"Libyalıların Tunus Cumhurbaşkanı Marzuki'nin birlik çağrısına olumlu cevap vereceklerini düşündüğünü belirten Gannuşi, şimdiki Libyalı yöneticilerin akıllı ve mütevazı insanlardan oluştuğunu, halk ve hükümet olarak bu birleşmeden minnettarlık duyacaklarını ifade etti. Tunus ve Libya birlikteliğinin ötesinde, "öldü" denen ve "önemini yitirdiği" belirtilen Mağrib Ülkeleri Birliği projesinin de hayal olmadığını belirten Gannuşi, yarım yüzyıldır bu rüyanın önündeki en büyük engelin diktatör rejimler olduğunu söyledi. Gannuşi şöyle dedi: "Arap dünyasındaki bu devrimler ve değişimler halklar arasında birlik ruhunu yeniden canlandırdı. Mağrib ülkeleri (Kuzey Afrika), diktatör rejimlerin engeli olmasaydı birleşmeye en münasip halklardı. Bu demokratik devrimlerden sonra halkların rüyaları yeniden ortaya çıktı."
Yukarıdaki haberi okuyunca asırlardan beri İslamcıların hayali ve hedefi olan "İslam Birliği, ümmetin yeniden ihyası ve inşası" aklıma geldi ve onbeş yıl kadar önce yazdığım iki yazıyı bugün ve Pazar günü hatırlatmanın, sonra da yeni bir yorum yazmanın yararlı olacağını düşündüm:
" 14-15 Nisan 2007 tarihinde İstanbul Merter'de bir otelde, on beş ülkeden gelen Müslüman ilim, fikir ve hareket adamları, tarih boyunca olduğu gibi son yıllarda da yoğun olarak yaşanan ihtilaf ve tefrika konusunu görüştüler. İki gün süren sempozyumda, bu problemi yaşayan, acısını içinde hisseden, birçok değerini bu tefrika ve iç çatışmalara kurban vermiş olan insanlar konuştular, içlerini döktüler, değerlendirmeler yaptılar ve tavsiyelerde bulundular. Türkiye'de yaşayan Caferi kardeşlerimizin ev sahipliğinde gerçekleşen toplantının son kısmı, Bağcılar'da bir kapalı spor salonunda yapıldı, beş binden fazla kadın ve erkeğin hazır bulunduğu bu son toplantıda kapanış konuşmaları yapıldı ve sonuç bildirisi okundu. İşte bildirinin özeti:
1. Belli İslam mezheplerine mensup olanlar "tek İslam ümmeti"ni teşkil etmektedirler, sorumlulukları ortaktır; kanları, canları, namusları ve malları dokunulmazdır.
2. Katılımcılar Müslümanları, ortak alanları keşfederek burada işbirliğine, farklı alanlarda da birbirlerini mazur görmeye davet ederler.
3. Katılımcılar bütün İslam alimlerini, halka birlik şuur ve eğitimi vermeye, mezhep mensuplarının birbirine "kafir, fasık, sapık" demelerini engellemeye davet ederler.
4. Dini konuşmalar ve medya haberleri yeniden ele alınıp düzeltilmeli, fitne ve tefrika doğuran ifadeler terk edilmelidir.
5. Katılanlar, Irak'ta cereyan eden ve masumları hedef alan terör olaylarını mahkum etmekte ve burada cereyan eden çatışmada mezhep farkının etkili olduğunu kabul etmemektedirler.
6. Heyet, Çeçenistan, Keşmir, Somali, Filistin, Azerbaycan-Karabağ ve benzeri yerlerde Müslümanlara reva görülen zulüm ve kahrı mahkum etmektedirler.
7. Lübnan, Filistin ve Irak'ta işgale karşı direnenleri selamlamakta ve Allah'tan ümmeti, zalim işgalcilerin pençesinden kurtarmasını niyaz etmektedirler.
8. Heyet bütün İslam ülkelerini, bilim ve teknoloji alanında gelişmeye ağırlık vermeye ve barışçı amaçlarla nükleer enerjiden yararlanmaya davet etmektedirler.
9. Türkiye, İran, Suriye, Irak ve diğer ülkeleri bölmek için emperyalist ve siyonistlerin yaptıkları planlara karşı direnme ve oyunu bozmanın zaruretine dikkat çekmektedirler.
10. Toplantıya katılanlar, İslam birliği, fikirde yakınlaşma, amelde birlik, diyalog ve kardeşçe bir ortak hayatı paylaşma konularına yoğunlaşmış bir televizyon kanalı kurulmasını tavsiye ederler.
11. Farklı İslam mezhepleri arasında yakınlaşma, diyalog ve işbirliği amacını gerçekleştirmeye yönelik faaliyetleri takip ve koordine edecek bir genel sekreterlik kurulmasını uygun bulurlar.
Bunca mala, cana ve değere mal olan musibetlerden sonra da olsa son günlerde yoğunlaşan bu çeşit toplantılar ve kararlar ümit vericidir. Son toplantıda tavsiye edilen kurumlaşma da gerçekleşirse ümitlerimiz daha güçlenecektir."
22 Nisan 2007