TV’lerdeki Dini Tartışmalar Veya Hz. Hüseyin Efendimizin Kanı

Lütfi AYHAN

                     

                  YANMAKTA OLAN  BİR ADAMIN TIRNAĞINI KESMEK

            Bu ülkede, her yıl nedense mübarek Ramazan geldi mi  anlamsız, yersiz, saptırıcı din tartışmaları başlar;  sanki yılın diğer ayları çuvala girmiş gibi.  Her Ramazanda günümüz müslümanlarının önemli sorunları, mühim meseleleri yokmuş gibi, basit, anlamsız, neticesi olmayan, direk halkı ilgilendirmeyen, konunun uzmanlarının aralarında müzakare edip  karar verecekleri teknik mevzular,  saatlerce ve hararetle tartışılır Tv ekranlarında. Bu anlamsız meşguliyetler,  önemli meselelerin gündeme gelmesine mani oluyor. Bu tartışmaları yapanlar bilerek veya bilmeyerek gerçek gündemin ötelenmesine, müslümanların gerçek sorunlarının gölgelenmesine sebep oluyorlar.

            Şimdi Türkiyede yaşayan ve müslüman olan herkese şu soruları soralım;  Bu yıl ve şu an Türkiyede yaşayan müslümanların en önemli meselesi  teravih namazının kaç rekat olduğu mu, sakızın, denize girmenin orucu bozup bozmadı ğı mı;  yoksa  Güneydoğu da akan ülke vatandaşlarının kanı mı? :  “Oruca bir saat erken başlamak meselesi mi önemli, yoksa Afrikada milyonlarca insanın kuraklığın pençesinde inim inlemesi meselesi mi? Susuzluktan derileri solmuş,  gözleri çökmüş insanların bu dramlarını konuşmak mı önemli; yoksa İmsak vaktinin ne zaman başladığı meselesi mi?  Binlerce kadın, çocuk bütün dünyanın gözü önünde  açlıkla boğuşurken,  onları görmezden gelip,  kan aldırmak orucu bozar mı? Banyo yapmak oruca  zarar verir mi…? Gibi daha ikincil  meseleleri gündemde tutmak ne kadar islami bir tavır?

           Hocalar, Teravih Namazını , sakızı, denizi, imsak vaktinin zamanını   hararetli bir şekilde ve saatlerce tartışıyorlar.  Acaba ülkede dökülen insan kanı, kıyılan müslüman canı   hakkında niye birkaç kelam etmiyorlar. Dinimiz açısından, insanlık açısından, vatandaşlık açısından hangisi daha önemli?? Teravih sünnet bir namaz.İsteyen kılar istemeyen kılmaz. İsteyen evde kılar isteyen cemaatle. İsteyen 8 rekat kılar isteyen 20…Ama bir insanın haksız yere öldürülmesi, müslümanların birbirlerinin canına kast etmeleri, bir islam ülkesinde fitne,  fesat ve kıtalin ülkeyi kaplaması öyle mi ya? Ülkemiz de, Suriye de, Libya da, Irak da, Afganistan da, oluk oluk mazlum, mümin, fakir insan kanı akarken bunları bir kenara itip ;” koku orucu bozar mı? Banyo yapmanın hükmü nedir? Dua ederken elimizi nasıl kaldıralım? Telli babaya telefon çekmek günah mı…? Gibi yüzüncül meseleleri birincil sorun haline getirmek dinimize ne kadar uygun?

         Bu çelişkiler, toplumsal bir din olan İslamı, modası geçmiş , günümüze ve insanlık sorunlarına cevap vermeyen bir din haline getiriyor. İbaadetlerle ilgili sorular sorulmasın mı? Bazı dini konular tartışılmasın mı? Elbette. Fakat  bir insan alevler içinde yanarken ona ; “Dur bakalım senin  tırnakların çok uzamış!  Önce tırnaklarını bir keselim”  demekmi  lazım;  yoksa hemen, derhal   su  kovasını başından boca etmek mi?

                        DİNİ TARTIŞMALAR NE KADAR FAYDALI

                 İslam büyüklerinden  birine, Kerbela Olayının  cereyan ettiği günlerde  vatandaşın biri gelip sormuş; “Başımdaki biti öldürüp kanını akıtsam abdestim bozulur mu?” O mübarek cevap vermiş; “behey adam!’ Peygamberin torununun kanı akıtılıyor,  sense bir bitin kanı ile uğraşıyorsun!” Bu günkü tartışma ortamı ve tartışılan konuların mevzuu  bu hale ne kadar da benziyor.Tıpkı Bizans,  Osmanlı topları ile dövülürken papazların,  Meleklerin cinsiyetini tartışması çelişkisi gibi.

                Gerek ibadetlerle ilgili, gerekse net olmayan bazı dini mevzularla  ilgili tartışmaların( tartışma dinimizce zaten pek de makbül sayılmaz) normal vatandaşlara  zararı  onların din hakkında  şüpheye sürüklenmesi şeklinde tezahür ediyor. Bir mevzuda hocanın biri kendi görüşünü desteklemek için bir ayet okuyor, bir hadis söylüyor. Karşısındaki de ona zıt görüşünü desteklemek için başka bir ayet ve başka bir hadis okuyor. Bu hali gören vatandaş o zaman kendi kendine şöyle diyor;” Demek ki öyle de oluyor böyle de. Din de bir netlik yok.” Sonra başlıyor günahlar işlemeye, yanlış işler yapmaya. Şeytanın ve nefsinin de devreye girmesi ile hocaların bu çelişkili hallerini kendi yaptığı yanlışlara işlediği günahlara istinad yapıyor.  TV’ lerde  tartışma yapan insanlar inşallah bu sonuca verdikleri olumsuz katkıların idraki içindedirler.

            Ölümler, cana kıymalar, boşanmalar, açlık içinde sürünmeler, töre denilen zulümler, hak yemeler, adaletsizlik, anarşi, kul hakkı, gıybet, sözünde durmama, borcunu zamanında ödememe, aile içi şiddet, karı koca, gelin kaynana tartışmaları boşanmalrın gitgide artması… Gibi hem ahiretimizi mahveden hem dünya hayatımızın düzenini bozan önemli mevzular dururken;  dinin bu konudaki görüşleri işlenemezken tali mevzuları birincil hale getirmek, bilerek yapılmıyorsa gafletten başka bir şey değildir.  

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.