Kamuoyunun, 2010 yılı Ağustos ayı içinde duyduğu, Kurban Bayramı öncesinde Devlet Bakanı Ali Babacan’ın basın toplantısı ile detaylarını açıkladığı ‘’Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Yasa Tasarısı’’ geçirdiği bazı değişimlerle nihayet onay ve yürürlük için Cumhurbaşkanlığı Makamına sunuldu.
Bilindiği üzere tasarının kanunlaşması, bütçe görüşmeleri ve yargı reformu gibi ivedilik arz eden hususların TBMM gündeminde olması nedeni ile oldukça gecikti. Tasarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna gitmesi, buradan TBMM Genel Kuruluna sevk edilmesi sırasında çok sayıda ekleme ve çıkarmalar yapıldı.
İlk halinden oldukça uzaklaşan 234 maddelik kanun oldukça dikkat çekici hükümler içeriyor. Köşemizin sınırlı olması nedeni ile kanunun detaylarına giremeyeceğiz ancak, bazı hatırlatmaları yapmakta fayda görüyoruz.
Son üç ayda eklenen maddeler nedeni ile birden çok hususa temas etmiş olan ‘’Torba Kanun’’ Cumhuriyet tarihimiz boyunca herhangi bir nedenle okulundan ilişik kesmiş vatandaşlarımızın okullarına geri dönebilme fırsatını getirmiştir.
Emniyet Teşkilatımızda kıdem ve üst rütbeye yükselme ya da rütbe tenzili gibi işlemler artık Genel Müdürlük Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından yerine getirilecek.
12 Eylül mağdurlarının, gözaltında veya cezaevinde geçen süreleri için borçlanabilmesine imkan sağlandı. Buna göre, sıkıyönetim mahkemelerinin görev alanına giren suçlar nedeniyle yakalanan veya tutuklananlardan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980'den sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına ya da beraatine karar verilenler, gözaltında ve tutuklulukta geçen süreleri için borçlanabilecek.
31 Aralık 2010 tarihine kadar ödenmemiş vergiler ile bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, idari para cezaları, gümrük vergileri, belediyelerin; beyannamelere ilişkin vergileri, 2010'da tahakkuk eden vergileri, ödenmemiş ücret, su kullanım, büyükşehir belediyelerinin su ve atık su bedeli alacaklarının yapılandırılması yasa kapsamında bulunuyor.
Burada 31.12.2010 tarihi itibari ile kesinleşmiş alacakların yanı sıra, 31.12.2010 tarihinden önceki dönemlerde beyanı ve ödenmesi gereken vergi veya cezaların bu tarihten sonra tahakkuk etmesinin bir önemi bulunmuyor. Kanunun Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girmesinden önce tahakkuk işleminin yapılmış olması yararlanmak için yeterli olacak.
Kanundan yararlanmak isteyenlerin vergi ve/veya cezayı kesen kamu erkine karşı dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerekiyor.
Mesela 31.12.2010 tarihinden önce vermesi gereken vergi beyannamelerini vermemiş olan bir mükellefin kanun yürürlüğe girmeden önce eksik beyanlarını tamamlayıp ardından dava açmış olması halinde ödeme kesinleşmemiş sayılır. Kanun yürürlüğe girdiğinde ise davadan vazgeçilerek devlet ile uzlaşma mekanizması işletilmiş olacak. Bu durumda kesilen Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük gibi vergi aslına bağlı olmayan cezaların yüzde 75’lik kısmı silinecek.
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, tasarının kanunlaşıp yayımlandığı tarihi izleyen 2'nci ayın sonuna kadar; 2006 yılı için yüzde 30, 2007 için yüzde 25, 2008 için yüzde 20 ve 2009 için yüzde 15 oranlarından az olmamak üzere artırdıkları takdirde, bu yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesine tabi tutulmayacak, bu yıllara ilişkin olarak daha sonra tarhiyat yapılmayacak.
KDV mükellefleri, beyannamelerinde hesaplanan KDV'nin yıllık toplamı üzerinden 2006 için yüzde 3, 2007 için yüzde 2,5, 2008 için yüzde 2 ve 2009 için yüzde 1,5 oranına göre belirlenecek Mükelleflerin Katma Değer Vergisini, vergi artırımı olarak tasarının kanunlaşıp yayımını izleyen 2’nci ayın sonuna kadar beyan etmeleri halinde, KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyata tabi tutulmaları söz konusu olmayacak.
Sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi, damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı borç asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bitiminden itibaren TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarından vazgeçilecek. Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenler de bu kapsama alınacak. Bu durumda alacak asıllarının hepsi tahsil edilecek ancak gecikme cezaları ve gecikme zamları silinecek.
Burada çok önemli bir uyarı yapmakta fayda var. Yapılandırmadan yararlanan mükelleflerin her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla taksitini vadesinde ödememesi durumunda her şey ‘’eski tas eski hamam’’ olacak, yani yapılandırma öncesinde ki borçlara geri dönülecek. Bu nedenle mükelleflerin dikkatli olmaları ve ödeme konusunu ihmal etmemeleri elzemdir.
Askerlik Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilen idari para cezaları, fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son gününe kadar tebliğ edilmediği takdirde idari yaptırım kararı verilemeyecek.
Çıraklar, stajyer öğrenciler, üniversitelerde kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler, yabancı uyruklu öğrenciler, stajyer avukatlar, İŞKUR'un açtığı meslek edinme kurslarına katılanlar, kendileri üzerinden genel sağlık sigortası kapsamında olacak; bu kursa katılanların bakmakla yükümlü oldukları da yine bu kapsamda yer alacak. Bu hüküm piyasa koşullarında mağdur olan bir çok çalışan için son derece güzel bir düzenleme olarak dikkat çekiyor.
Son olarak stok affı ile ortaklardan alacaklar ve kasa fazlası gibi fiktif mevcutların silinmesinden bahsedelim. Buna göre, kayıtlarda yar almayan ancak işletmede var olan mal, demirbaş, teçhizat, makineler ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan emtia (mal) ile ilgili olarak düzeltme yapılabilecek.
Kayıtlarda olduğu halde işletmede olmayan mallarla ilgili vergi yükümlülüklerinin tamamının yerine getirilmesi koşulu ile düzeltme yapılabilecektir.
Öte yandan, 31 Aralık 2010 tarihi itibariyle şirketlerden ortakların çektikleri paralar veya belgeleyemedikleri giderler nedeniyle ortaklar cari hesabında biriken veya kasada kayıtlı olduğu halde fiilen olmayan paralarla ilgili düzeltme yapılabilecek. Bunun için toplam fazla üzerinden yüzde 3 oranında vergi ödenmesi yeterli olacak.
Özellikle şişkin stoklar ve belgesiz işlemler nedeni ile fazlalaşan kasa bakiyeleri için bu kanun bir fırsattır. Bütün mükelleflerin fayda-maliyet analizi yapmak suret ile bu fırsatı kaçırmamaları gerektiğini düşünüyoruz.
Bir sonraki yazımızda buluşuncaya kadar, yüreğinizden sevgi, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın efendim… Muhabbetle kalınız…