Akşam vakti iskenderpasa.com da merhum M. Es'ad Coşan Hocaefendi'mizin yıllar önce İslam Mecmuası'nda yazdığı yazılarına bir bakayım dedim.
Amerika'dan taze çizgiler başlığını görünce; 15 yıldır ABD'de ikamet ettiğim için öncelikle bu başlıklı yazıyı okumak istedim.
Temmuz 1989 yılında yazılan bu başyazı 25 değil, sanki dün yazılmış gibi canlı, capcanlı. Özellikle son paragraf, biz ABD'deki müslümanların neler yapmamız gerektiğine dair çok önemli bilgileri içeriyor.
Merhum Ü stadı mı zı bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anarken, arzu ettiği hizmetleri yapabilmeyi yüce mevlamizdan niyaz ediyor; 25 yıllık yazıyla sizleri başbaşa bırakıyorum.
Temmuz 1989
Seyahat güzel ve faydalı bir şey! Bendeniz de iki üç haftadır Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunuyorum.
Tabiî New York’u, oranın gökdelenler semti Manhattan’ı gördüm, içine her gün 500.000 kişinin girip çıktığı, 110 katlı World Trade Center’in 104. katından çevreyi seyrettim; Washington’a gittim, Beyaz Saray, Capitol gibi yerleri gezdim, resimler çektim...
Ama en çok sevindiğim, bilimsel eğitim gören, doktora yapan, sakallı, pırıl pırıl imanlı genç kardeşlerimle cemaat namazları kıldığım, sohbet ettiğim zamanlar oldu.
Maryland Üniversitesi’nin kampüsünü dolaştım, geniş bir sahaya, birçok binaya, spor tesislerine, laboratuarlara sahip meşhur bir bilim yuvası... İçinde çeşitli hıristiyan mezheplerine ait bir değil, iki değil yedi-sekiz kadar müstakil bina halinde tam teşekküllü, bakımlı, faal kilise saydım, en büyüğüne “chapel” deniyor; kimse kimsenin dinine, kıyafetine, başörtüsüne karışmıyor. Kenarda bir müstakil yahudi mabedi de var. Maalesef cami yok ama müslüman talebeler kendi aralarında para toplayarak hemen üniversite içinde denilebilecek yakın bir ev almışlar, orası da cami yapılmış. Bizdeki, rektör veya dekan olur olmaz, kurulu mescidi kapamayı hüner sayan cahil, inkılap yobazı, hoşgörüsüz, gayr-i medenî profesörleri düşündüm, içim burkuldu. Onların Batı’yı, Amerika’yı görmemiş, buradaki bu durumları bilememiş olması mümkün değil! Allah ıslah etsin, müslümanların da gözünü açtırsın!
Troy’daki RPI Üniversitesi’ndeki müslüman öğrenciler de yine kendi aralarında para toplayarak yakında iki katlı bahçeli bir bina almışlar, giriş katı mescit olarak kullanılıyor. Her hafta başka bir üniversite talebesi hazırlanarak hutbeyi okuyor, cuma namazını kıldırıyor, elhamdülillah!
Elime müslümanların Kristof Kolomb’tan çok çok önce Amerika’ya gelmiş olduğunu yazan, kazı delilleri gösteren, vesikalar veren beş-altı yeni bilimsel makale geçti. İnşallah onları size tercüme edeceğim.
Günümüzde sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde 7-8 milyon kadar müslüman bulunduğu söyleniyor; bunların büyük bir kısmı zenci, diğerleri Afrikalı, Asyalı, Hindistanlı, Pakistanlı, Çinli, Yugoslav, Türk, Tatar, Karaçaylı vs... Göçmen veya öğrenci olarak 300.000 kadar Türkiyeli tahmin ediliyor. Bunlar daha ziyade New York, New Jersey ve çevresinde yoğunlaşmışlar. Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk elçiliğine din ateşesi göndermiş. O, muhtelif dernek ve cemiyetleri dolaşarak kendi otoritesi altında toplamaya çalışıyor. Anlaşılan başka görüşler etrafında gelişmeler, TC devleti tarafından arzu edilmemekte! Görüştüğüm bazı cemaatler de “Nasıl oldu da böyle birdenbire hatırlandık, aranmaya başlandık?” diye imalı imalı soruyorlardı.
Amerika’da özellikle tasavvufa, tarikate, tekkeye, ayine, toplu zikre ilgi çok fazla. Muhtelif zamanlarda Seylan’dan, Hindistan-Pakistan’dan, Yugoslavya ve hatta Türkiye’den buraya bazı şeyhler gelmiş, tekke kurmuşlar. Merhum Muzaffer Hoca da (Ozak) onlardan biri. Bunlar vasıtasıyla İslâm’a giren Amerikalı çok. Hatta yahudi asıllı bazı Amerikalılar New York’ta ayrı bir dernek ve camiye sahiplermiş; duyunca bir hayli şaşırdım ve sevindim.
Zenci müslümanların da pek çok cami ve derneği var. Bazı gruplara ayrılmışlar. Yanlış inançlara sahip olanların yavaş yavaş düzeldiği, Ehl-i Sünnet Müslümanlığı’na geldikleri söyleniyor. Onların kitap ve dergilerinden bazılarını edindim, inşaallah okuyup daha detaylı bilgiler kazanmaya ve sizlere iletmeye çalışacağım.
Dünya üzerindeki çeşitli ülkelerde yaşayan müslüman azınlıklara, ayrıca Kuzey Amerika kıtasındaki İslâmî dernek ve camilere dair kıymetli kitaplar elime geçti. İngilizce ve Arapça, İslâmî, ilmî yayınlar yapan International Institute of Islamic Thought (IIIT) özel enstitüsünün, Islamic Societies of North America’nın (ISNA) diğer kuruluş ve grupların kitap ve dergilerini toplamaya giriştim. Kanaatim şu ki:
Bizler Amerika’yı, oradaki İslâmî gelişmeleri yakından izlemeli; müsbet çalışmaları elimizden geldiğince, her yönden desteklemeliyiz.
Dileğimiz, Amerikalı müslümanların birleşmeleri, basın yayın, radyo televizyon, eğitim öğrenim alanlarında daha ciddi, daha büyük yatırımlar ve ihlaslı çalışmalar yapmalarıdır.
Bunun için gerekli ortam ve şartlar gerçekten mevcut ve insanlar büyük bir susuzluk ve arayış içinde.
Not: Teyzemin vefatı dolayısıyla, taziyelerini ileten tüm dostlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ayrıca sitemiz yazarlarından Uğur Canbolat'in vefat eden annesine ve aziz dostum Muhammed Salih'in yine gurbette ancak en mübarek yerde, Efendimizin şehrinde vefat eden ve oraya defnedilen babası Mustafa Salih'e de Allahu Tealadan rahmetler diliyorum.
NotNot Not