HANOİ (Vietnam)- Son başkanlık seçimine Demokrat Parti'den katılan Barack Obama'nın karşısına Cumhuriyetçi Parti adayı olarak çıkan John McCain, hayatının 1,5 yılını, 'Hanoi Hilton' adıyla andığı buradaki hapishanede geçirmiş... Şimdi müze orası ve ünlü eski konuğu sayesinde de özellikle Amerikalı turistlerin rağbet ettiği bir ziyaretgâh... Amerikan güçleri karşısında 15 yıldan fazla direnen ve sonunda 'düşmanı' mağlubiyete uğratan bir ülkenin iftihar listesinde yer alıyor Fransızların koyduğu adla 'Maison Centrale'...
ABD'yle Vietnam'ın 2,8 milyon Vietnamlı ile 58 bin Amerikalı'nın ölümüne yol açan kanlı geçmişi, ASEAN toplantısının en önemli konuğunun ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton olmasına engel teşkil etmiyor. Vietnam hâlâ 'sosyalist', ama kalkınmasını 'sosyalistçe-olmayan' yöntemlerle sürdürmekte beis görmüyor; ABD ise bükemediği eli sıkmakta tereddüt gösterecek bir ülke değil. Hele söz konusu olan ticaret ise...
Vietnam'ın 17. toplantısına ev sahipliği yaptığı ASEAN dünyanın en hızlı büyüyen on ekonomisini içinde barındıran bir bölgesel işbirliği örgütü. Tek bir ülke olsaydı ASEAN, 1,5 trilyon doları aşan milli geliriyle, dünyanın dokuzuncu büyük ekonomik gücü sayılacaktı.
Kurucu on bölge ülkesi yanında Çin, Rusya, Japonya ve Hindistan gibi global ölçekte ağırlığı olan ülkeler de ASEAN ile çoktan yapısal irtibat içerisinde; Vietnam'ı resmen kabul edip diplomatik ilişki kurduktan sonra ABD'nin ilk yaptığı işlerden biri de ASEAN'la 'stratejik ortak' haline gelmek oldu. Güneydoğu Asya'nın ülkeleri arasında ticari işbirliğini artırmak amaçlı ASEAN bu ilgiler sayesinde giderek bir siyasi güce de kavuşuyor.
Önemli noktalardan biri şu: ASEAN'ın çekirdeğini oluşturan on ülke (Filipinler, Malezya, Endonezya, Singapur, Tayland, Vietnam, Laos, Myanmar, Kamboçya, Brunei Darüsselam) ile grubun özel ilişki kurduğu üç ülke (Çin, Japonya, Güney Kore) ve dün aralarına Türkiye'nin de katıldığı 'stratejik ortak' statülü diğerleri arasında toprak ihtilâfı dahil çeşitli sorunlar da var. Buna rağmen bir 'blok' halinde davranılması ve bundan bütün üyelerin yararlanması dikkat çekici.
"Neden Türkiye burayla ilgilenmekte gecikti?" sorusunu mutlaka sormak gerekiyor.
Herhalde ASEAN'ın kaydettiği gelişme herkesten çok ABD'nin politikalarını belirleyenler için göz açıcı olmalı. Soğuk Savaş döneminde Güneydoğu Asya'yı denetimi altına almanın yolu olarak derhal askeri müdahaleye başvuran Amerika istediğini elde etmede başarısız oldu; onbinlerce evlâdını da kaybederek... Oysa aynı Amerika ASEAN aracılığıyla ve hepsiyle iyi ikili ilişkiler kurarak daha sağlıklı bir sonuca ulaşabildiğini görüyor bugün... İlişki kurduğu ülkelerin rejimlerini dert etmenin anlamsızlığını nihayet anlayabildi ABD...
Acaba? Anladı mı gerçekten?
Buraya Şam (Suriye) ve Kabil (Afganistan) üzerinden gelmemiş olsaydık, "Acaba?" diye sormamız gerekmeyebilirdi. Oysa Vietnam'da yaptığı hatayı geç de olsa telâfi eden Washington, Afganistan ve Irak'ta da benzer ve daha vahim hatalara imza atabildi. Farklı bir yöntemle yaklaşsa ilgi görebileceği yerleri, bütünüyle denetimi altına alma sevdası uğruna, kendisine karşı 'tuzaklar' ile dolu tehlikeli birer ülke haline dönüştürdü.