Bir önceki parlamento döneminde, Usta Siyasetçi Cemil Çiçek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına aday ilan edildiği gün; ben de Türkiye’de yeni bir anayasa yapılamayacağını cümle aleme ilan etmiştim.
12 Haziran 2011 seçimlerinde Ak Partinin en önemli taahhüdüydü yeni anayasa. Yeni anayasanın yapılacağı kamuoyunda güçlü bir kabul görmüş ve beklenti artmıştı. Ne tesadüf ki Cemil Çiçek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı oldu.
Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. Cemil Çiçek, siyasetin orta sahasında kırk yıldır top çeviren usta bir siyasetçidir. Yozgatlıdır ama Yozgat’a bir hayrı yoktur. Ankara Milletvekilidir ancak Ankara’yla ilgili bir icraatı yoktur. Anavatan Partisinde Bakanlık yaptığı yıllardan itibaren ‘icraatta bulunan ama her türlü icraattan itina ile kaçınan’ bir ustalığı vardır.
‘Ben icra makamındayım, fikir üretmeye vaktim yok, üniversitelerden, akademisyenlerden, sivil toplum kuruluşlarından yeni projeler gelmezse benden icraat beklemeyin!’ felsefesiyle siyasette 40 yılı devirmiştir.
Son Meclis Başkanlığı döneminde de aynı topu çevirdi. Yeni anayasayla ilgili olarak kamuoyundan yazılı görüş ve taslaklar istedi. Anayasa Komisyonuna havale etti. Komisyon 60 madde yazdı. Siyasi partiler uzlaşamadı ve yeni anayasa yapılamadı.
Usta siyasetçi Cemil Çiçek, bu yazının konusunu ve boyutlarını aşan ayrı bir portre yazısını hak ediyor. Beklentiyi aynı ölçüde muhafaza edip ‘yeni anayasa’ yapılmadan tamamlanan dört yıllık Meclis Başkanlığı dönemi bile bunun için yeterli.
***
Abdulkadir Selvi’nin dünkü (14 Nisan 2016) Köşe yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun ‘yeni anayasayı zamana yaymak’ konusunda anlaştıklarını yazıyor.
Zamana yayma konusunda hemfikir olmaları, yeni bir anayasa yapmama konusunda da fikirdaş olduklarına işaret!..
Ne yapalım, Kenan Paşa Anayasası, mahkemeleri ve YÖK vb üst kurullarıyla yaşamaya devam edeceğiz.
Bu saatten sonra yeni bir anayasa yapmaya da ihtiyaç yok aslında. Fiili durum, mevcut anayasanın çok çok ilerisinde. Fiilen başkanlık sistemine geçmişken, parlamenter sisteme göre anayasa yazmanın da manası yok.
Yeni Anayasa konusunda kalem oynatmak da zaman kaybı. Bu işin peşini bırakmayan bir iki kalem erbabına tavsiyem, bundan sonra Yeni Anayasa ve bağlamındaki konuları yazmayı bıraksınlar, çünkü okuyucuya gına geldi.
Başlığına bakıp bu yazıyı da okuyan olmayacak zaten.
Yeni Anayasa konusunu rafta bekletip temcit pilavı gibi kamuoyuna servis etmekten vazgeçelim, mevcut anayasayı da kağıt kıyma makinesine atalım, piyasadaki baskılarını da toplatıp SEKA’ya gönderelim!..
Yazıya bu ifadelerle son vermek varken, sen fikir üretmezsen ben ne yapayım, diyen Cemil Çiçek’e cevabım; kişi hak ve özgürlüklerini öne alan, taş çatlasın 20 maddelik bir anayasa yazıp bir kenara koymak bu kadar zor muydu?