Geçenlerde katıldığım bir konferansda Birleşmiş Milletlerin adını daha önce hiç işitmediğim bir alt örgütüyle karşılaştım. UNPO (Unrepresented Nations and Peoples Organizations) Türkçe"ye "Temsili Olmayan Millet ve Halklar Örgütü" Olarak çevrilebilir ama ben söz konusu örgütte üye olan Güney Azerbaycanlıların tabiri olan Devletsiz Milletler Teşkilatı tabirini kullanacağım. Zira bu tabir teşkilatin mahiyetini ve maksadını gayet güzel izah ediyor. Birleşmiş Milletler"in eski bir çalışanı olarak teşkilatın faaliyetlerine ve alt örgütlerine oldukça aşinayımdır. Buna rağmen nasıl oldu da UNPO hakkında bilgi sahibi olmadım düşüncesiyle internette biraz dolandım ve okuduklarım beni bayağı bir şaşırttı. Türkleri ve Türkiye"yi bu kadar ilgilendireceğini doğrusu hiç düşünmemiştim. O yüzden tesbitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
UNPO 1991 yılında kurulmuş. Halihazırda 68 üyesi var. Üye sayısı kısa bir süre önce Kosova"nın bağımsızlığını ilanı ile 69 dan 68"e inmiş. Üyeleri Amerikan kızılderililerinden Afrika"nın devletsiz büyük kabilelerine varıncaya kadar da çeşitlilik gösteriyor. Teşkilat beş temel ilke ile faaliyetlerinin çerçevesini belirlemiş. Bunlar, halkların kendi kaderini tayin hakkı, İnsan Haklari Evrensel Bildirgesinin uygulanması, demokratik çoğulculuk ve totaliterizmin reddi, şiddet içermeyen yollarla hakların savunulması ve Doğal Çevrenin korunması olarak sıralanmaktadır.
Örgütle ilgili bizim açımızdan en ilgi çekiçi yan ise mevcut 68 üye"den 18"inin bir şekilde Türkiye ile bir bağının olması. Bunlardan 10 tanesi Türk kökenli halklar diger 8 tanesi ise Osmanlı Coğrafyası"nın bizi ilişkilendirdirdiği halklar. Kültürel, Tarihsel ve Jeostratejik olarak alanımıza giren bu halklar ile ilgili çalişmalar yapmaz isek korkarım tıpkı Sovyetler Birliğinin çözülmesi ile bağımsızlığına kavuşan Türki Cumhuriyetlerle yaşadığımız şaşkınlık ve yanlışlarla yine karşılaşabiliriz.
Uluslararası arenada Devletlerin birbirine karşı her tür kartı kullanarak bazı avantajlar elde ettiği bir ortamda Türkiye"ye bölgesel ve hatta bir Uluslararası bir güç olma adına söz hakkı tanıyacak UNPO örgütünün Dış Politikamızda adının hiç geçmiyor olması gerçekten şaşkınlık uyandırıcı. Zira diplomatik atak yapmayı ve uluslararası arenada ses getirmeyi pek seven Yunanistan örgütte yer alabilmek için Arnavutluk"da yaşayan 58.750 Yunanlı için örgüte başvurmuş ve bunu dış politikasının önemli konularından biri haline getirmiş. Olaya Türkiye açısından bakarsak İran daki 25 milyonu aşan Azeri Türkü ve Doğu Türkistandaki bir o kadar Uygur Türkü ve Rusyadaki 10 milyon civarındaki Tatar (58 bin yunanlı ile mukaye edince) Türkiyenin sorumlulugunu (yada sorumsuzlugunu) gözler önüne sermeye yetiyor. Sayıları nisbeten daha az olan ama kesinlikle Arnavutluktaki Yunanlılardan kat be kat fazla olan Irak Türkmenleri, Başkurtlar Çuvaşlar Gagavuzlar, Dağıstandaki Kumuklar ve Altaylardaki Tuvalıları da kattığımız zaman Türkiyenin önündeki bir dünya devleti hatta bir uluslararası dev olma fırsatının hiç de yabana atılmaması gerektiğini, coğrafyaya aşina biri hemen idrak edebiliyor.