Üç Genç, Üç Acı
Ölümün ne zaman ve nerede geleceğini hiç kimse bilemez.
Bakmışsınız daha kırkı çıkmadan bebeğe geliyor ölüm,
Veya gençliğinin baharında.
Ya da hayatının en güzel anlarında.
Ölüm akla gelmezken, başa geliyor.
Bazı ölümler vardır ders almak için birebirdir.
Sanki tüm insanlığa nasihat oluyor o ölümler.
Hele gençliğe yeni adım atmış birine ölüm uzaktır sanılır ama Ölüm Meleği yaş dinlemez, ruhunu ansızın kabzeder.
Her ölümün ardında bir acı vardır.
Sevenlerin içini yaralayan, gözlerinden yaşlar akıtan bir acı.
Sevgiyle dolu olan kalpler şimdi o acıyla içim içim yanmaktadır.
…
Bildiğiniz gibi tramvay kazası sonucu üç gencimizden ikisi bu dünyadan göç etti, biri de şu an can çekişiyor.
Anaların, babaların yürekleri dağlandı.
Evlad acısı kadar büyük bir acı yoktur.
Evladını kaybeden o anaları düşünün.
Evladını tüm zorluklarla doğuruyor.
Yeri geliyor uyumuyor, onu rahat ettirmek için.
Yeri geliyor o hastalandığı zaman insanlığın en yüce şefkatini göstererek onu iyileştirmek için büyük çabalar sarf ediyor.
Evladının acısını kendi acısı gibi hissediyor.
Bir anne için evlad sevgisi böyledir.
Televizyonda izlerken o anaları, babaları öyle derinden hissettim ki onların acılarını.
Bu ne yürek nasıl dayanır?
Hele hele Buket Bulut’un ailesini görünce yakinen, insan cidden o acıyı anlatacak, tarif edecek kelimeler bulamıyor.
Bekliyor sonucunu.
Bir an önce kavuşalım diye can atıyorlar sanki.
Onlar için zaman mefhumu ortadan kalkmış.
Bir umuttur bekliyorlar hastanenin kapılarında.
İçeriden gelecek olan müjdeli haber için canlarını bile vermeye razılar.
Buket kardeşimize acil şifalar diliyoruz ve yaşamını yitiren Denis Tekin ve İrem Dinçsoy kardeşimize de Allah bol bol rahmet versin.
Ayrıca Buket kardeşimizin hayatta kalması için büyük mücadele veren Uzman Doktor Kadir Bey’in, tüm hemşire ve diğer çalışanların da Allah yardımcıları olsun.
…
Biz Türkler’in huyudur; aklımız başımıza ancak kazalardan sonra geliyor.
Gençlik işte. Cıvıl cıvıl, yerlerinde duramıyorlar.
Gençlik demek, hareket demek.
Gençlik demek, delikanlılık demek.
Yani kanın yerinde durmaması demek.
Gençlik demek, yerinde duramamak demek.
İşte böyle bir gençliğin olduğu okul ve okulun önünde tonlarca ağırlıktaki tramvaylar.
Bunları göz önünde bulundurarak önlemleri almak gereklidir.
İster normal hızıyla hareket etsin, isterse de yavaş hızla.
Sonuçta orada yüzlerce genç var.
Bilmelidirler ki orada gençlik var, tehlike var.
Onun için yetkililerin oraya tedbir almaları kaçınılmaz olmalı.
Yapacağınız üst geçit veya rayların üzerinde geçişi kapatmak için yapacağınız önlemler belki de bu iki genç ölmeyecek ve bir kızımız da ölümle mücadele etmeyecekti.
Yaygara yaparak her türlü açılışları yapıyoruz ama hiçbir zaman tedbir namına bir şey yapmıyoruz.
Yapsak da geç kalıyoruz.
Biz Türkler’in aklı ancak acı olunca dank ediyor, başka türlü etmiyor.