''Cephe'' kelimesine, yaşı ilerlemiş olanlar alışkındır.Hafızalarımızı biraz yoklarsak; 12 Eylül 1980 faşist Kenan Evren askeri darbesi öncesinde ve akabinde,kendisine cephe sıfatını takan birçok örgütü hatırlarız.Kendisine ''sol'' yaftası yapıştıran birçok örgüt isminin sonuna -C (cephe)harfini ekliyordu. Ayrıca; 31 Mart 1975 de Süleyman Demirel tarafından kurulan koalisyon hükümeti de ''Milliyetçi Cephe Hükümeti'' olarak anılır.
Keza; 12 Eylül askeri darbesi'nden sonra efendileri tarafından yurtdışına, emin ellere gönderilen örgüt liderlerinin oluşturduğu hayali bir faşizme Karşı Birleşik Direniş cephesi(FKBDC) hatıralardadır.
Aynı kökten,aynı misyonun hizmetkârları bugün karşımıza değişik bir sıfatla çıkıyorlar. Bu kez; demokrasiye, halk iktidarına, barışa, huzura, kardeşliğe, gelişim-değişime karşı ''Şer cephesi'' olarak tarihte ki yerlerini aldılar.Tabbi ki, Onlar kendilerine bu sıfatı resmen takmış durumda değiller.Fakat; icraatlarından, hal ve gidişatlarından hemen yakayı ele veriyorlar.
Bu şer cephesinin baş hedefi; 12 Eylül ürünü olan mevcut T.C. Anayasası'nın yerine, halkın özlemi olan bir demokratik Anayasa yapmaya çalışan,ülkede barış ve huzuru kalıcı hale getirmeye çalışan, Türkiye'yi bulunduğu coğrafya da bir çekim merkezi haline getirmeye çalışan, yıllardır çözülmeyen kangrenleşmiş sosyal sorunları çözmeye çalışan mevcut AK Parti hükümetidir.
Bu şer cephesi, aynı zamanda Tek şef İnönü'nün başkanı olduğu CHP tarafından asimilasyona tabbi tutulan, sürülen, katliamlara uğrayan, dili ve edebiyatı yasaklanan Kürt vatandaşlarımızın da özgürleşmesini engellemek için çeşitli hain planları devreye sokmaktadır.
''Sorun''un barışçıl şekilde,eşitlik ve kardeşlik temelinde çözümünden yana değildir.
Virus,Anti-virus olayı anımsamamız gerekir.Önce bilgisayara ''virus'' gönderirler, sonra da Anti-virus...İşin ilginci; bir süre sonra Anti- viruslar da başka tür bir virus üretirler.Böylece satıın alınan anti- virus yeterli gelmez, yeni bir versiyon almak zorunda kalırsınız. Bu böylece sürer gider, bilgisayar kullanıcıları zarar ederken, proğram sürümcüleri ve satıcıları ise kârına kâr katar.
Türkiye'deki terörist örgütlerin üreticileri ; kendilerini Türkiye'nin ''asli sahibi'' sanan ve bu tezi savunan statükoculardır.
M.Kemal Atatürk, kendisi anti-komünist olmasına rağmen TKP'yi kurdurtturmuştur. Maksat; despotik uygulamalara, yoksulluğa karşı gelişebilecek halk muhalefetini bertaraf etmektir.
Sonra da TKP nin kurucu ve önder kadrolarını Anti-virusları vasıtasıyla Karadenizin sularına gömmüştür.
!2 Eylül 1980 askeri darbesi öncesinde Türkiye'de sol ve sağ görünümlü birçok örgüt(virus, anti-virus) piyasaya sürülmüştür.''Şartlar olgunlaşınca'' da, bu virus ve anti-viruslar bahane edilerek askeri darbe yapılmıştır.
Aşırı şekilde hava ile şişirilen bir araç teker lastiği veya bir balonun patlamasını önlemek için '' hava ventili' veya ''Sibop'' diye adlandırılan bir emniyet sistemi vardır.
PKK (sık sık ad değiştirse de) adındaki terörist/taşeron örgütü, Kürtlerin havasını almak için derin devlet tarafından kurdurulmuş ve desteklenmiştir.Geçmişteki ayaklanmalardan ve Türkiye'ye komşu ülkelerdeki Kürt hareketleri gözönüne alınarak Derin devlet tarafından bu tedbir alınmıştır. Asimilasyon ve diğer; sosyal, siyasal,ekonomik ve kültürel tedbirlerin yetersizliği karşısında PKK sibop'una baş vurulmuştur.
Bazı dönemlerde derinler,Kürtlerin ve Türklerin bünyesine yerleştirilen bu virus(PKK)'a karşı, Anti-virus(JİTEM,TİT, Hizbulvahşet, koruculuk vs.)
programını devreye sokmuştur. Bu proğramlar Virus(PKK)'a değil, topluma zarar vermiştir.Aksine; virus'un daha da zararlı hale gelmesine yardımcı olmuşlardır.
PKK ve onun siyasi alandaki iradesi; Kürt halkının özgürleşmesini, çağdaş yaşam standartlarına kavuşmasını, Türkiye'deki diğer millet ve azınlıklarla güçlü bağlar kurmasını engellek amacıyla bünyemize yerleştirilmiş bir ''derin devlet'' VİRUS programıdır.
Özgürlük ve eşitlik temelinde Türkiye vatandaşlığını benimseyen çevrelerin isteklerini bertaraf etmek için bünyemize yerleştrilmiş bir SİBOP'tur.
Türkiye'nin çağdaş demokrasi normlarına,barış ve huzur içerisinde; ekonumik, sosyal ve siyasal olarak ilerlemesini istemeyen, hazmedemeyen düşmanlarca bünyemize yerleştirilen bir MİKROP'tur.
Seçime sayılı aylar, günler kala CHP-MHP-BDP ve bazı Kürt şahsiyetlerinin PKK'yi can simidi gibi bağırlarına basmaları boşuna değildir.
Topyekün olarak hepsinin, AK Partiye saldırması anlamlıdır. Geçmişten beri yeraltından,zihniyetten devam eden, aynı amaca hizmet ittifakları artık gün yüzüne çıkmıştır.Biribirlerine karşıymış gibigörünmeleri, bazen biribirlerine karşı sert slogan ve sözler sarf etmeleri gerçeği değiştirmez.
AK Partiye(daha doğrusu Millet iradesine) karşı kurulmuş bir ŞER CEPHESİ'yle karşı karşıyayız.
Yarın ülkemizde büyük bir sınav vardır.
Bu sınavda; Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana,kendisine ''Halkçı'' etiketini yapıştıran,aslında halk iradesine inanmayan, saygı duymayan, totaliter, bir avuç tekelcinin, millitarist güçlerin temsilcisi olan CHP ve kankalarına ''Okey'' dersiniz...
ya da; hedefinde insan hak ve hukukunu ayrımsız uygulama, kalkınma,çağdaş demokrasi normlarını yakalama ve uygulama, ülkede barış,huzur, ırk, milliyet, cinsiyet,inanç ayrımı yapmadan yaşamı tesis etmeye and içmiş AK Partiye ''hizmete devam'' dersiniz.
PKK/BDP , ne Kürtlere, ne de başka insanlara özgürlük ve demokrasi vaad edemez. Vaad etse de yalandır. Çünkü bizaat yaşadık ve gördük. Kendi örgütsel yapısı içerisinde demokratik kural ve hakları uygulamayan bir örgüt, nasıl olur da toplumsal hayatta demokrasi uygular?.
Onların görevi; ''Virus''luk ve ''SİBOP''luktur.
Yarın ki sınav da; elinizi vicdanınıza koyun, geçmişi bir gözden geçirin, ülkenin son dönemlerdeki kalkınma ve refah seviyeleriyle geçmişteki''70 sent'e muhtaç'' günlerini kıyaslayın.
Hergün onlarca insanın ''faili meçhul'' edildiği günler ile, Kürtçe şarkı söylemenin bile yasak olduğu günler ile, üniformalılardan şeytandan korkar gibi korktuğumuz günler ile, cezaevlerinin birere Nazi işkence kamplarına dönüştürüldüğü günler ile gelinen son aşamayı kıyaslayın. Son on(10)
yıl ile eskiyi vicdanen kıyaslayın.
Ya; kan, kavga,kaos,darbe ve terörden rant sağlayan şer cephesini başınıza musallat edersiniz.(Bu durumda ömrü billah Türkiye belini doğrultamaz)
Ya da;millet iradesinin, iç ve dış barışın, sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmanın timsali olan,milletin başına bela kesilen her türlü örgüt, çete ve derin devletin yakasına yapışan ve adalete teslim eden, halk düşmanı darbecilerin yakaına yapışan, dünyada Türkiye'ye saygınlık kazandıran,gücünü hak ve halktan alan demokrasi cephesinin yegane temsilcisi Adalet ve Kalkınma Partisi(AK Parti) ne HİZMETE DEVAM,DURMAK YOK!... dersiniz.
Allah, hakkımızda hayırlısını versin.