Aracımızla yola çıkmışız.
Aceleyle bir yere yetişmeye çalışıyoruz.
Lakin trafik sıkışıveriyor bir anda.
Ve biz randevumuza gecikiyoruz.
Başlıyoruz söylenmeye;
Ne bu trafik bu saatte diyoruz.
Ne acemi sürücü yahu biraz hızlı gitse diyoruz.
Bıktım bu şehrin trafiğinden diyoruz.
Diyoruz de diyoruz.
Ve derken bu söylenmelerin bir çeşit isyan,
Allah’ın takdirine başkaldırı olduğunu unutuyoruz.
Unutuyoruz Allah’ın özelliklerinden bir tanesinin de El-Muahhir yani geciktiren
Ol-duğunu.
O’dur halbuki trafiği sıkışmasına izin verip bizi geciktiren.
Allah her işi hikmetle yapar.
Bu gecikmelerin nedeni gibi gözüken insan hataları ise sadece sebeptir.
Bu insani hatalar birer perdedir.
Gerçek olan ise o perdeye ışığı vuran Allah’ın sonsuz ilmidir.
Gerçek olan, hataya sebep olan insanı, hata yapabilecek kıvamda yaratan Allah’tır.
Trafik sıkışıklığına çözüm bulunsa da fark etmez.
Geciktirecek Allah yine bir sebep yoluyla geciktirir.
Lakin birçoğumuz trafikte sebeplere bağlanır ve küfre başlar.
Halbuki bu gecikmelerde sabır edilmelidir.
Hatta Rabbimize hamd etmelidir bu gecikmelerde.
Denmelidir; Rabbim sen boş yere bir şey yapmazsın.
Unutmamalıdır ki kaos denen bir şey yoktur.
Kaos gibi gözükse de aslında her şey kontrol altındadır.
Rabbimiz gözetmektedir.
O yüzden Müslüman rahat olan insandır.
Müslüman trafik sıkılışlığına öfff pöfff demeyen,
Hatta hamd ile şükreden insandır.
Çünkü geciktiren Rabbinin bir hayır için geciktirdiğini bilir müslüman.
Trafik sıkışıklığının dahi, Rabbini hatırlattığı insandır müslüman.
Müslüman, hayatının her karesinde Allah’ın elini görebilen, Rabbini görüyormuş gibi yaşayan insandır.
Müslüman, trafiğin sıkıştıramadığı insandır.
(Not: Bu yazı trafik sıkışıklığına çözüm aramayalım demek değildir. Yazının amacı, bizi geciktiren aksiliklerin Allah’ın ilmiyle olduğunun hatırlatılmasıdır. Bugün aniden sıkışan trafik geciktirebilir, yarın ise motor arızası yapan uçak. Ve hayat testi bu aksiliklerdeki davranış tarzımızı ölçer. Ne mutlu sabredenlere, ne mutlu her anda Allah’ı görüyormuş gibi yaşayanlara.)