Ergenekon Davası'nda tutuklu yargılanan Sami Hoştan kısa bir süre önce Abdullah Çatlı'nın "kayıp çantası"nın kendisinde olduğunu söyleyerek tüm dikkatleri üzerine çekmişti.
Hafta başındaki duruşmada Hoştan "boş çanta"yı 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunarak aklınca cinlik yaptı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün "Boş çantayı ben ne yapayım? Boş çantanın bir anlamı yok" deyince Hoştan da alemin uyanığı ya, "Zaten boştu" karşılığını vermiş…
Şengün'ün "Onu bilmiyoruz" şeklindeki cevabı salondakileri güldürmüş…
*
"Sami Boştan"ın mahkemeye boş çanta sunacağını öngörmek zor değildi.
Boş çantayı duruşmaya getirmekle son derece ucuz bir numaraya imza attı.
Ergenekon-Susurluk bağlantısına dair şu aşamada bile epeyce belirginleşmiş bir resim var ortada:
Boş çanta şovları dahil hiçbir "karartma" numarası bu derin ilişkilerin aydınlatılmasını engelleyemez.
Ergenekon itirafçısı Tuncay Güney sekiz yıl önce polisteki sorgusunda ne demişti?
Çatlı'nın "sır çantası"nın "kaza"nın ardından olay yerine gelen bir başka araçta bulunan kişilerce alındığını ve daha sonra "Drej Ali" olarak bilinen Ali Yasak tarafından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e verildiğini söylemişti.
Çatlı'nın son telefon konuşmalarını yaptığı isimlerden birisiydi, Veli Küçük…
Sami Hoştan da, Susurluk "kaza"sından hemen sonra olay yerine giden isimlerdendi.
"Kaza" sonrası korumalardan önce olay mahalline intikal eden araçta bulunanlar; Çatlı'nın çantasını almışlar, kimi silahları da Mercedes'in bagajına yerleştirmişlerdi.
O araç, Mercedes'i "kazaya zorlamak" amacıyla takip etmişti.
Dahası, hemen olay yerine gelerek "kaza"dan sağ kurtulan olup olmadığına bakmışlardı!
*
Sami Boştan "kaza" yerine korumalardan önce mi gelmişti, sonra mı?
Çantanın kendisinde olduğunu söylüyordu, ya…
"Kaza" sonrasında çantayı alanlar arasında "Boştan" da var mıydı? Hangi araçla gelmişti?
'Çanta Şov' yapacağına buyursun bir zahmet bu hususları açıklığa kavuştursun, Sami Boştan…
Nasıl olsa er ya da geç ortaya çıkacak bu ayrıntılar da…
Neticede, Tuncay Güney'in deşifre ettiklerini de dikkate alarak çantanın içindeki gizli evrakın Veli Küçük'e ulaştırılmış olduğu anlaşılıyor.
*
Susurluk Operasyonu, Abdullah Çatlı'nın yıllarca kendisini kullanmış olan Gizli Devlet yapılanması tarafından "ortadan kaldırılması" hadisesiydi.
Susurluk'un Ergenekon örgütündeki işlevinin tümüyle gün ışığına çıkarılması 'kaçınılmaz' olarak gerçekleşecektir.
*
Çatlı'nın çantası boş olabilir ama sarsıcı belge, bilgi ve tanıklıkların büyüğü heybededir.
Sözünüz ettiğim bu husus, sadece Susurluk mekanizması için değil "Ergenekon kapsamındaki tüm derin bağlantılar" için böyledir.
Ergenekon örgütünün üzerine gidilmesi, engellenmesi mümkün olmayan tarihi bir süreçtir.