Mevcut Anayasanın 125. maddesini düzenleyecek olan değişiklik teklifinde yer alan YAŞ kararı ile ilgili düzenleme şöyle: "Ancak, Yüksek Askeri Şuranın, terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle ayrıma hariç her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır. Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz."
Bu maddenin aynen kabulü halinde ne olacak. Yargı yapılan işlemlerin hukuka uygunluğunu kontrol edecek fakat içerikteki gizli detayları sorgulayamayacak, ince işlerle ilgilenmeyecek.
Çevrilen dolapları sorgulayamayacak.
Çevrilen dolaplardaki inceliği anlayamayacağı için sorunu çözüm odaklı sonuca bağlayamayacak.
Bu durumda YAŞ kararları öncesinde kanunen eksik gedik bulunamaz ise haksızlığa uğrayan kişi için değişen bir şey olmayacak. Yani kılıf iyi hazırlandığı sürece yargı uygunluk yönünde karar verecektir.
Türkiye’de yargı uydurulan kılıflar paralelinde görüş beyan etmekte içerikteki incelikleri es geçmektedir.
TSK bir personeli re’sen emekli etmek istediği zaman kanuna uygun evraklar hazırladığı sürece Yargının bunu denetlemesi ve yapılanın uygunsuz olduğu yönünde karar vermesi çok zordur. Çünkü sürecin detayını bilmesi imkânsızdır.
Bir şekilde sicil amirlerinin kanaatine güvenmek ve sürecin doğru çalıştığına inanmak zorundadır.
Art niyetli amirin art niyetini sorgulaması ve sistemde hata olduğunu anlaması mümkün olmayacaktır. Neticede sadece evrak incelemesi yapacak ve bulunan kulplar üzerinden hareket edecektir.
367 tezgâhını iyi hatırlayın. Sabih Kanadoğlu’nun uydurduğu 367 dayatması CHP’nin AYM’ye başvurması ile daha önceki sürecin tam tersi yönde karar alarak Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini tıkamış, maalesef 11. Cumhurbaşkanı seleflerinin seçildiği vechile seçilememiştir.
Türkiye’de maalesef TSK kadar Yargı da siyasallaşmıştır. 411 Milletvekilinin oyu ile kabul edilen Başörtüsü Kanunu nasıl AYM tarafından durduruldu ise YAŞ kararlarının Yargıya bu hali ile açılması da maalesef doğru ve adil netice vermeyecektir.
Daha önce dile getirdiğimiz sıkıntılar çözülmemiş olarak süreç devam edecek sadece gönüller rahatlamış olacaktır. Bu durumda yargıya başvurdunuz da ne oldu gibi bir ikilem ile karşı karşıya kalınma riski vardır.
Değişiklik teklifi ilk hali ile daha adildi.
Son anda birileri fazla kurcalamayın tarzında bir öneri ile sistemi delmiş gibi bir izlenim uyandırmaktadır..
Kanun yapanlar süreç ile ilgili tüm detayları ve konfigürasyonları, yani birbiri ile alakadar kanunları taramadan tek bir madde ile her şeyin çözüleceğini düşünmekte ve tek maddeye yoğunlaşmaktadırlar. Aynen Baş örtüsü yasasında olduğu gibi, 367 oyununda olduğu gibi maddeye atfedilen gizli maddelere dikkat etmemektedirler.
Eğer bu kanunlar meclisten geçtikten sonra AYM tarafından iptal edilirse ANCAK O ZAMAN hangi gizli maddelere göre iptal edilmiş ve nasıl manevralar yapılmış görülecektir ki bu yapılan çalışmaların boşa gitmesi demektir.
Bu durumda yine statüko kazanacak demektir.
Sabih Kanadoğlu bu paketi AYM iptal eder diyorsa sistem içine gömülü gizli maddeler var demektir.
Bu maddeleri de göz önüne almalı ve bulup paketle birlikte çıkarıp atmalısınız.
Eğer atamaz ve göz göre göre sadece pakete yoğunlaşırsanız, bu kanserli maddeler tekrar nüksedecek ve sistemin hastalıklı hali devam edecektir.
İlk değişiklikle hastalıklı yapının tam anlaşılamadığı maalesef ortadadır.
Anayasa komisyonuna yapılan gizli ziyaretler, pakete son anda sokulan toksik maddeler maalesef sistemin kanayan yarasının durmasını engelleyecektir.
Lütfen sayın komisyon üyeleri, çok uyanık olmak durumundasınız.
Bu şansı iyi değerlendirmek ve hastalığın kökünü kazımak anlamında elinize geçen tarihi fırsatı iyi değerlendirmek zorundasınız.
Yapılan çalışmaların akim kalmaması ve memleketimize ve milletimize faydalı olması için bunları görmelisiniz.
Sisteme sokuşturulmaya çalışılan takozlara dikkat ediniz.
İlk madde eksikliler vardır.
YAŞ Kararları Yargıya adil karar alabilmeyi netice verecek şekilde düzenlenmelidir. Sadece kanuna uygun mu şeklinde yapılacak bir düzenleme adil sonuç vermeyecek, mütedeyyin personeli sistem dışına çıkartmak isteyen art niyetlilerin elini güçlendirecektir.
İlgili yasanın bu hali ile geçmesi halinde Kanundaki boşlukların giderilmesi maksadı ile aşağıdaki hususlarında muhakkak düzenlenmesi gerekmektedir.
926 sayılı TSK Personel Kanunun “disiplinsizlik ve ahlâkî durum sebebiyle ayırma” esaslarını düzenleyen, Subaylar için 50. maddesinin (c) fıkrasının; Astsubaylar için; 94. maddesinin (b) fıkrasının değiştirilerek “Disiplinsizlik veya ahlakî durumları yargı kararları ile tescil edilen ve bu sebeplerden dolayı, Silahlı Kuvvetlerde kalmaları uygun görülmeyen subayların/astsubayların hizmet sürelerine bakılmaksızın haklarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanır” haline getirilmesinin;
926 Sayılı Kanunun 29.07.1983 tarih ve 2870 sayılı Kanunla değişik 50. maddesinin (d) fıkrasının son bendinin son cümlesi ile, 94. maddesinin (c) fıkrasının son bendinin son cümlesi olan “Bu gibi subaylardan/astsubaylardan durumlarının Yüksek Askerî Şura tarafından incelenmesi Genelkurmay Başkanlığınca gerekli görülenlerin Silahlı Kuvvetlerden ayırma işlemi, Yüksek Askerî Şûra kararı ile yapılır” hükmünün metinden çıkarılmasının;
926 Sayılı Kanunun 50.(c) ve 94 (b) fıkralarının değiştirildiği tarih olan 29.07.1983 tarihinden, değişikliğin yapılacağı tarihe kadar, YAŞ Kararı ile disiplinsizlik ve ahlâkî durum gerekçe gösterilerek, aslında inançları sebebiyle re’ sen emekli edilen bütün mağdurların iadei itibarı ve kaybedilmiş haklarının iade edilebilmesi için de yasal düzenleme yapılmasının;
Kanunda yapılan değişikliğe paralel olarak; “Disiplinsizlik ve ahlâki Durum nedeniyle ayırma sicil belgesi düzenlenmesi ve uygulanacak esasları” düzenleyen, Subay Sicil Yönetmeliğinin 92., Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 61. maddelerinin “a” ve “b” fıkralarının, YAŞ’ ya sevk imkanlarını ortadan kaldıracak ve “disiplinsizlik ve ahlâkî durumun” yargı kararı ile tescilini şart koşacak tarzda değiştirilmesinin uygun olacağı mütalaa edilmektedir.”
Bu maddenin adil yargılama ve sonuçlandırmaya yetkili olacak şekilde düzeltilerek kanunlaştırılması mağduriyetlerin önlenmesi bakımından daha isabetli olacaktır. Yapılan işlemin yerinde olup olmadığının denetlenememesi ve geri döndürülememesi sonucu değiştirmeyeceği için değişiklik maddesi maalesef bir işe yaramayacak ve mağduriyetleri önlemeyecektir.
Bu madde arzu edilen hali ile çıkartılamamaktadır. Bu değişikliği her kim veya kimler önerdi ise sistemdeki boşluğun devam etmesi yönünde tasarlanmıştır.
Yukarıdaki önerilerimiz dikkate alınmalıdır.
Yaş Kararlarının Yargıya açılmasını düzenleyen 12. maddenin tekrar gözden geçirilmesi, tam yargıya açılması ve sınırlandırmanın değişiklik tasarısından çıkartılarak düzenlenmesi gerekmektedir. Yapılan değişikliğin bu hali ile Anayasaya girmesi doğru değildir. Mağduriyetlerin giderilmesi konusunda yeterli olmayacaktır.
“YANLIŞ YAPILMAKTADIR. BİRİLERİ MAĞDURİYETLERİN DEVAMINI İSTER MAHİYETTE DÜZENLEMELER YAPTIRMAYA ÇALIŞMAKTADIR.”
Ahmet TÜRKAN - HABERNAME