Üretim için "dayanışma ortaklıkları" kurduk, "teminatlı belge" verdik, "bu adam şu işi yapabilir" denen "belgeyi/sertifikayı" verdik. O iş tek başına yapılamıyorsa, o işi yapanlar bir araya geliyor ve "ortak üretim işletmesi" kuruyor, "üretim kooperatifi" kuruyorlar. Depolama sorununun çözümü için "ambarlar/depolar" yaptık; "ham madde", "ara madde" ve "mamul madde ambarları/depoları" tesis ettik. Depoda bilgisayar ve programı var; fiyatı o koyuyor, değiştiriyor, ayarlıyor... Ambardaki fiyatları bilgisayar stok durumuna göre hesaplayacağından az olan mallar pahalıdır, o mallar öncelikle imal edilir; çok olan mallar ucuzdur, o mallar imal edilmez, aksine fiyatları ucuzlatılarak çok tüketilir. Üretim-tüketim planlaması ve dengesi bu şekilde sağlanır. Malı ürettik, depoladık, sattık; bundan sonrasında ulaşım/nakliye sorunu önümüze geliyor. Bugün de bu sorun üzerinde duralım...
Evet, üretimi gerçekleştirdik ve depoladık.
Şimdi ikinci sorun çıkıyor: -Üretilen mal tüketim yerine nasıl ulaşacak?
Bunun için "merkezî büyük ambarlar/depolar" oluşturulur. Örnek olarak semtte bir malın ambarı varsa, ilçede de aynı malların ambarı vardır. İlçedeki ambarda mal azalırsa pahalanır, tüccarlar ilçe ambarlarına götürürler, çoğalırsa onun üretimi durur. İlçelerdeki ambarlar bölge ambarlarına bağlıdır. Bölgedeki ambarlar dünyadaki bütün ambarlarla irtibatlıdır. O halde nerede bir mala ihtiyaç varsa dünyanın diğer yerlerinde imal edilir.
Bu sistemde tüccarlar ortadan kalkmıyor, sadece kârlı gördükleri yeri belirliyor ve alıp satıyorlar. Bilgisayar ve internet aracılığıyla haberleşme ve anlaşmalar yapılmış oluyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, bir ambarda mal azalmışsa orada fiyat yükselmiştir, hangi ambarda çoğalmışsa orada da fiyat düşmüştür. Mal oradan oraya hareket edecektir.
Azalma azsa uzaktan gelmez, komşu ambarlardan alınarak ihtiyaç karşılanır. Yani bir ambardaki ihtiyaç komşu ambarlardan bölüşülerek karşılanır. Eğer toptan bir azalma veya artma varsa ona göre ithalat veya ihracat yapılır.
Bu şekilde ilçelerde, illerde, bölgelerde, ülkelerde, kıtalarda oluşturulmuş "Kooperatif Ambarları/Depoları" sayesinde dünya hem tek pazar hâline gelmiş, hem de herkese aş ve iş bulunmuş olacaktır.
Üretim sektöründen artan emekler ise inşaat sektörüne aktarılacaktır.
Bir örnek verelim: Diyelim ki Doğu Karadeniz bölgemizdeki bir ilimizin bucağında fazla emek vardır. Burada inşaat yapılacaktır. Ne var ki inşaat yapmak için inşaat malzemesini almak zorundadır. Buradakiler bal üretir satar. Diyelim ki dünyanın uygun bir ülkesine bal gider, oradan da gerekli inşaat malzemeleri gelebilir. Bütün mesele karşılıklı olarak fiyatların uygun olması, ulaşımın sağlanması ve karşılıklı alış-verişin gerçekleşmesidir.
Bu sistemde tamamen "serbest ekonomi düzeni" sağlanmıştır. İşçiler patronların emrinde değil, doğrudan bilgisayarların emrinde olurlar. Tüccarlar da tekel oluşturmazlar ama ticaretlerini oturdukları yerden yapabilirler.
Bu sistemin uygulamasını nasıl yapacağız?
İstanbul'da, diğer illerimizde, ilçelerimizde, bucaklarımızda, köy ve kasabalarımızda "kooperatifler" kuracağız. Önce "bakkalları" (daha önce bu konuda yazdığımız yazılara bakınız) ortak edeceğiz, bakkallarımıza yeterince mal temin edeceğiz, onlar satacaklar. Buralarda mal satmamız için üreticilere sipariş vereceğiz, "Kooperatif Ambarları/Depoları" üretilen mallarla dolacak. Böylece önce İstanbul'da ve diğer illerimizde bu sorunu çözeceğiz... Sonra ilçelerimizde, bucaklarımızda, köy ve kasabalarımızda çözeceğiz... Böylece bütün Türkiye'de bu sorunu çözeceğiz... Sonra dünyada çözeceğiz... "Adil (Ekonomik) Düzen" mucizesi işte budur... İstanbul ve Türkiye, işte bu şekilde dünyanın ekonomi merkezi olacaktır... Ve's-selâm...