Gizli ya da açık yansımalar. Basına yansıyan konu ilginç ise, yansımanın şeklinin açık ya da gizli olması neticeyi değiştirmez. Ortada habere konu olan bir durum var demektir.
CHP genel Başkanı Kılıçdaroğlu eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in basına yansıyan konuşmaları için kimler dinliyor, kimler ifşa ediyor diyerek dinlemeleri ortaya çıkaranları veya yayanları suçlayıcı ifadeler kullanıyor.
Evet dinlemeler ahlaki olmayabilir. Baykal olayında ve benzer diğer olaylarda da ahlaki olmadığını beyan etmiştik.
Lakin ortada inkar edilemeyecek gerçekler var iken artık kimin neden dinlediğinin ve de yaydığının pek önemi kalmıyor.
Konu buraya gelmişken; kaset skandalı sonrası CHP genel başkanlık koltuğuna oturan Kılıçdaroğlu dinlemeleri ahlaki bulmuyor ve dinleneni masumiyet atfederek örtmek istiyor ise” koltuğunu Baykal’a bu gün teslim etmelidir” Bu kadar konuştuktan sonra Baykal’a koltuğu bırakıp çekilmelidir. Kılıçdaroğlu’na göre Baykal’da masumdur.
Yoksa bu oyunun içinde Kılıçdaroğlu’nun olmadığını kim iddia edebilir ki?
Başkasına gelince kim dinlemiş, nasıl dinlemiş hikayeleri, kendine gelince karalama …
Yok öyle yağma.
Terörö 30 yıldır bitirilememişken, pek çok darbe planı ortalığa yayılmış ve zanlılar yargılanırken aynı zamanda konuşmalarda dile getirilen bu kadar problem varken hala birilerinin sabredip sessiz kalmasını mı istiyorsunuz? Söylenenler hala karanlık köşelerde mi kalsın?
Peki problemler açık açık söylenemiyorsa nasıl bilinecek?
Birilerinin sabır taşı çatlıyor ve yeter artık diyebiliyorsa bundan neden gocunuyorsunuz ki?
Yeter artık elbette!
Problemler sadece kapalı kapılar ardında konuşulacak, fakat çözüm bulunamayacak, ya da ortaya çıkmaması için çözüm önerilmeyecek.
Peki; sonuca nasıl ulaşılacak?
Bir önceki yazımda; “Bu sefer suçlamadan, problemlerin farkında olup çözüm düşünelim”
demiştim. Suç unsuru ibareler varsa onu adalet değerlendirir, topluma ve problemin çözüm makamlarına düşen ilk vazife görülen sıkıntıların çözümüdür, suçlama içgüdüsü ile problemlerden uzaklaşmayalım. Yoksa Kılıçdaroğlu gibi, bu konuşmaları kim sızdırdı diyerek polemik yaparsak, önemli meselelerin çözüm yollarını kapatmış oluruz.
Biz bu ülkenin fertleri olarak şunu demeliydik.
Problemler var, çözün bunları!
Aslında hep dile getirildi, lakin problemlerin üzeri örtüldü. Bir şekilde içinden çıkılamaz hale getirildi. Hukuktan, adaletten kaçırıldı. İspatı mümkün olmayacak şekilde deliller karartılmaya çalışıldı.
Ya çıkıp açık açık her şeyi anlatacaksınız ve çözüm önerilerini de getireceksiniz, ya da bir bilenden yardım alacaksınız.
Hiç birini yapmıyor ya da yapamıyorsanız, o makamları işgal etmenizin anlamı yok.
O makamları korumak için darbe planları yapmanız da artık fayda vermeyecektir.
Kanunları kendinize uydurmanızın da bir faydası kalmayacaktır.
Bunu zamanı gelince birileri sorar.
Bu güne kadar sorulmadı ise, ortaya çıkmaması için yapılan girişimlerdir. Artık mızrak çuvala sığmıyor.
Artık itirafların açık olarak yapılması, ya da gerçeklerin ortaya konması gerekiyor. Çözüm için kim yetkili ise onunla oturup bunların konuşulması gerekirdi. Fakat öyle bir dayatma psikolojisi içine girilmişti ki, gerçeklerin anlatılması ve de anlaşılması imkansız hale geldi.
Yeni Genelkurmay Başkanı’nın olumlu mesajlarından ümitliyiz. Problemler en doğru şekilde çözülecek, kanunlara uygun olacak diyor. TSK elbette milletimizin göz bebeğidir. Yıpratılmasına göz yumulmamalıdır. Yıpratılıyor diye hakikatleri saklamanın da anlamı yoktur. O zaman içinden çıkamazsınız.
Bundan önce olduğu gibi; çözümsüzlük çözüm olarak sunulmamalı.
Artık bitsin istiyoruz. İlelebet böyle gidemezdi.
Ahmet TÜRKAN –Habername
*****