Pilotlar iyi bilirler; İniş- kalkış ve pas geçme eğitimleri pilotajın en önemli aşamalarıdır. Bu eğitimlerde Kaptan pilot kadar, kule operatörüne de iş düşer. Hatalı komut uçağın pistten çıkmasına neden olur.
Örnek vererek açıklamakta yarar vardır. Uçak iniş için tüm hazırlıklarını tamamladı, son yaklaşmasını yaptı, kuleden iniş müsaadesini aldı ve indi.
Taksi (Uçağın pistte yol almasına taksi denir) esnasında kule ani bir karar ile pas geç diye talimat verir ve pistte kalan mesafe kalkış için yeterli değilse uçak pistten çıkar.
Diğer durum kalkmak için tüm kontrollerini yapan ve pistte kalkmak için koşturmaya başlayan uçak yeterli iniş mesafesi kalmadığı halde kalkıştan vazgeçtim (abort) der ise yeterli mesafe olmadığı için de pistten dışarı çıkar.
Her iki halde mümkündür ve yaşanmış tecrübeler ile sabittir.
Bu misalleri neden verdim.
05.04 2010 günü Balyoz darbe planı ile ilgili geniş çaplı bir operasyon yapılacağı haberleri ortalığı kasıp kavurmuş ve nefesler tutulmuştu. Çünkü anlatılanlar çok ciddi idi.
Bir önceki süreçte Balyoz sanıklarının salıverilişi, savcıların itirazları sonucunda yakalanma emirlerinin çıkartılması, sanıkların GATA’ya müracaat ederek süreçten bir şekilde yırtma girişimleri ve aynı gün yeni bir operasyon duyurusu.
Ardından gün ortası haberlerde savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi ve operasyonun durdurulduğunun açıklanması.
Tüm bu olanların bir izahı olmalı. Yapılan açıklamaların anlaşılabilir tarafı yoktur.
Tüm kamuoyunun dikkat kesildiği bir operasyon bıçakla keser gibi durduruluyor.
Savcıların görev yerleri değiştiriliyor.
Üstüne üstlük bunlar normaldir, her zaman olan şeyler deniyor.
Çok af edersiniz, bu savcılar vardiya usulü çalışan işçiler mi ki vardiya bitti, üretim programı değiştirildi tarzı zamansız talimatlarla gündemi sarsacak açıklamalar yapılıyor.
Ciddi üretimler yapan bir fabrikada böyle bir talimat çok ciddi üretim kayıplarına sebep olabilecekken, yargıda böylesine zamansız bir görev değişikliği, hatta daha ileri gidilip operasyonun durdurulduğunun açıklanması nasıl izah edilebilir.
Bu kadar kolaysa neden çözülmedi şimdiye kadar.
Bu kadar basit ise neden 14 ilde operasyon kararı alındı.
Neden işlemlerin tamamlanması beklenmedi.
Neden insanlar töhmet altında bırakıldı.
Soruşturma yapmadan insanların suçlu veya suçsuz olduğunu biliyorsanız tüm bu operasyonlar, tutuklamalar, salıvermeler neyin nesi.
Kim suçlu kim mağdur.
Suçsuzlarsa neden bu kadar şaşalı operasyonlar yapılıyor.
Ciddi bulgular edinilmeden neden böyle bir operasyon kararı veriliyor.
Operasyon kararını kim verdi ise durdurma kararı da o makama ait olması gerekmiyor mu.
Neden birinin yaptığını diğer makam bozmaya çalışıyor.
Neden sürecin tamamlanması beklenmiyor.
Neden kurumlar birbirine güvenmiyor.
Tüm bu olanlar kurumlar arası güç gösterisi midir.
Eğer öyle ise yargı pistten çıkmıştır.
Acilen tedbir alınması gerekmektedir.
Adaletin başı Adalet bakanlığı burada söz sahibimidir.
Yoksa sadece onay makamı olup hiçbir yaptırımı yok mudur.
Emret bakanım tarzı bir yönetimden nasıl bir performans beklenebilir.
Eğer Anayasa paketine karşı bir oyun ise kuralları hiç de normal değildir.
Neden el birliği ile düzeltmek varken, el birliği ile bozmak yolu tercih edilmektedir.
Yasama kanun yapamıyor, Yaptığı kanunlar bir kılıf ile iptal ediliyor.
Yürütme karar alamıyor, aldığı kararlar bir kılıf bulunup iptal ediliyor.
Yargı, biri yakalıyor diğeri salıveriyor. Aynen köşe kapmaca gibi.
Erken gelen operasyon yapıyor. Nöbetçiler nöbette uyumuyorlar çok güzel de,
Yargı kararının oluşmasına fırsat vermeden hüküm veriyorlar.
Eğer karar doğru ise savcılar neden salıverilenleri tekrar yakalamaya çalışıyor.
Karar yanlış ise neden operasyonlar durduruluyor. Neden GATA şaibeli bir işe aracılık ediyor.
Çok zor bu konular. Yargının pistten çıkmadan acil tedbirlerle düzeltilmesi gerek.
Anayasa paketinin 1. turu kavgalı oturumlar sonrasında tamamlandı. Şimdi sıra 2. turda.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin gelinen süreç için
“Yaşadığımız tecrübeler acılar, bu ülkeyi şimdi daha sağlıklı değerlendirme imkânı sağlıyor diyen Bakan Ergin, HSYK, YARSAV ve yüksek yargıdan gelen eleştirileri anlamanın zor olmadığını söyledi. Ergin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir kast sitemini çözüyorsunuz. Ve geniş tabanlı bir yargı erki oluşturuyorsunuz. Yargıtay ve Danıştay, HSYK’yı oluşturuyor. HSYK da bu kurumları oluşturuyor. HSYK’da 4 yıl çalışan bir üye tekrar ana görevine dönüyor. Orada kendi seçtiği üyeler tarafından daire başkanlığı genel kurul başkanı, başsavcılık gibi makamlara aday oluyor. Bu devam etsin deniyor.” demektedir.
Adalet sağlanmadan devasa adalet sarayları inşa etmek lüzumsuz güç gösterilerinden başka bir şey değildir.
Yargı adil olmalıdır.
İnsanlar yargının adaletine güvenmelidir.
Herkese eşit muamele yapmalıdır.
Cezalar caydırıcı olmalıdır.
İnsanlar daha başta suç işlemekten korkmalıdır.
Yargı kararını beklemeden salıverilen hatırlı kişiler, yargılanmayı aylarca, yıllarca bekleyen masumlar.
Adalet nasıl düzelecek.
Adalet pistten çıkmışsa insanlar nasıl huzurlu olacak.
2.tur görüşmelerin memleketimiz ve adalet adına iyi işlemesini ve ülkemizin sadece hukuk devleti olmak değil adaleti sağlamak adına atılımlar yapmasını temenni ediyorum.
Lütfen meclisi oyalamayın. Engellemeyin.
Ahmet TÜRKAN - HABERNAME