TURKISH PRESIDENT

Ahmet TÜRKAN

Anayasa yazım süreci başladı. 30 Nisan’a kadar sivil toplum kuruluşları ve kişiler bazında anayasada bulunması ya da bulunmaması gereken hususlar dile getirildi ve Meclis Anayasa Komisyonu’na iletildi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu buradan elde ettiği veriler ışığında bundan sonraki süreci anasal metnin yazılması ve daha sonra halkoylamasına sunum süreci izleyecek.

Malum ilk etapta Başkanlık tartışması ile en önemli konu tartışmaya açılmış oldu.

Çünkü Başkanlık sistemi olsun görüşü benimsenirse Anayasadaki pek çok hüküm buna göre şekillenecek.

Parlamenter sistem devam etsin görüşü ağırlık kazanır ise darbe maddelerinden arındırılmaya çalışılacak bir anayasa ile devam edeceğiz.

Üyesi olduğum ASDER (ADALETİ SAVUNANLAR DERNEĞİ)  olarak gerekçeli teklifimiz aşağıdaki gibi idi:

“Yeni Cumhurbaşkanımız halk oyu ile seçilecektir. Halk oyu ile seçilmiş ama sorumsuz bir Cumhurbaşkanı, Meclis tarafından iş başına getirilmiş ama bütün yürütmeden sorumlu bir başbakan, işlerin çıkmaza girmesi için olabilecek en etkili formül olabilir. Cumhurbaşkanı her hâlükârda %50 'nin üzerinde bir oy ile seçilecektir. Ama Başbakanın içinden çıktığı partin genellikte halktan % 50 oy alamayabilir. Hele koalisyon zorunlu ise, bu oran daha aşağıya inecektir. Hangisi halkın güvenine daha çok layıktır meselesi her zaman zihinleri kurcalayan ve kurcalanan bir mesele olacaktır. Mevcut durum, ülkeyi iki başlı bir yönetime götürür.

Diğer taraftan, parlamenter demokraside, yani başbakanın parlamento tarafında seçilmesi, Meclisin hükümet üzerindeki denetim rolünü zayıflatmaktadır. Seçim sistemimiz de dikkate alındığında, Başbakanın partisi üzerindeki otoritesi nedeni ile TBMM, Başbakan talimatı ile kanun çıkaran bir mekanizmadan öteye gidememektedir. Böyle olunca, yani Parlamento Hükümetin ve Başbakanın gölgesinde kalınca, başka güçler ve yargı, zaman zaman her iki gücü de etkisi altına alabilmektedir.

Kuvvetler ayrılığı prensibinin daha etkili olması, yürütmenin günün şartlarına uygun şekilde süratli icraat yapma imkanına sahip olması, iki başlılığın ortadan kaldırılması, TBMM 'nin yürütmeyi daha etkili bir şekilde denetleme imkanına sahip olması, dış dünya ile iletişimin daha etkili yapılabilmesi, Başkan üstünde vesayetin mümkün olmaması açısından; Türkiye Başkanlık sistemi ile yönetilmelidir.”

Teklifimizin sonuna kadar savunucusuyuz elbette.

Başbakan Başkanlık sistemi tartışılabilir dediği anda kıyamet koptu. Okullardaki süt uygulamasında bile öküzden süt sağmaya çalışarak sütün asabını ve de kimyasını bozan muhalefet, muhalefetteki becerisini ya da beceriksizliğini ortaya koydu. İtiraz sesleri yükseldi.

Neden…? Başkanlık sistemi olursa, her gün konuşamayacaklar. Hiç kimse bu konuda muhalefet ne düşünüyor demeyecek. İsimleri unutulup nesilleri kesilecek ve de tarih olacaklar. Şimdi ise muhalefet ediyorlar. Hem de her şeye.

Çok korktukları başkanlık sistemi nasıl bir şey bir bakalım.

Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. Başkanlık sistemi, Başkanlık hükümeti sistemi olarak da adlandırılmaktadır.

Bu tanım çerçevesinde dünyada hepsi birbirinden farklı, kendi tarihi, sosyolojik ve siyasal koşullarının ürünü olan başkanlık rejimleri mevcuttur. Bütün bu rejimlerin içinde herkes tarafından en başarılı bulunan örnek, ABD başkanlık sistemidir.

Başkanlık sisteminin temel unsurları:
A) Başkan, halk tarafından doğrudan ve dolaylı olarak belirli bir süre için seçilir. Bu süre hiçbir biçimde parlamento tarafından kısaltılamaz ve fesh edilemez.
B) Kuvvetler ayrılığı kesin bir biçimde uygulanır. Devlet organlarının eşgüdüm içinde aksamadan çalışması için fren ve denge sistemiyle organların yetki ve güç suistimali engellenir..
C) Hükümet üyeleri başkan tarafından seçilir ve azledilir. Başkan hükümet üyelerinin düşüncelerine uymak zorunda değildir. Hükümet üyeleri yasama organı içinden Başkan tarafından seçilebilir ancak seçildikten sonra yasama organı üyeliklerini sürdüremezler.
D) Devlet başkanı, hükümet başkanı ayrımı yoktur.
E) Başkan görevi ile ilgili işlerden dolayı sorumsuzdur.

Başkanlık sisteminin iyi işlemesi için gerekli olduğu ileri sürülen koşullar şunlardır:
A)Başkanın yasama organını feshetme yetkisi olmamalıdır.
B)Başkana yasaları veto edebilme hakkı tanınmalıdır. Başkanın vetosu da yasama organının özel çoğunluğu tarafından aşılabilmelidir. Örneğin 3/5 veya 2/3 gibi.
C) Başkan yasama organının üyesi olmamalıdır
.[1]

Peki örnek başkanlık sistemi için ABD’deki uygulamasına bir göz atalım.

ABD'de yürütme organı Başkan, yasama organı iki meclisli Kongredir(Temsilciler Meclisi ve Senato). Başkan Kongreyi feshedemediği gibi Kongre de başkanı istifaya zorlayamaz..

Başkan 4 yıllık bir süre için başkan yardımcısı ile birlikte seçilir. Ülkede koşullar ne olursa olsun bu süre değiştirilemez. Başkan sadece iki devre (4+4) seçilebilir.

Başkan olmak için dört anayasal koşul vardır: ABD'de doğmuş olmak, ABD vatandaşı olmak, 35 yaşında veya üstünde ve 14 yıldır ABD'de ikamet ediyor olmak.

Başkanın Yetkileri:
ABD Başkanının, Duverger'in deyimiyle "seçilmiş kralın" geniş yetkileri vardır:
" Hükümet üyelerini atar. Bu üyeler için ABD'de bakan sıfatı yerine "sekreter" sıfatı kullanılmaktadır.Senoto bu üyeleri onaylar. Bakanlar Kongreye karşı sorumlu değildir. Sadece başkana karşı sorumludur. Başkan istediği bakanı azledebilir.
" Hükümet toplantılarında son ve kesin söz Başkana aittir. Bu konuda verilen en güzel örnek Lincoln'nün bir sözüdür: "Yedi hayır, bir evet, evetler kazandı"
" Kongre tarafından kabul edilen yasaları iki biçimde veto edebilir: Açık veto, Kongre'ye kabul ettiği yasayı geri göndererek hem Senato'da, hem de Temsilciler meclisi'nde ayrı ayrı 2/3 çoğunlukla kabul edilmesini isteyebilir. ABD'de bugüne kadar başkanlar veto haklarını 2800 kez kullanmışlardır. Kennedy'nin veto ettiği hiçbir yasa Kongre tarafından tekrar kabul edilmemiştir. İkinci Veto biçimi ise "packet veto" olarak adlandırılan 10 günlük inceleme hakkını kongrenin tatile girme döneminde kullanarak, imzalamadığı yasayı bir dahaki dönemde tekrar görüşülmek zorunda bırakmasıdır.
" "Spoil System" olarak adlandırılan yaklaşımla Başkan kendi politikalarını uygulayacak kadroları bürokratik kademelere atayabilir. Yüksek dereceli memurların atamalarında senatonun onayı aranır, ancak Senato genellikle bu atamaları onaylar.
" Başkan anayasaya göre silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Silahlı kuvvetlerin nasıl nerede nezaman hangi biçimde kullanılacağına karar verir. En küçük rütbeli subaydan en yüksek rütbelisine kadar hepsini başkan atayabilir. Başkan Truman, General Mac Arthur ile arasında çıkan ihtilafı generali emekli ederek çözmüştür.
" Yüksek Mahkeme Yargıçları Başkan tarafından atanır, senato tarafından onaylanması gerekir.
" Dış politikada Başkan önemli kararları bizzat kendisi alır. Kimi devletleri tanıyabildiği gibi ikili antlaşmalarla ilişkileri geliştirebilir. ABD anayasasına göre başkanların yabancı devletlerle imzaladığı anlaşmaların yürürlüğe girmesi için Senato'nun 2/3 çoğunluğu gereklidir. Senatonun onayıyla büyükelçileri atama yetkisine sahiptir.
" Başkan, Federal yasalara karşı gelmekten hüküm giymiş olanları şartlı olarak veya tamamen affetme yetkisine sahiptir.

Kongre
ABD'de başkanlık sisteminin en önemli temellerinden birisi de Kongredir. Kongre, 438 temsilciyi içeren Temsilciler Meclisi ve 100 Senatörü içeren Senato'dan oluşur.

Kongrenin Yetkileri:
Kongre kişilerin ve federe devletlerin anayasa ile tanınmış hak ve yetkilerine dokunmamak koşuluyla tekelinde olan yasa yapma gücünü anayasa sınırları içinde serbestçe kullanabilmektedir. Yasa yapma gücü daima iki meclisin anlaşması ile uygulama bulabilmektedir.

Bütçenin kabulu, federal hazinenin çıkış ve girişlerini düzenleyen mali yasaların yapılması tamamiyle kongreye aittir. Kongre başkana hedef ve politikalarını gerçekleştirmesi için gereken mali olanakları sağlamayarak engel olabilir. Örneğin Jefferson'a yaptığı gibi yeni topraklar almak istediğinde gereken parayı vermeyebilir.

Gerektiğinde komisyonlarıyla her hangi bir faaliyet hakkında soruşturma yaparak bir mahkeme görüntüsü bile kazanabilir.

Temsilciler Meclisi, mali insiyatife sahiptir.Mali yönü olan yasaların önerisi Temsilciler Meclisince yapılmaktadır. Senato kendine gelen mali yasayı kabul edip etmemekte serbesttir.

Senato uluslararası andlaşmaları onaylar ve bazen bu hakkını onaylamama yönünde kullanmaktadır. Birinci Dünya Savaşandan sonra Başkan Wilson'un imzaladığı Versay Barış andlaşması Kongre tarafından reddedilmiştir.

Kongre başkan üzerinde impeachment(suçlandırma) yetkisini kullanabilir. Başkan, vatana ihanet, zimmetine para geçirme veya diğer cürüm ya da ağır suçlar nedeniyle itham edilip, yargılanabilir.Bu suçların tespiti ve suçlunun cezalandırılmas yetkisi Kongreye aittir. Temsilciler Meclisi hazırlık araştırmasını yapar. Senato da mahkeme vazifesini görür, ancak bu durumda senatonun başkanlığını Yüksek Mahkeme başkanı yapar.Suçluluğa karar verilebilmesi için 2/3 çoğunluğun sağlanması gerekir. En ağır karar başkanın görevine son verilmesidir.


Yargı ve Yüksek Mahkeme

1787 Anayasasıyla kurulan ve 1789 tarihli adliye yasasıyla görev ve yetkileri belirlenen yüksek mahkeme ABD'de en yüksek yargı organıdır. Yüksek Mahkeme dışında ABD'de dört çeşit federal mahkeme bulunmaktadır.

Başkanlar çoğu zaman, Yüksek Mahkeme hakimlerinin atamalarını yaparken kendi görüşlerini destekleyecek kişileri seçmektedirler. Ancak atamalardan sonra , kendilerini seçen başkanla farklı kararlar veren hakimlere çok sık rastlanmaktadır. Hakimlerin böyle davranabilmelerinin ardında yatan önemli gerekçelerden birinin ömür boyu seçilmeleri olduğu belirtilmektedir.

ABD'de hakimlerin büyük bir yargı hatta siyasi gücü vardır. Hükümlerini verirken yasalardan ziyade anayasaya dayanmakta, yani anayasaya aykırı buldukları yasaları tatbik etmeme hakları vardır.

Yüksek Mahkeme aynı zamanda temyiz organıdır. Mahkemenin Anayasaya aykırılık konusunda son merci oluşu anayasa değil daha çok teamüllere dayanmaktadır. Yüksek Mahkeme hakimlerinden Huges "Yüksek Mahkeme nasıl anlarsa anayasa odur" diyerek yetkisinin büyüklüğünü ortaya koymuştur. Kimi hukukçular bu nedenle ABD'yi "hakimler hükümeti" diye nitelendirmişlerdir. Ancak Maurice Duverger bu nitelemeyi abartılı bulmaktadır: "Yüksek mahkeme yargıçları bir karar karşı çıkabilirler, ama karar alamazlar: denetlerler ama yönetemezler"

Peki tartışalım bakalım, başkanlık sistemine göre de yeni anayasamızı şekillendirelim.

Çünkü son 50 yılda 2 darbe 2 muhtıra parlamenter sistemde olabilirken başkanlık sisteminde söz konusu bile olamaz.

Darbe severlere duyurulur.

 

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME



[1] http://www.baskanliksistemi.com/

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.