Yaşamın bin bir türlü tarifi yapılabilir. Tarifi yapanın oturduğu koltuk, yaş, makam ve çevreye göre tarifler çoğaltılabilir.
“Yaşam bir çan eğrisi” diyen kişi Kayışdağı Darülaceze’nin yöneticisi. Onun baktığı pencereden böyle özetlenebiliyor yaşam.
Bir bebeğin doğduğundan belli bir yaşa ulaşıncaya kadar geçen sürede bütün ihtiyaçları anne babası, büyükleri tarafından karşılanır. Karnının doyurulması ve diğer ihtiyaçları için başkalarının mutlak desteğine ihtiyacı vardır doğan her insanın.
Bir süre sonra emekler, yürür, koşar bebek. Yemeğini önce üzerine döke döke yer. Onun kaşığından ağzına götürebildiği her lokma ailesini çok mutlu ettiği gibi, üzerine dökülen her lokma da ayrıca sevindirir büyüklerini.
Zira çocuk artık kendisi yemeğini yiyebilecektir. Alışıncaya kadar bir müddet temizlik işi çıkarır annesine. Sağlık olsun.
İnsan, Allah’ın takdir ettiği sağlıklı günleri tamamlayıp hayat merdiveninin yaşlılık basamağına adım attığında, artık onun için yine zor ve çevresinin mutlak desteğine ihtiyaç duyacağı günler başlamıştır.
Yaşlı insan bir yandan destek alır bir yandan da çok küçük, basit konuları bile kendine dert eder hale gelir, alınganlaşır. Hassasiyetleri öyle artmıştır ki, birlikte kaldıkları en yakınının iş yorgunluğu, dalgınlığı onlar için kendilerine yöneltilmiş bir tavır gibi yorumlanabilir.
Kayışdağı Darülaceze’nin Müdürü Tayfun Karali “Yaşam bir çan eğrisidir” derken bunları anlatmaya çalışıyordu.
Yaşam bir insan için nasıl başlıyorsa neredeyse öyle bitiyor. Acziyet içinde başlıyor, öyle de sona eriyor. Çan eğrisinin orta kısmında kendi ayakları üstünde durabildiği, hatta başkalarına destek olduğu yıllar ne kadardır? Cevabı herkes için değişecek bir soru bu.
Çoğu özelliği ile sadece ülkemizde ilk ve tek olduğunu bildiğimiz İBB Kayışdağı Darülaceze tesisleri bazı özellikleri bakımından dünyada da tek.
Bu güzel müesseseyi biraz daha yakından tanımamızda yarar var.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı
Bünyesinde 1999 yılında Kayışdağı'nda açılan kurum, 151.000 m2 alan üzerine kurulmuş olup Türkiye’nin en büyük huzurevi olma özelliğine sahiptir. Kapasite olarak 1000 kişiye hizmet verebilecek donanıma sahip Kayışdağı Darülaceze'de kalan vatandaşların her türlü ihtiyacını karşılayabilecek eğitimli 550 personelle hizmet verilmektedir. Kayışdağı Darülaceze tesislerinde 9 yasam sitesi bulunmaktadır. Yaşamını tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak sürdüren sakinlerin kaldığı Umut Sitesi, demanslı ve alzheimerli sakinlerin kaldığı Çınar Sitesi, yatağa bağımlı sakinlerin kaldığı Huzur Sitesi, zihinsel engelli sakinlerin kaldığı Dolunay ve Papatya Siteleri, kendi kendine yetebilen sakinlerin kaldığı Güven, Zümrüt ve Sevgi Siteleri ile Çocuk Evi, sakinlerin ihtiyaçları doğrultusunda dizayn edilmiş yaşam siteleridir.
Kuruma kabulü gerçeklesen sakinler fiziksel ve psikolojik yapıları göz önünde tutularak yasam sitelerine yerleştirilir. Sakinlerin yaşamsal ihtiyaçlarının yani sıra, sosyal ihtiyaçlarını da karşılamak amacıyla kütüphane, internet kafe, sinema salonu, hobi bahçesi, mini hayvanat bahçesi, doğal dinlenme alanları sunulmuştur. Ayrıca periyodik tıbbi muayeneleri kurum bünyesinde çalışmakta olan diş hekimi, aile hekimi, psikiyatrisi, nörolog, fizik tedavi uzmanı ve intaniye uzmanı tarafından düzenli olarak yapılmaktadır.
Kayışdağı Darülaceze yüz yıllık kimliğine uygun bir şekilde üç dini kucaklayan bakış açısı ile Cami, Şapel ve Midraş'ı da bünyesinde bulundurmaktadır. Rehabilitasyon merkezinde eğitimciler gözetiminde resim, müzik, el isi, çiçek, ahşap boyama ve el becerileri çalışmaları yapılmaktadır. Sakinlerin sosyal hayata adaptasyonları için gerek kurum içinde gerekse de kurum dışında tiyatro, konser, yemek, kahvaltı, yat gezisi ve şehir içi ve dişi turlar düzenlenerek sosyolojik ihtiyaçları giderilmeye çalışılmaktadır.
Köln- İstanbul kardeş şehir işbirliği çerçevesinde kurum bünyesinde 1 adet Çocuk Evi inşa edilmiş olup burada 32 mevcutla 6 -12 yaş arası çocuğa hizmet verilmektedir. Bu çocuklar yapılan incelemeler sonunda depremzede veya korunmaya muhtaç çocuklar arasından seçilmiştir. 2006 senesinde Kartal / Soğanlık sapağındaki eski köy hizmetleri binasının revize edilmesi çalışmaları tamamlanmak üzere olup çocukların daha iyi koşullarda yaşamasına elverişli hale getirildikten sonra 32 çocuğun da nakilleri buraya gerçekleşecek ayrıca bu tesiste 0-6 / 6-12 / 12- 18 / yas grupları arasındaki çocuklara da hizmet verilmeye başlanacaktır.
Darülaceze Müdürlüğü yeni bir projeyle 2006 senesinde ilk kez Cep Darülacezeleri faaliyete geçirmiştir. Darülacezede kalma şartlarına haiz olup kendine yetebilen sakinlere yönelik; İstanbul’un çeşitli yerlerinde açılan evlerle bu sakinlerin sosyal hayattan kopmadan, semtlerinde, alıştıkları ortamlarında Darülaceze koruması altında yaşamlarını sürdürebilmeleri sağlanmaktadır. Bu proje kapsamında 6 ev faaliyete geçmiş 2007 yılı sonuna kadar da 17 adet ev de proje kapsamında hedefler arasına alınmıştır.
İstanbul Sokak Çocuklarını Meslek Edindirme Merkezi olarak bilinen ISMEM, 2006 yılında Darülaceze bünyesine dâhil edilmiştir. 24 saat konaklama, sakinlerin psikolojik ihtiyaçları ve mekânsal yakinlik ISMEM' in Darülaceze bünyesinde hizmet vermesine olanaklı kılmıştır. Maddesel bağımlılık yaşamış, aile içi şiddete maruz kalmış, imkânsızlıklar neticesinde sokakta yaşamını sürdürmek zorunda kalan 16-20 yas arası 120 genç ISMEM de koruma altına alınarak 60 personelle hizmet verilmekte, zarar veren ve tüketen bireylerden kendilerine ve yaşadıkları topluma katkısı olan bireyler haline gelmelerine çalışılmaktadır.
Sağlık problemleri olanların bu problemleri giderilip eğitimlerine kaldıkları yerden devam etmeleri sağlanmaktadır. Akabinde yetenekleri ve psikolojik durumları göz önünde tutularak en çok ihtiyaç duyulan 13 ayrı meslek dalında eğitimler verilmektedir. Bilgisayarlı muhasebe, bahçıvanlık, elektrik, boya-kartonpiyer, marangoz, sıhhi tesisat, aşçılık, elektronik, mekanik ve otomasyon gibi branşlarda temel ve mesleki eğitimlerini tamamlayan gençlere daha sonra piyasada is bulunarak istihdamları sağlanmaktadır. Tüm öğrencilerin açık ilköğretim ve açık lisede kayıtları yapılarak eğitimlerine de devam etmeleri sağlanmaktadır.
Kayışdağı Darülaceze’ye bir yolunuzu düşürüp sakinlerine hal hatır sorun, ellerini sıkın. Bir misafirle karşılaştıklarında en çok arzu ettikleri şeyin onlara dokunulması olduğunu gördüm. Çok iyi şartlarda misafir ediliyorlar ama daha fazla insan yüzü görmeye, hatırlarının daha çok sorulmasına ihtiyaçları var.
Kurban bayramı öncesinde ya da bayram sırasında kendimiz için bir iyilik yapıp onları ziyaret edelim. Onların şahsında hepimiz yarınımızı göreceğiz. Tefekkürümüz, hatta şükrümüz artacak.
Kayışdağı Darülaceze ve benzeri hizmet mekânlarını tesis edenleri tebrik ediyorum. Hepsinden Allah razı olsun. O müesseselerin vücuda getirilmesine ve yürütülmesine katkı sağlayan herkese şükran borcumuz var. Çalışanlarına, idarecilerine sabır, güç, kuvvet diliyorum. Hepsi alınlarından öpülmeyi hak etmiş insanlar.
Yaptıkları işin “insana hizmet” gibi kutsal bir iş olduğunun bilinciyle çalıştıkları sürece sadece maaş almakla kalmayıp büyük ecirlere de kavuşacaklardır.
Kendimize soralım mı; “Çan eğrisinin hangi basamağındayız ve bir gün bizim de darülacezeye ihtiyacımızın olmayacağının garantisini kim verebilir?”
gumuslale@gmail.com