Wikileaks filmi başladığında, "kripto saldırısı"nın ABD-İsrail ortak yapımı "bir istihbarat operasyonu" olduğunu özenle vurgulamıştım.
Pazar gecesinden bu yana, istisnasız bütün öğünlerde Wikileaks içilip Wikileaks yenildikten sonra...
Biraz gecikmeli de olsa, medyada hadisenin arka planına seyahat eden tartışmalar yapılmaya, "Wikileaks'in asıl gayesi" sorgulanmaya başlandı.
Hatta...
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, "ABD'ye rağmen yayınlandığı kanaatinde değilim" diye konuştu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay da "Bu gelişmelerin lehinde göründüğü ülke İsrail gibi geliyor, bize!" diyerek gardını alan cümleler sarf etti.
*
Kurgusal "11 Eylül Saldırıları" ile Wikileaks üzerinden gerçekleştirilen "postmodern harekat"ın yakın akraba oldukları, her geçen gün biraz daha iyi anlaşılacaktır.
Dabılyu Bush ve adamlarının 11 Eylül sonrasında "Saddam'ın kitle imha silahları" artı "Saddam-El Kaide İlişkisi" yalanlarına dayandırdıkları Irak İşgali'nin foyası fazla geçmeden ortaya çıkmıştı.
Şimdilerde, "Wikileaks Yanardağı"nın lavları üzerinden birçok fitne, Ortadoğu ve Türkiye üzerine püskürtülmeye çalışılırken...
İran'a yönelik "olası bir saldırı"nın altyapısı da...
"Arap ülkeleri bile acayip istekli" yanılsaması üretilerek hazırlanmaya çalışılıyor.
"İran'ın nükleer programı"na karşı, "ABD ve İsrail'in elinin güçlendirilmesi" hedefleniyor.
Ama, unutmayalım ki...
ABD-İsrail ikilisinin, uzun menzilli "illüzyon" füzeleri ile oynadığı son küresel oyunu bozacak olan "Bağımsızlaşmış Türkiye"dir. "Yeni Ankara"dır.
*
"Wikileaks Operasyonu"nun merkezinde Türkiye var.
Hakkında en fazla kriptonun açıklandığı ülke, Türkiye...
Wikileaks'i kurgulayan ABD, bir yandan Türkiye'deki siyasi gelişmeleri etkileyebilmek için ince operasyon yapıyor diğer yandan da Türkiye'nin bölgesindeki "güçlü" konumunu baltalamak istiyor.
"Wikileaks Patlaması"nın üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden bu "ters köşe" operasyonun ters tepeceği anlaşılmaya başlandı.
AKP hükümetini zor durumda bırakmayı da amaçlayan "örtük saldırı"nın tutmayacağını öngörmek zor değil.
*
"AKP Muhalifi" ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın görev yaptığı dönemde hangi misyonu yerine getirdiğini ise Wikileaks kriptoları vesilesiyle, artık Metin Şentürk bile görmüş olmalı!
Tezkerenin reddedilmesinden sonraki aylardan itibaren 2003-2005 döneminde Türkiye'de görev yapan Edelman, bir süre önce Ergenekon Davası'nın dosyasındaki darbe hazırlığı belgesini "hafife alan" bir demeç vermişti!
Edelman'ın Türkiye'de çalıştığı zaman diliminin 2003-2004 sezonuna yani Darbe Günlükleri dönemine denk geldiğini söylemeye gerek yok, herhalde...
*
Bu arada, Wikileaks Kriptoları'nın üzerine balıklama atlayanlar arasında yer alan kimi simaları ilgiyle izliyorum!
Yazısının başlığına gururla "Sağolasın Wikielaks" başlığını atan Sözcü'nün başrol oyuncusu Lee Van Cleef, mesela; bu satırların yazarını yanıltmadı!
*
Bir de, Süheyl Batum var...
"Sevinçli bir telaş" içindeydi, CHP Genel Sekreteri Süheyl Bey...
Atlantik Ötesi'nden püskürtülen Wikileaks lavlarının küllerinden fal tutarken!
*
Bense...
"Wikileaks belgelerinin takipçisi olmak" iddiasıyla CHP içinde bir ekip oluşturduklarını söyleyen Süheyl Batum'a...
Ekranlarda görüntülerini "Vay be" diyerek izlediğimiz...
Wikileaks'in "yerin otuz metre altındaki" konforlu merkezini de ziyaret etmesini öneriyorum:
Hani, bu vesile ile "Julian Assange'ın, Wikileaks'in yer altı şatosu mesabesindeki merkezine uğrayıp uğramadığını da" öğrenebiliriz, diyorum!
Assange da, aynen "Bin Ladin" gibi...
Sözde "aranıyor" ya...
O hesap!