Türklerin Amerika Macerası

Prof. İhsan IŞIK

Türk diyasporasının bir Ermeni, bir Rum, bir Yahudi diasporası kadar yurt dışında etkili olamaması pek tabi ki bir takım sosyo ekonomik nedenlere dayanmaktadır.

 

Birincisi, Türkler örgütlenmeyi bilememektedir. Bunun en büyük nedeni de, Türkiye’deki alışkanlıklardan kaynaklanmaktadır. Hangi Türk, Türkiye’de bir derneğe üyelik yapmıştır ki, yurt dışına çıktığında bir dernek kurma ya da kurulu bir derneğe üye olma ihtiyacı hissetsin? Türkiye’deki üst yönetim ve askeri ihtilaller derneklere ve vakıflara sıcak bakmadığından bu kültür yurttaşlarımız arasında pek gelişmemiştir.

 

İkincisi, insanımızı bir araya getirecek ortak paydalar, ortak değerler ve ortak kurumlar son zamanlarda kültürel dejenarasyonla çok zayıflamıştır. Bu yüzden, yurt dışına çıkıldığında üzerinden insanları toplayacağınız, heyecanlandıracağınız, sevk edeceğiniz değerler yeteri kadar tesirli olmamaktadır. Rum, Yahudi, ve Ermeni diasporasının dinamik gücü ve ortak hareketi kiliselerden beslenmektedir. Bizim camilerimizin hayatımızdaki fonksiyonu Türkiye’de nedir ki, yurt dışında Türk diyasporasının etkili bir merkezi olsun?

 

Üçüncüsü, Türkiye’de millet ve devlet kaynaşmasını yeteri şekilde beceremediğimizden, yurt dışına çıktığında insanımız ülkesinin güçlü bir ekonomik ve kültürel “acentası” olmakta zorlanmaktadır. Başbakanın yurt dışı ziyaretlerinde, halkla sohbet toplantılarının elçi ve konsolosları şikayet etme platformuna dönmesi, millet ve devlet arasındaki alınması fereken mesafeyi göstermektedir.

 

Dördüncüsü, Türk diasporası nispeten gençtir ve hala öğrenme yaşındadır. Siyaseten etkili olmak ve lobi yapabilmek için ekonomik olarak güçlü olmak, yüksek eğitimli olmak ve örgütlü olmak gerekiyor. Bunların olması için de belli bir zamanın geçmesi gerekmektedir. Hollanda’da yaşayan Türklerin Almanya’ya göre daha başarılı olmasının arkasında bu toplumun orta sınıfa terfi etmesi, siyaseten bölünmemesi ve eğitime önem vermesi gösterilmektedir.

 

Beşincisi, korunma güdüsüyle insanlarımızın hep beraber yaşaması ve o ülkenin toplumuyla kaynaşamamasıdır. Bunda da en büyük faktör eğitim yetersizliği ve dil gelmektedir. Ekonomik ve eğitim olarak güçlenen vatandaşlarımız “kenar mahalleyi” bırakıp “merkez mahalleye” göçmekte, toplum içine karışmakta ve artık “korkmamaktadır”. Bu vakanın bir yan etkisi, kendisini ekonomik ve eğitim olarak zayıf hisseden ve korunma ihtiyaçları olanların daha fazla dernekleşmeye ihtiyaç duymaları ve yurt dışındaki derneklerimizin bu yüzden temsilde derinliği olmayan insanlardan oluşmasıdır.

 

Ayrıca, bir gün dönüleceği hissi, insanlarımızın yaşadığı topluma entegre olma, iyi ilişkiler kurma ve Türkiye için çalışma isteklerini törpülemektedir. Kendisini misafir hisseden bir topluluk uzun dönemli politika ve yatırımlara alaka duymaz.

 

Türklerin Amerika macerası 1850’lerde İzmirli Hacı Ali ile başlamasına ve 1930’lara kadar 360,000 kişinin ABD’ye göç etmesine rağmen, ilk giden Türklerin %86’sı geri dönmüştür. Profösör Kemal Karpat’a göre bugün ABD’de Ermeni, Rum ve Yahudilerin olduğu gibi kuvvetli bir Türk lobisinin olmamasının temel sebeplerinden birisi budur.

 

Sonuncu olarak da, insanlarımızın büyük millet ve devlet olma yolunda üzerine düşen görev konusunda yeteri kadar motive edilememesi ve heyecanlandırılamamasıdır. Yurt dışında bulunan elçiliklerimizin, konsolosluklarımızın, ateşeliklerimizin, öğretmenlerimizin ve din görevlilerimizin bu konuda üzerine çok iş düşmektedir.

 

PROF. İHSAN IŞIK*, TOBB Dünya Türk İş Konseyi Amerika Bölge Komitesi Üyesi; Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) Başkanı

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.