Kaybetmeyle başlamıştı her şey... Kaybedileni arama arzusuyla kaldı elimde hiçbir şey… Hiçbir şey tanıştırdı beni onunla.. Esasında onunla az çok tanışıklığım vardı. Ne zaman mı tanışmıştık?
Annem beni beşiğimde bırakıp başka bir odaya gittiğinde, annemden ve babamdan okul için ilk ayrıldığımda,tanımadığım insanların bulunduğu ortamlara girdiğimde, sevdiğim tarafından terk edildiğimde vs vs Ama nedense hep korkmuştum ondan ya da çevremden onun hakkında korkutucu şeyler duymuş korkutulmuştum.
Korkmuştum, korkutulmuştum ve kaçmıştım onunla karşılaşmamak için... O da nedense hep benimle karşılaşmak için her fırsatı kovalamıştı. Kaçan kovalanıyordu işte. Kaçtım kaçtım.. Kovaladı.. Kovaladı.. Neyi mi anlatıyorum? Yalnızlığımı ve yalnızlığımdan kaçışımı, ya da kaçamayışımı.
Kaçamamıştım ve beni kıskıvrak yakalamıştı bu sefer. Kısacası köşeye sıkışmıştım. Köşeye sıkışmıştı kalbim, zihnim, ruhum ve bedenim. Bedenim ter ter terliyordu, kalbim paramparçaydı, zihnim karmakarışıktı, ruhum ise çok yorgundu…
Bütün bunlar onunla karşılaşmanın mı bedeliydi ya da ondan kaçmanın mı? bilmiyordum. Bildiğim hiç bu kadar çaresiz hissetmediğimdi. Çaresiz ve umutsuz hissediyordum, evrende bir boşluğa bırakılmış gibiydim. Kalbim yerinden çıkmış, buruşmuş gibiydi ve nefes almakta zorlanıyordum. Zihnim cevabını bir türlü bulamadığım neden, neden, neden sorularıyla ruhumu yakan bir ateş gibiydi.Ruhum ise bütün bunlar karşısında sessizce yorgunluğunu dinliyordu..
Yorgunluğunu dinliyordu sessizce.Sessizce dinlerken bütün bunları, ağlıyordu kalbime, zihnime ve bedenime.. Ağlıyordu göstermeden ağlıyordu.. Ruhum ağladıkça fark ediyordu kalbimin, zihnimin ve bedenimin fark etmediklerini ya da fark edemediklerini…
edemediklerini…
Kısacası ruhum kendi yalnızlılığımla, yalınlığımla tanışıyordu.. Yalın ve yalnız ruhum tanıştıkça yalnızlığımla; kimliklerimden, statülerimden, rollerimden, kurallarımdan vazgeçiyordum..
Vazgeçiyordum ruhuma giydirilen her türlü giysilerden. Vazgeçiyordum “ben’i” tanımama engel olan her şey den. Her kurtulduğum giysim ruhumu bir kat daha büyütüyordu; kalbimi, zihnimi ve bedenimi esir oldukları yerlerden, kişilerden ve durumlardan bir bir kurtarıyordu…
Kurtuluyordum bana yapışan yapışkanlarımdan. Kurtuluyordum gereksiz ayrıntılarımdan .Her kurtulduğum beni biraz daha yaklaştırdı “Bana”.
Bana yaklaştıkça tanıyordum yalın ve öz beni usulca.. Usulca yalın ve yalnız ben.. Usulca öz ben... Öz ben her türlü yalınlığımla karşımdayken yolculuğun şimdi başladığını anladım derinden..
Hayırlı ve huzurlu yolculuklar …