Dostlar mutlaka hepimizin hayatında unutamadığımız haklarını ödeyemeyeceğimiz öğretmenlerimiz, hocalarımız ve üstadlarımız vardır.
Bu sabah kalktığımda her zaman olduğu gibi Whatsap mesajlarıma baktım ve aziz dostum Üsküdar İmam Hatip Lisesi mezunlar ve mensupları Derneği (ÜSİMDER) nin efsane başkanı Murat Güngör’ün “Üsküdar imam hatip Lisemizin eski hocalarından Hüseyin Karadağ hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenaze namazı 4 Mart 2024 Pazartesi öğle namazına müteakip Marmara Üniversitesi İlahiyat camisinde cenaze namazı kılınacaktır.
5 Mart Salı günü cenazesi Adana Kozan ilçesinde aile mezarlığına ikindi namazına müteakip defnedilecektir.
Rabbim mekanını cennet eylesin ...” mesajını okuyunca Gayri ihtiyari tüh tüh tüh dedim. Eşim endişelenerek hayırdır dedi. HÜSEYİN KARADAĞ ÜSTADIM HAKKA YÜRÜMÜŞ dedim.
Dostlar,
Merhum Üstadımızı anlatmak için kitap yazmak gerekir ancak unutulmaz hatıralarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
1979 senesinde merhum Babacığım ile Üsküdar İmam Hatip Lisesi’ne kayıt olmaya gittiğimizde başlamıştı ilk tanışmamız.
Osman Akyüz’ün müdür olduğu Üsküdar Toptaşı’ndaki tarihi binada Ali Altındal ile birlikte Hüseyin Karadağ müdür yardımcısı idi. İdareciliğinin yanında Arapça ve Kuran-ı Kerim derslerimize gelirdi. Daha ilk günden çok farklı birisi olduğunu tüm öğrencilere yansıtmıştı.
***
Bir gün 23 Nisan’da görev alacak öğrencilerin seçimi vardı. Üsküdar İHL nin o tarihi avlusunda bütün okul sırada bekliyorduk. Yaklaşık 600 öğrenci var ve her sınıfta 4-5 şube vardı zira o dönemde hem İmam Hatiplere hem de özellikle Üsküdar İmam Hatip Lisesine yoğun bir talep vardı. Merhum hocamız neredeyse 600 öğrencinin tamamını tanırdı. (Bugün halen böyle idareciler var mı bilemiyorum)
Hocamız avludaki o tarihi merdivende 1-A sınıfından başlayarak her sınıftan üçer kişiyi 23 Nisan törenleri için seçti. Bu nasıl bir hafıza demiş hayran kalmıştım.
***
1980 senesi yaz aylarında merhum Karadağ hocamız ailesiyle öğrencilerini evlerinde ziyarete gider camilerde sohbet eder İmam Hatip Liseslerini tanıtırdı. 1980 Temmuz ayında Beykoz/Tokatköy Merkez Camii’nde öğlen namazı sonrası tıklım tıklım dolu olan camide muhteşem sohbeti sonrası Cemil Karakuş’a “Cemil oğlum Din nedir?” Sorusunu sormuş, Recep Nalbant’a “İslam’ın şartı kaçtır?” Diye sormuş aldığı cevaplar cemaati de memnun etmiş ve vatandaşın İmam Hatip Liselerine muhabbetini arttırmıştı.
***
1980 darbesi olmuş Acaba Kenan Evren İmam Hatip Liselerini kapatacak mı’ diye herkeste bir korku vardı. İşte o ürperten günlerde 1981 senesi Ağustos ayında merhum Hüseyin Karadağ kurban bayramında 4 gün boyunca Üsküdar İmam Hatip Lisesinde durmuş gelen derileri toplayıp organize etmişti. (O fakirlik döneminde Tokatköy’den 6 deri toplamış okula göndermiştim)
***
Üsküdar İmam Hatip Lisesindeki ilk yılımda (1979-80) Öğlen araları yarım ekmek peynir yer, ya da paramız yeterse Kığı Bingöl lokantasında ekmek arası kuru fasülye yerdik.
Üsküdar merkezde tarihi Ahmediye Kuran Kursu vardı. Merhum hocamız başarılı 8-10 öğrenciyi Ahmediye Kuran Kursuna göndererek ücretsiz öğlen yemeği imkanı sağlamıştı.
***
İki sene Üsküdar İHL’de okumuş ve yatılı okul imtihanını kazanmıştım. Kısmetime Kırklareli İmam Hatip Lisesi çıkmıştı. Karadağ hocama danışmıştım “Git oğlum ben de yatılı okudum çok faydasını gördüm sen de göreceksin” demiş cesaret vermişti. Ancak bir problem vardı. Devlet hastahanesinden tam teşekküllü doktor raporu almamız gerekiyordu. O dönemde de Anadolu yakasında bize en yakın hastahane Koşuyolu’ndaki Validebağ Hastahanesi idi. Beykoz/Tokatköy’den kalkıp hastahaneye vardığımda yaklaşık 200 kişi sırada oluyor bana sıra gelmeden mesai bitiyor eve geri dönüyordum. 4-5 defa gittim hep aynısı oldu. Merhum hocama durumu anlattım. Tamam evladım dedi. Beyaz önlüklü bir memur tanıdığına haber vermiş. Ben yine sıraya geçtim en arkalardayım. Beyaz önlüklü bey doktor odasından çıkarak “Kemal Bozkurt, Kemal Bozkurt” diye yüksek sesle seslenmiş evet dedikten sonra gel oğlum demiş ve o sayede tam teşekküllü doktor raporunu almıştım. O dönemde hemen her yerde nasıl bu kadar tanıdığı vardı hayret etmiştim.
***
1993 senesinde Selçuk Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatından mezun olmuştum. Çocukluğumdan beri öğretmenliği çok seviyordum. Ancak o dönem Edebiyat Fakültesi mezunlarına öğretmenlik verilmiyordu (sadece Eğitim Fakültelerine bu hak veriliyordu)
Ancak ücretli öğretmen olunabiliyordu. Şu anda bağımsız olan Beykoz Anadolu İmam Hatip Lisesi o dönem Üsküdar İHL’nin bir şubesi idi ve müdürü de geçenlerde vefat eden Ahmet Köse idi. (Allah CC mekanını cennet eylesin)
Merhum Karadağ hocama durumu izah etmiştim hemen merhum Ahmet Köse’yi arayarak evimin yakınındaki Beykoz İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yapmama vesile olmuştu.
***
1991 yazında Bağlarbaşı’nda Asfa Koleji’nin açılışı vardı. Ahmet Özhan bir saate yakın musiki ziyafeti sundu. Orta sıralarda oturan Merhum Hüseyin Karadağ hocamız birden ayağa kalkarak “Doyamadık lütfen devam edin” Dedi. Ahmet Özhan’da 3-4 eserini daha icra etti.
***
Üsküdar İmam Hatip Lisesindeki görevi sona erdikten sonra birçok özel okullarda din dersi öğretmenliği yapmış hizmetlerine devam etmişti.
Mezun ettiği onlarca öğrencilerini evlendirmiş, benimki dahil düğünlerine katılmış, imamlık yaptıkları camilere gitmiş irtibatını hiç kesmemişti.
Son yıllarında kaderin bir cilvesi çok ağır imtihanlara düçar olmuştu. Ancak vefalı öğrencileri onu yalnız bırakmamışlardı.
Allahu Teala’nın biçtiği ömrünü bugün tamamlayarak fani dünyadan göçmüş oldu.
Aziz Üstadım
Hz. Ali kerremallahu veche’nin en büyük sözlerinden biri “MEN ALLEMENİ HARFEN FEQAD SEYYARANİ ABDEN” dir. Yani bana bir harf öğretenin kölesi olurum
Neredeyse yarım asır önce bizlere değil bir harf, neler neler öğrettiniz.
Külli cemun müennes,
Sahihastü misalestü mudaaf lefifi ecvefi ve nakıs ……
Ya Rabb,
Yarın ebedi ıstırahatgahına yolcu edeceğimiz Hüseyin Karadağ kulunu affet. Günahlarını bağışla. Mekanını cennet eyle.
Amiinn
Vesselam