“Canda Özür Olmaz”, uzun bir süre radyo ve televizyon programının adı iken artık bir derneğin ismi. Aynı zamanda bir öğretim üyesi olan Mustafa Öztürk çiçeği burnunda derneğinin 2012 raporunu yayınladı. Öztürk, bundan böyle her yıl güncellenerek yayınlanacağını belirttiği Türkiye’de Engelli Gerçeği Raporu’na yazdığı sunuş yazısında şu hususların altını çiziyor:
“Çalışma; Türkiye’de engelli gerçeğini tespit etmek için akademisyenler ve yazarlardan oluşan bir ekibin yapmış olduğu çalışmanın, MÜSİAD tarafından baskısı yapılan “Türkiye’de Engelli Geçeği“ adlı kitabın, Sayın Başbakan ve kamuoyuna sunulmuş şeklinin özetidir.
Raporda, Türkiye’deki engelli profilini, engelli kavramını, engelli gruplarını ve engellilerin toplumla bütünleşme sorunlarını anlatmaya çalıştık.
Bu sorunlar: Eğitim, Yoksulluk, İstihdam, Sosyal Güvenlik, Fiziksel Engeller, Erişebilirlik – Ulaşabilirlik, Aile – Özel Hayat, İletişim – İletişimsizlik
Raporla özellikle belirtmek istediğimiz; sorunlar doğru tespit edilirse, çözüm için kısa, orta ve uzun vadede, kalıcı çözüm üretmek mümkün olacaktır. Elbette kalıcı çözüm için populist yaklaşım yerine, sorunu ortadan kaldırmayı amaçlayan projeleri değerlendirmek gerekmektedir.
Yapılan araştırmalarda görülmüştür ki, engelliler toplumla birlikte yaşamak ve bütünleşmek anlamında ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bunların başında da eğitim/eğitimsizlik gelmektedir. İletişimdeki sıkıntının temelinde, özel hayatın gelişmişliğinde, istihdamda, erişebilirlik/ulaşılabilirlik sorunun aşılmasında, yaşam alanlarının ortak kullanımı veya kullanılamamasında; eğitim veya eğitimsizlik olgusu karşımıza çıkmaktadır. Özetle, tüm soruların ve sorunların çözümünün kaynağında eğitim/eğitimsizlik yatmaktadır.”
AKRA FM’de aynı isimle hazırlayıp sunduğu programlarında ele aldığı konular ve hikâyesine yer verdiği konuklarla önemli bir hizmeti devam ettiren Mustafa Öztürk, 2012 raporunda Türkiye’nin engelli gerçeğinin altını kuvvetli bir biçimde çiziyor.
Raporda resmi verilere yer veriliyor, engellilerle yıllardır yüz yüze yapılan görüşmelerle kazanılan tecrübeden kesitler sunuluyor.
Raporun sonuç kısmında, “Tüm bu olumsuzlukları en aza indirmek için, hala yapılacak şeyler var” deniliyor.
Engelliler için nelerin yapılabileceğine işaret edilen son bölümü dikkatinize sunarken, raporun tamamını okumak ve Canda Özür Olmaz Derneği’nin diğer çalışmalarını takip etmek için derneğin internet sitesinin ziyaret edilmesini tavsiye ediyorum: (http://www.candaozurolmaz.org)
“1. Engelliler Eğitilerek Topluma Kazandırılmalı
Engelliler her birey gibi anayasadan kaynaklanan, eğitim hakkını kullanabilmelidirler. Eğitimli bireyler olarak, toplumda hak ettikleri saygın yerlerini almalıdırlar. Atıl durup, ekmek beklemek yerine, üreten bireyler olarak, özelde aile ekonomisine, genelde ülke ekonomisine katkı yapmalıdırlar. Üreten insan olmak, mutlu insan olmanın da adıdır. Eğitimle ilgili, sıkıntılar hızla giderilmelidir.
Okuyamayan, kapasitesi sınırlı, imkanı kısıtlı olan engelliler için de, meslek edinme kursları açılmalıdır. Meslek edindirme kursları, bütün engelliler için yapılabilir. Meslek sahibi olarak sertifika alan engelliler, istihdam edilme imkanı bulmuş olacaklardır…
2. Toplumun Eğitilerek Önyargılarından Kurtarılması, Toplumda Engelli Bilincinin Oluşturulması ve Başarı İçin Fırsat Eşitliğinden Yararlandırılması
Engellilik olgusunu bilmeyen, özür gruplarını tanımadığı için, engellilerin başarabileceği konusunda kuşkuları olan toplum, engelliye karşı ön yargılıdır. Bu yüzden, toplumun engellilik kavramından başlayarak eğitilmesi gerekmektedir.
Orta öğretim, lise, üniversite, işadamları, ev kadınları, esnaf vs., toplumun tüm katmanlarında, engellilik bilinci oluşturmak için çalışmalar yapılmalıdır. Bu bilgilendirme de; televizyon, radyo, gazete, dergi, el ilanları, seminerler, konferanslar vb. yollar kullanılabilir.
Yapılacak bu çalışma, ön yargıları ortadan kaldıracağı gibi, engelliyi kucaklama konusunda da büyük başarı sağlayacaktır.
3.Yeni Engellerin Ortaya Çıkmasının Önlenmesi, Gerekli Önlemlerin Alınması
Bu önlem devlet tarafından mutlaka alınmalıdır. Engelliliğin doğum öncesi, doğum sonrası, beslenme yetersizliği, iş ve trafik kazalarından kaynaklandığı bilinmektedir. Bunlara göre önlem alınması, bilinçlendirme yapılması ve insan eliyle yeni engellilerin olması minimuma indirgenmelidir. Sağlık ve eğitim çalışmaları bu yönde planlanmalı ve uygulanmalıdır.
Tabi bunların olabilmesi ve uygulanabilmesi için insan faktörü unutulmamalıdır. Tüm bu öğütlerin başarıya ulaşması için, yönetici ve uzmanların atanmasında titizlik gösterilmesi gerekmektedir. Yöneticiler atanırken kriter olarak; bilgi, yetenek ve gönüllülük esas alınmalıdır. Özellikle, iktidarın heyecanını taşıyacak tepe yöneticileri ve uzmanların olmasına özen gösterilmelidir. Var olan özrün ilerlemesinin durdurulması ve olabilecek özürlerin engellenmesi için eğitim verilmesi gerekmektedir.”
…
Engelli gerçeğini doğru anlayabilmek, onların ve ailelerinin duygularını yüreğimizde bir nebze olsun hissedebilmek için işe, çevremize bakışımızı değiştirerek başlayabiliriz. Mesela bir engellinin 24 saati nasıl geçer? Ailesi o 24 saatte neler yaşar? Bu soruları çoğaltalım. Bulacağımız cevaplar, hayatımızda yepyeni bir döneme kapı aralamamızın ilk adımlarını oluşturacaktır.