Yanık türkülerimize konu olan Yemen, çoğu insan için uzaklığı, ayrılığı ve acıyı çağrıştıran; öte yandan gizemli, az bilinen ama merak da edilen bir ülkenin adıdır.
400 yıl boyunca Osmanlı Devleti'nin himayesinde kaldıktan sonra 1. Dünya Savaşı'nda elden çıkan Yemen'de 300 bin şehidimiz var. Yanık türküde “giden gelmiyor acep ne iştir” denilmesi de bu sebeptendir.
Yemen’de yatan 300 bin fidanımız için bir şehitlik yapıldı ve açılışını 2011 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yaptı.
Yemen 30 milyon nüfusuyla, etkileyici coğrafi özellikleriyle, egzotik ve keşfedilmeyi bekleyen bir ülke.
Ülkede son yıllarda yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle turist sayısında önemli ölçüde düşme yaşanmış. Kaldığımız beş gün boyunca bir tek batılı turistle karşılaşmamış olmamız da tesadüfi değil.
Sıcak, sempatik ve sakin insanların ülkesi Yemen yoksulluğun pençesinde kıvranıyor.
Halkın geçimi büyük ölçüde tarım ve hayvanlığa bağlı. Nüfus ise hızla artıyor. Yılda 60 bin kişi vefat ediyor, 500 bin çocuk doğuyor.
Kurban vesilesiyle Türkiye’den dünyanın dört bir yanına giden yardım kuruluşları bu yıl da gönülleri fethetti.
Ben de bu yıl kurban görevlisi olarak yurtdışına çıkanlardandım. Kurbanlarını Deniz Feneri eliyle Yemen’de kestirmek isteyen hayırseverlerin vekâletlerini yerine getirdik. Allah kabul etsin. Nice bayramlara afiyetle kavuşmayı hepimize nasip etsin.
Yemen’de Deniz Feneri adına görev yapan ekipte benimle birlikte İnsan ve Medeniyet Hareketi’nden Ercan Sarı ve Filistinli İbrahim Nahhal da vardı. Ercan Sarı ve İbrahim Nahhal’ın ortak paydası, her ikisinin de Deniz Feneri gönüllüsü olmaları.
Ortak faaliyet yaptığımız Yemenli yardım kuruluşu Toplumu Islah ve Hayır Cemiyeti, 20 yıldan fazla bir süredir Yemenli fakirlerin ve Yemen’e sığınmış mültecilerin yüzünü güldürmeye çalışıyor. Cemiyet ülkenin bütün şehirlerinde şube ve temsilcilikler açmış. Hem gıda yardımları yapıyor, hem afetler sonrasında acil müdahalelerde bulunuyor, hem de dezavantajlı durumdaki Yemenlilerin gelişmesine katkı sağlayacak kurslar, eğitim merkezleri açıyor.
Kuruluşun hastaları misafir edip tüm ihtiyaçlarını karşıladığı bir de misafirhanesi var.
Yemen’e giden yardım kuruluşlarından İHH’nın yönetici ve gönüllüleriyle de karşılaştık, sohbet ettik. Onların da Toplumu Islah ve Hayır Cemiyeti ile sürdürdükleri çok sayıda projeleri bulunuyor. En dikkat çekicisi ise yetimlerle ilgili olanı.
Yemen’de bir de Osmanlı aşığı ile tanıştık. Hayatını Osmanlı araştırmalarına adamış, Osmanlının Yemen’de yaptığı göz kamaştırıcı yatırımları kitaplaştırmış olan yazar Ali Carullah ez Zeeb, bizi ısrarla evine çaya davet edince kıramadık, gittik. Gördük ki O, evinin tüm odalarına Osmanlı sevdasını yansıtmış.
Gidilen bir ülkeye sadece yardım götürülmüş olmuyor. Yardımla birlikte sevgi, merhamet ve kardeşlik de ulaştırılmış ve zaten var olan kardeşlik bağları güçlendirilmiş oluyor.
İslam’ı Hz. Peygamber s.a.s’in ilk davet yıllarında kabul etmiş Yemen halkı ile epeyce ortak yönümüz ve güçlü kültür bağlarımız bulunuyor.
Onlar, 2005 yılında Başbakan Erdoğan’ın Yemen ziyaretini, 2011’de Cumhurbaşkanı Gül’ün şehitlik açılışı vesilesiyle Yemenlileri bağrına basmasını unutmuyorlar.
Yemenliler, daha güçlü ve sözü geçen bir Türkiye için dua ediyorlar ve Türkiye’deki bütün kardeşlerine selamları var.
recep.kocakk@gmail.com