Yıl 2002
ANASOL-M Koalisyonu İktidarda...
2001 Ekonomik Krizinin yaraları sarılmaya başlanmış.
Ülkeyi resmen Kemal Derviş (kararları) yönetiyor.
Koalisyonun küçük ortağı Devlet Bahçeli, masaya yumruğunu vuruyor ve...
'Koalisyon bitti, Kasım'da seçim var.' diyor.
3 Kasım 2002'de AK Parti tek başına iktidara geliyor.
Yıl 2015
7 Haziran Gecesi...
Sandık sonuçları % 75-80 oranın belli olmuş.
Sandık koalisyonu işaret ediyor.
En doğru ve en doğal koalisyon da 'AK Parti-MHP Koalisyonu'.
Devlet Bahçeli, mikrofonların karşısına çıkıyor ve AK Partiye sesleniyor:
'Ya CHP ile koalisyon yaparsın, ya HDP ile...bana hiç gelme. Kasım'da seçimse seçim.' diyor.
O anda kimsenin aklında, hayalinde Kasım'da seçime gidileceği yok.
1 Kasım 2015'de AK Parti % 49.5'le tek başına iktidara geliyor.
Yıl 2014
17/25 Aralık Kumpasının büyük baskısı altında Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiliyor.
Halk, ilk defa bir Cumhurbaşkanı seçecek..
Seçim iki turlu...ilk turda % 50'nin üzerini alan aday, Cumhurbaşkanı.
İlk turda % 50 çıkmazsa, ikinci turda en çok oyu alan aday, seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı.
En güçlü aday Recep Tayyip Erdoğan.
Muhalefet partilerinin her biri kendi liderlerini aday koysalar ya da partilerindeki en iyi isimleri aday gösterseler, seçimin ikinci tura kalması muhtemel.
Ancak Recep Tayyip Erdoğan'ın tek başına ve güçlü bir şekilde seçilmiş Cumhurbaşkanı olması gerekiyor.
Ve Devlet Bahçeli yine sahneye çıkıyor, çatı aday kavramını ortaya atıyor.
Adını bile söyleyemediği Ekmelettin İhsanoğlu'nu Kemal Kılıçdaroğlu'na götürüyor.
İhsanoğlu, muhafakar bir olduğu için, sen teklif etmiş ol, diyor.
Kılıçdaroğlu, HDP hariçi 8 partinin çatı adayının 'Ekmek İçin Ekmelettin' olduğunu ilan ediyor.
Sonuç, Recep Tayyip Erdoğan, ilk turda % 51,78 oyla Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı...
Bu üç büyük fotoğrafın dışında, Meclis Başkanlığı seçimlerinden Anayasa değişikliğine, güvenlik politikalarından başörtüsü serbestiyetine kadar pek çok konuda Devlet Bahçeli'nin AK Partinin işini kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Aynı şekilde, terör meselesi başta olmak üzere, yapılan hatalardan geri dönülmesinin teminatı Devlet Bahçeli'dir.
Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi başarısını en başa yazarak, yukarılara bir yerlere koyarak, diyebilir ki bu başarıda AK Partinin tüzel kişiliğinden daha çok Devlet Bahçeli'nin pek çoklarınca mana verilemeyen kişisel hamlelerinin payı vardır.
Çünkü Devlet Bahçeli, Türkiye'nin bekasını, şahsının ve partisinin bekasından daha üste tutan bir devlet adamıdır.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 100 yıl sonra başını kaldırmış ve yeniden emperyal bir devlet olmak adına ciddi adımlar atmıştır.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başına, mevcut demokrasi ve seçim düzeniği içinde, hem içerde hem de Türk-İslam Coğrafyasında etki edecek lider çok az gelmiştir, gelse bile (Turgut Özal) atılım yapma imkanı verilmemiştir.
Çünkü, Türkiye'nin 'milli refleksleri' önümüzdeki 10 yılda, Türkiye'yi Recep Tayyip Erdoğan karizmasında bir sembol liderin yönetmesini uygun görmüştür.
Bu karara destek olmak ve tek başına liderlik yapma durumundaki Recep Tayyip Erdoğan'ı siyaseten doğru işlere sevk etmek, kendisini milli olarak nitelendiren 'yerli ve milli duruş' sergileyen herkesin vazifesidir.
Hasılı kelam, 2002 yılından bu yana, zaman zaman kırılmalar yaşansa da, olağanüstü her şart ve durumda -karda, kışta, afette, selde- bir buldozer gibi AK Parti iktidarının ve tabii olarak Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü açan Devlet Bahçeli, ters köşe siyasi hamleleriyle 'Türkiye'yi Rahatlatan Adam' olmuştur.
Twitter: @funda34mental