Her şey bir şekilde her gün yeniden yenileniyor. Her sabah doğan güneş hergün yeniden doğuyor. Yani yenileniyor.
Peki İnsan neden yenilenmesin, en çok onun ihtiyacı varken?
Tevbe kapısından geçmediğimiz sürece yenilenemeyeceğiz.
Tevbe kapısından başımızı soktuğumuzda da yeniden doğmuş gibi olacağız.
Kuş misali, çok hafif…
Tevbe, kalbin pişmanlığıdır. Kalbin ezilmesidir. Ruhun „ben pişmanım“ deyişidir.
Tevbe, Rahman´ın kulunda en sevdiği haldir.
Kulun masum oluşunu Rahman çok seviyor. İşlemiş olduğu günahı itiraf edince de onu af ediyor. Tekrar işlemesin diye de kendisine yardım ediyor. İnsanın gayreti doğrultusunda tabiki !.
Dağ gibi çoğalan günah ve nisyanların altında ezilirken biz, bizi, kuş gibi hafifletecek tevbeyi neden çoğu kez unutuyoruz?
Aç ellerini semaya ya da açma, yüreğin konuşsun sadece. O seni sen den daha iyi bilendir çünkü. İster yüzünü semaya kaldır, ister secdeye koy, ister sağa çevir ister sola hiç farketmez; O bilir senin ne istediğini…
Yeter ki sen söyle, pişmanlığını dile getir veya sadece kalbinden geçir.
İşledeğimiz günahın arkasından vicdanımızın sesini duymaz olduk. Vicdanlarımız günah kirleri ile sağırmı oldu yoksa?
Tevbe, hayatdan tat alabilmektir. Tevbe insan ruhunda baharların esişidir. Nitekim Tevbe edenlerin en güzeli Muhammed (a.s.) şöyle buyurmuştur: „Her kim, tevbe etmeye devam ederse, Allah da onun sıkıntısını neşeye çevirir, darlığına bir çıkış yolu bulur ve ummadığı bir yerden onu rızıklandırır.”(Buhari, Tirmizi).
Tevbe meğer bir çok şey demekmiş.
O halde hiç vakit kaybetmeden açalım artık o kapıyı sonuna kadar. Girelim içeriye seslice. Geldim RABBIM geldim diyelim! İşte ben de geldim, tüm günahlarımı sırtıma yükledim Senin affına sığındım ve geldim. İşte şuracıktayım. Affetmeni bekliyorum.
Ruhuma affetimde de, ruhum artık rahat bir nefes alsın. Yıllardır kafeste mahkum bıraktm onu. Haddinden fazla yüklendim ona. Vermedim ihtiyacı olanları. Verdim ona zarar veren ne varsa haddinden fazla.
Şeytan hiç boş durmadı hiç. Her günahın arkasından tevbe yollarını tıkadı. “Tevbeye ne gerek var, zaten aynısını tekrar yapacaksın”, “Artık ALLAH seni affetmez çok günahkarsın” fısıltılarını kalbime üfledi durdu.
Bu fısıltıların ardı arkası kesilmeyecek bunun farkına olup, aldırış etmeden yolumuzda istikrarlı bir şekilde devam edeceğiz, etmeliyiz.
Günah işlesekte buna tevbe edip yolumuza devam edecegiz. Tekrar mı işledik? Devam edeğiz.
Tekrar mı? devam… durmak yok…
Rahman olan Zat merhamet sahibidir. Niyetleri en iyi bilendir.
Zaten tevbe kapısıda Cenâb-î Allah´ın çok büyük bir merhameti değil midir?
Çünkü Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Kalpten samimi bir şekilde tevbe ederek Allah’a dönün.” (Tahrim; 8).
Dönüyoruz sana dönüyoruz Rabbim.
Bizleri aff eyle…
Selam ve dua ile Efendim