağlantı basamakları eklenmiş ki anlatılmaz. Bu basamaklardan geçip köprüye varınca altınızda bembeyaz, dupduru, serinlik bahşederek akan Göksu’yu görüyorsunuz. Etrafınızda ve üstünüzde çınar ve ceviz ağaçlarının dalları ve gölgeleri sizi hem güneşten koruyor hem de sizinle adeta tokalaşıyor. Etraftaki kayalar üzerinde sincaplar da size eşlik ediyor.
Bu güzel manzaralar içinde yürüyüp, gölgeli ve serin bir ortamda ilerlerken size su ve kuş sesleri eşlik ediyor. Bu saadet yolu üzerine birkaç tane, “manzarayı seyretmeniz, kuş ve su seslerini dinlemeniz, serinliği hissetmeniz, tefekkür etmeniz ve resim çekmeniz” için ara duraklar koymuşlar, İnce bir düşünce. Yolun finaline vardığınızda ise, karşınızda elinizi uzatsanız sanki değecekmişsiniz hissini veren, bembeyaz, besberrak, çağlayarak köpürerek yukarıdan aşağıya akan/düşen şelale, yere düşen suların sıçramasından oluşan gökkuşağı. Bu manzara hakikaten inanılmaz bir huzur ve serinlik veriyor insana. Bu sebepten dolayı Yerköprü ismi yerinde dursun ama ona soyad olarak " mutluluk köprüsü' " huzur köprüsü' " Saadet yolu" “Gökköprü” isimlerinden birini verelim. Çünkü artık bu bölgede yerden çok yukarlarda (havada, gökte) iki tane köprü var.
Allah halkımızdan (çünkü burası onların vergileri ile yapıldı) ve emeği geçenlerden razı olsun. Rabbim hepimizi oraya gidip bu güzelliği yaşayan, sonrada bu güzelliklerin sahibine hamd eden, Kur’anda sık sık tekrarlanan, “ altından ırmaklar akan” ayetinin minnacık bir yansımasını görüp, cennet iştiyakı artan salih kullardan eylesin. Amin. Amin. ( Şu linkten anlattıklarımı görsel olarak izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=L34A94PqNUc)
Yerköprüden sonra uğrak yerimiz olan Yeni Konak köyü, Karaköprü Göleti, Armutlu Yaylası, Kengerli pınarı, Balcılar Kasabası, Siyam efendi ziyaretgahı, Anıt Ağaç, Taşkent, Hadimi hazretleri ve Muazzam Eğiste viyadüğü ile ilgili bölümleri gelecek yazıya bırakıyorum.