Mekân ortak.
Mesaj ortak,
Dert ortak,
Derman ortak.
Dertli ortak,
Dermanı verecek olan aynı.
Başka mercilere başvurmak boş.
Fark söylemlerde.
Fark üslupta.
Asker sert diplomasi mesajları veriyor.
Muhatabını itaate zorluyor.
İkna olmayanı ikna olmak zorunda bırakırım, itaatsize, boyun eğmeyene taviz vermem diyor.
Adalet, hukuk, kardeşlik, ortak noktalar.
Diyanet yumuşak,
Kardeşlik mesajları yumuşak,
İkna etme usulü zorlama değil vicdan adresli.
Birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz bu günlerde vicdanın sesi ile otoritenin sesi aynı mesajları veriyor.
Ayrımcılık olmasın, terör olmasın, insanlar adaletten yana, insani değerlerden yana çıksın.
Asker milli birlik ve beraberlik mayasını Türk olmakta buldu.
Diyanet birlik ve beraberlik mayasını İslam olmakta buldu.
Fark, birleştirici mayanın algılanmasıydı.
Asker, milli ve manevi değerleri İslam merkezli görmek istemedi.
28 Şubat sürecinde İslam diyenlere, manevi değerler diyenlere post modern darbe yaptı. Laiklikten dem vurdu, laiklikten taviz vermedi.
İçindeki darbecilere sessizce arka çıktı.
Batı çalışma grubunun kaynağı olan Deniz Kuvvetlerinin vurucu gücü olan Oruçreis Fırkateyninden seslenmeyi yeğledi.
Diyanet Merkezi otoritenin temsilcisi olan valilik makamından seslenmeyi tercih etti.
Asker terörü ve işbirlikçilerini hizaya gelmeye çağırırken eleştirilere sabrının olmadığını açıkça beyan etti.
Diyanet kimseyi tehdit etmeden akıl ve vicdan çizgisini gösterdi.
Ulusların kardeşliğinin din duygusundan kaynaklı olduğu mesajlarını verdi.
Asker tehditkârdı. Diyanet yatıştırıcı.
Asker hukuktan ve adil yargılamadan bahsetti, fakat YAŞ kararlarının neden yargıya hala kapalı tutulduğunu izah etmedi. Adalet herkesin kanunlar önünde eşit olduğu, eşit yargılandığı, yargısız infazların yapılmadığı sistemlerin adıdır.
Sosyal Hukuk devleti birilerinin ötekilendiği, inançların sorgulandığı, inançlıların garnizonlara sokulmadığı sistem değildir.
Sosyal hukuk devletinde askeri okullara girmek için dinden soyutlanmak şart değildir.
Öğrencinin sınav kartında anne babasının fişlendiği sistem değildir.
Asker bunlardan uzak durdu. Bunlara açıklık getirmedi.
İzahını yaptığı değerler eksikti.
Maneviyatın olmadığı bir millet -millet olmaktan uzaktı, ama bunlar dikkate alınmadı.
Terörü lanetlerken, iç dinamizmi baltalayan darbeci zihniyetten bahsetmedi.
Kâğıt parçası dediği ıslak imzalı belgeye hiç dokunmadı.
Terörü lanetlerken siyasi otoriteyi tehdit etmekten geri durmadı.
Şehit olan erlerimiz hakkında sorulan sorulara, sormayın, sorgulamayın mesajı verirken, kusurlular varsa araştıralım, bu kusur tekrar etmesin diyemedi. Hâlbuki asker hatalardan ders almalıydı. Strateji ve tecrübe bilimi bunu gerektirirdi.
En azından gönüllere su serpebilirdi bunu yapmadı.
Olsun, her şeye rağmen biz Peygamber Ocağı olarak gördüğümüz Muhteşem Ordumuzu seviyoruz ve güveniyoruz.
Artık hizipçilere, fırsatçılara, devletin ahengini bozmaya çalışan Batı Çalışma Gruplarına, Ergenekonculara, Çiçeklere vesairelere daha fazla tahammülümüz kalmadı.
Kamu vicdanını yaralayan darbecilerin, cuntacıların temizlenmesi ve askerin aklanmasını istiyoruz.
Muasır medeniyetler seviyesine çıkmak için adaletin, hukukun, manevi değerlerin ön plana çıkartılmasını istiyoruz.
Güçlü ordumuzun silah ithal eden değil, silahını üretip gerekirse ihraç edecek gayret ve bilgide olmasını istiyoruz.
Zalimlerle ne ortak tatbikat, ne de silah alışverişi olmasın istiyoruz. Türkiye’mizde yaşayan herkese güven versin, zalimlere, düşmana korku salsın istiyoruz.
Allah-Allah dedikçe düşman titresin, kahraman ordu şahlansın istiyoruz...
Ahmet TÜRKAN