Ucuz Aşkın Ucundaki İbretlik Ölüm
Behlül Dânâ hazretlerinin dediği gibi ölüm en büyük nasihattir insanlar için.
Ölüm yedi yaşındakine de gelse, yetmiş yasındakine de gelse bir nasihattir.
Âlime de gelse nasihattir ölüm, zalime de gelse.
Veyahut Cumhurreisine de ölüm gelse bir nasihattir, bir fakire gelse de.
Bazı ölümler vardır nasihatten çok ibretliktir.
Bunun en güzel örneğini birkaç gün önce gördük.
Allah rahmet eylesin Defne Joy Foster’in ölümü bana göre çok farklıydı.
Kendisi medyatik olmasına rağmen fazla tanımam.
Sonradan öğrendiğime göre babası Amerikalı, annesi Türk bir bayan.
Zaten teninin renginden farklılığı anlaşılıyor.
Birçok filmlerde rol almış, enerjik bir kızmış.
Ama henüz 32 yaşında ölmesi hem magazin dünyasını şaşkına çevirdi hem de tüm dostlarını.
Ne diyelim?
Allah taksiratını affeylesin.
Ancak bana ilginç gelen böylesi insanların sosyal ilişkileri.
Defne evli bir çocuk annesi.
Haberlerden takip ettiğim kadarıyla öldüğü gece bol alkol almış arkadaşlarıyla. Hatta yetmemiş gittiği evde de alkol aldıkları belirtiliyor.
Yani iyice sarhoş olmuş.
Bir yandan da astım hastasıymış.
Enerjik bir kız ama hastalığı da var.
Haberlere göre, o gece eşiyle cepten bol bol mesajlaşmış, saat onda telefonla da görüşmüşler.
Ben magazin takip eden biri değilim ama bazı olaylardan pay çıkarabilmek için bilmemiz gereken durumlar da var.
Mesela Defne, eşiyle kavgalı mıydı, değil miydi?
Bunun cevabını da şu haber cevap veriyor;
“Defne bir başkasının evinde ölü bulunduğu için İlker Yasin Solmaz'ın eşine kızgın olduğu iddia ediliyordu. Ancak Arda Esen'in anlattıklarına göre durum öyle değil.
Arda Esen, “Yasin eşine karşı en ufak bir öfke duymuyor. Morgda onunla vedalaşma anını ölene kadar unutamam. Eşiyle müthiş bir aşkla vedalaştı. Eşine sarılıp ‘Gözün arkada kalmasın, Can Kılıç aslanlar gibi büyüyecek' dedi. Yasin eşinin ölümüne neden olan biri varsa da gerekli hukuk savaşını vereceğini söylüyor”, diye konuştu."
Ne kadar ilginç değil mi?
Ama bir taraftan da başka bir erkekle duygusal yakınlaşma.
Ne diyor Taraf Gazetesi’nin sahibi Ahmet Altan’ın oğlu Kerem Altan;
“Yatak odasına gittik. Aramızda duygusal anlamda yakınlaşma burada da oldu. Ancak yine cinsel ilişki yaşanmadı. Tanıştığımız andan itibaren Defne’nin alkol dışında herhangi bir madde aldığını görmedim. Hasta olup olmadığını da bilmiyordum.”
Bu ölümün ardında ne ters durumlar var?
Bir taraftan aşırı alkol, bir taraftan aşk duyulan bir eş, bir taraftan da bir başka erkekle yabancı bir evde duygusal yakınlaşma.
Bu, kolay anlaşılabilir bir durum mu?
Aile kurumu ciddiye alınmalı.
Ve de aşk.
Aşk bu kadar basit mi?
Böyle aşkları duydukça hep mırıldanırım;
“Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap
Zavallı kalbim ne kadar harap"
diye.
Ne diyelim?
Aşk ve sevgi ucuzlamamalı.
Bu iki duygu, doğru muhataplar için, meşru şartlarda yaşatılırsa saygıya değerdir.
Aksi halde, ortaya sevimsiz sonuçlar çıkar.
Her ölüm bize birşeyler söylemeli.
Defne'nin ölümü de üzerinde düşünmeye, dersler çıkarmaya değer bir ölümdür.