Türkiye'de yeni bir dönemin başladığı artık gün gibi ortada; dünyayı yakından izleyen ve ülkemizin 'parlayan yıldız' görüntüsünü doğru değerlendirenler her geçen gün artıyor. Değerlendirmeyi doğru yapmak yeterli değil, kendini, kurumunu, örgütünü buna uygun konuşlandırmak daha önemli. Henüz bu yolda ciddi adım atan kişi, kurum ve örgüt çok az.
Ülkenin yetişme tarzı itibariyle dünyaya en açık kurumlarının başında gelen Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin (TSK) bu hafta içerisinde verdiği mesajlara bu gözle bakmakta yarar var. Özetle söylenebilecek olan şu: TSK üst kademesi değişimin ve bu değişime uygun bir dönüşüm gerektiğinin farkında; bunu sınama-yanılma yöntemiyle, tedricen ve mümkün olduğunca zamana yayarak gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Hiç de yanlış bir yöntem değil. Silâhlı Kuvvetler gibi elindekini korumaya ayarlı bir kurumun, değişimi gözeten ve dönüşümü hedefleyen bir yaklaşımı benimsemesi temelde zordur; bunu tedricen yapıyor olması bu sebeple yadırganamaz.
Bir konu dışında: Akreditasyon...
Genelkurmay Başkanlığı döneminin şartlarında medyayla ilişkilere getirilmiş ayırımcı kuralları on yıldır uyguluyor. Başkanlığın basınla buluşmalarına, etkinliklerine, resmi davetlerine bazı medya kuruluşlarının yönetici, temsilci ve yazarları davet edilmediği gibi, muhabirlerinin haber derleme veya denetleme amaçlı soru sormasına da kapılar sımsıkı kapalı tutuluyor.
Bu durumun sebep olduğu rahatsızlıkların haddi hesabı yok. Ayırımcılığın kayrılan tarafında yer tutanlar bile bu rahatsızlıklardan nasibini alıyor. Çok daha önemli sıkıntı ise, 'akredite edilmemiş medya' için, bu durumun, doğru bilgilendirilmemiş olma mazereti sağlaması... Tek taraflı ilişki, görüşleri ve sorularından yararlanabilecekleri gazetecilerle arasına akreditasyon duvarı girmesi yüzünden, Genelkurmay yetkililerinin de aleyhine işliyor.
Org. İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanı olması sonrasında gerçekleştirilen ilk değişikliklerden biri, akreditasyon uygulamasının esnetilip genişletilmesi oldu. Daha önce çağrılmayan Yeni Şafak ve Star gazeteleriyle 24 TV kanalı son basın buluşmasında hazır bulundular. Soru sorabildi arkadaşlarımız, ilk elden izlenim sahibi olabildi.
Esnetip genişletme iyi bir açılım hiç kuşkusuz, ancak bu noktada kalması eski sakıncaların önemli bir bölümünü ortadan kaldırmayacaktır. Hâlâ 'akreditasyonsuz' refiklerimiz var çünkü. Doğru bilgilendirilmeme mazereti devam eden medya kuruluşlarını nasıl suçlayabilirsiniz? En doğrusu, günlük bilgilendirmelerden her yayın organının yararlanmasını sağlamak, basınla periyodik buluşmalara da her gazete ve TV kanalını davet etmektir. Gazetecilerden, basın meslek ilkelerini korumada titizlik göstermelerini beklemek, her kurum gibi Genelkurmay'ın da hakkıdır elbette; ancak önyargısız bir yaklaşımla...
Bir medya grubunun etkisindeki sözümona meslek örgütlerini muhatap almak bir çare değildir. Arzu edilmeyen durumlarda, Genelkurmay-medya ilişkilerinin süreç içerisinde alacağı biçime bağlı olarak, evrensel karşı-uygulamalara başvurulabilir. Küsmek, ilişki kesmek, boykot etmek, araya duvar örmek gibi yaptırımların evrensel uygulamalarda yeri yoktur.
İyi niyete iyi niyetle karşılık verileceğine inanmamız için çok sebep var.
Tersi davranışlar 'çifte standart' eleştirilerine yeniden yol açacaktır zaten. Yakın geçmişte, kurumun hassasiyetlerine ters düşen manşetler atmış, haberler yapmış ve bu yüzden kuvvet kademesince kınanmış gazeteciler ve gazetelerle ilişki koparma yönüne gidilmemişti; ilişki koparmaktan daha etkin yöntemler vardır çünkü.
Genelkurmay'da yeni dönem, mümkün olduğunca en geniş medya açılımıyla sürdürülmelidir.