Yıllardır Türklerin anayurdu olan Doğu Türkistan'da devam eden esaret ve ardı arkası gelmeyen katliamlarla yok edilen Uygur Türk Toplumunun şerefli mazlum insanları. Uygur Özerk Bölgesi olarak bilinen Sincan Uygur Bölgesi yani Doğu Türkistan kan ağlıyor…
Önce Amerikan temsilciler meclisinde daha sonra da İsveç Parlamentosunda hiç bir belge ve bilgiye dayanılmadan sözde Ermeni soykırım tasarısının onaylanması ne kadar acı bir gerçekse; Doğu Türkistan'da Çinliler tarafından gerçek bir soykırıma uğrayan Uygur Türklerini görmemek de dünya için utanç verici bir durum olsa gerek.
250 yıldır Çin egemenliği altında yaşayan Uygur Türkleri, özellikle 1949'da Mao önderliğindeki komünistlerin Çin'i ele geçirmesinden sonra bilinçli ve sistematik olarak soykırıma uğradılar. Bugüne kadar 35 milyon Müslüman Türkün öldürülmesine en büyük neden olarak da, Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan bölgesinin yeraltı kaynaklarının zenginliği gösterilebilir.
Maalesef her platformda, ''demokrasi, özgürlük, insan hakları, azınlık hakları'' diye özellikle Orta Doğu ülkelerine bas bas bağıran dünya, Çin devlet televizyonunun verdiği görüntüler karşısında dilini yutmuş bülbüle döndü. Yakın zamanda Çin televizyonunun görüntülerini hatırlarsak, katliamı yapan ve sokak ortasında Uygur Türklerini taşlarla şehit edenler Çinliler iken, Uygur Türkleri bölgeye yerleştirilen katiller tarafından hem katlediliyor hem de televizyonda terörist insanlar gibi gösteriliyordu. Ellerinde sopa, kürek ve demirlerle sokağa çıkan binlerce Çinli önüne gelen Uygur Türklerini sokakta katlediyordu. Polis ve asker barikatlar kurarak Uygur Türklerinin azınlıkta olduğu mahallelere girmeyi engelleyerek Türk soykırımına destek veriyordu. Çinli katilleri aramak yerine, Uygurların evlerine baskın yaparak gözaltına alıyor ve akıbetlerinin ne olduğu meçhul olan soydaşlarımız çaresizlik içinde dünyanın seslerini duymasını ve bu katliamı engellemesini bekliyordu.
Polisin arama yapma bahanesiyle Uygur evlerine girip, evdeki insanları boğazlarını keserek öldürdüğünü, binlerce soydaşımızı katlettiğini ve gece boğazı kesilen soydaşlarımızın çıplak olarak sokağa atıldıklarını anlatan Uygur Türkleri “İnsansanız insanlık için, Müslüman’sanız Müslümanlık için, Türk’seniz Türklük için bize yardım edin, yoksa tüm Uygur Türklerini katledecekler” diye haykırıyorlardı.
İşte bu haykırışa sessiz kalmayan, soydaşlarının acısını yüreklerinde hisseden, İsveç'te yaşayan Uygur Türkleri Kurdukları İsveç Maarip derneği çatısı altında soydaşlarının acısını ve Çin'in yaptığı soykırımı dünya kamuoyuna duyurmaya çalışıyorlar. İki yıldır İsveç'te ellerinden gelen çabayı gösteren dernek üyeleri, en son Yeşiller ve Çevre partisinin Türk asıllı milletvekili Mehmet Kaplan'ın da büyük desteği ile Uygur Türklerine yapılan zulmü İsveç Parlamentosuna taşımayı başardılar.
İktidar ve Muhalefet Partisinden 5 milletvekilinin katılımıyla İsveç-Uygur Türkleri Parlamento Dostluk Gurubu kuruldu. İsveç Meclisinde yapılan ilk toplantıda İsveçli vekillerin Uygur Türklerine yapılan zulüm ve baskı politikasının farkında olmaları ve bu yaşanan olumsuzlukları hem İsveç kamuoyunda, hem de uluslararası arenada tüm çıplaklığı ile gözler önüne serip hukuki yollara başvuracaklarını açıklamalarını Uygurlu kardeşlerimizin attığı dev bir adım olarak nitelendiriyorum...
İnşallah Allah utandırmaz .İsveç’te yaşayan Uygurlu kardeşlerimi bu başarılarından dolayı kutlarken, dünya'nın dört bir tarafında yaşayan ve bu dava için yüreği sızlayan diğer kardeşlerimizden de bu şekilde başarılar bekliyoruz