Onunla yedi yıl önce yardım dağıtımı ve program çekimleri için Gaziantep’e giden Deniz Feneri ekibi tanıştığında iyi bir hikaye ile karşı karşıya olduklarını fark etmeleri uzun sürmedi.
O Gaziantep’in Deniz Feneri idi. Tek başında idi. Yaya olarak başladığı, bisikletle sürdürdüğü, motosikletle devam ettirdiği yardım dağıtımlarını artık kamyonetle yapıyordu.
İki üç kamyonet eskitmişti bu yoldu.
Yapılan çekimler ve Deniz Feneri Dergisi için gerçekleştirilen söyleşide de ortaya konmuştu ki, O, Gazianteplilerin çok iyi bildiği ve hürmet ettiği önemli bir şahsiyetti. O, halk tabiriyle bir “iyilik meleği” idi.
Mehmet Tekerlek amcadan bahsediyorum.
Yedi yıl önceki görüntülerde eski bir Anadol kamyoneti vardı. Gece gündüz demeden lokantalardan artan yemekleri toplayıp fukara evlere götüren Mehmet Amca o kadar hareketli, o kadar şevkli idi ki, kamyonet artık yoğun iş temposu karşısında adeta pes ediyor, iki de bir yollarda kalıyordu.
Mehmet Tekerlek için dur durak yoktu.
1963 yılında, “Topla Dağıt, Dinsin Ağıt” sloganıyla ortaya çıkan Mehmet Amca milyonların gönlünde taht kurmuştu.
Deniz Feneri programında yayınlanan hikâyesinde en çok da yolda kalan emektar kamyonet dikkat çekmişti.
İbrahim Uğurlu’nun (Ramazan Ağabey), “Artık bu aracın yenilenmesi lazım!” çağrısı hayırseverler tarafından duyulmuş, Mehmet Amca’ya iyi bir Ford Transit araç hediye edilmişti.
Onunla hiç karşılaşmamıştım ama hareket kabiliyetinin arttığını, daha çok fakire, daha hızlı ulaşabildiği haberlerini aldıkça seviniyordum.
İki yıl kadar önce Gaziantep’e bir iş münasebeti ile gittiğimde Mehmet Amca ile görüşüp elini öpmek, duasını almak istemiştim.
Görüşmek nasip olmadı. Zira arkadaşlarımız aradığında onu hep bir fakire aş-ekmek ulaştırırken yakalıyorlardı. Görüşemedik. Gaziantep’ten ayrılırken, “Mehmet Amca’nın aracı değişip hızı artınca artık onu yakalamamız mümkün olmayacak anlaşılan” diye kendimi teselliye çalıştım.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Deniz Feneri Derneği’nin Gezici Giyim Mağazası açılışı için gittiğimiz Gaziantep’te, Mehmet Tekerlek Amca’nın yanı başımızda olmasının çok anlamlı olacağını, bize güç katacağını ve berekete vesile olacağını düşündüm.
Mehmet Amca’yı arayıp açılışa davet ettim. Açılış merasimine dakikalar kala geldi.
10 günlük bir sürede Gaziantep’in fakirlerinden 1000 kişinin tepeden tırnağa giyineceğini öğrendiğinde çok sevindi.
1963’ten beri, 47 yıldır tek derdi fukaranın sevindirilmesi olan Mehmet Amca, kendisinin takip ettiği ailelerden bir grubunun da giyim yardımına kavuşturulmasını arzu etti.
Bir kısmı zaten Deniz Feneri’nin kayıtlarında mevcut bulunan ve giyim yardımı yapılacak ailelere yeni aileler eklemesi halinde, memnuniyetle onların da araştırılarak yardıma kavuşturacaklarını ifade ettik.
83 yaşındaki Mehmet Amcayı Gaziantep’te tanımayan yok neredeyse. Onun bunca yıldır gece gündüz kesintisiz devam ettirdiği ulvî hizmet sebebiyle tüm hemşehrileri ona derinden saygı duyuyor, hürmet ediyorlar.
Onun hikâyesi nasıl başlamış? Fakir babası olarak bir ömür iyilik koşusuna çıkmasına hangi olay vesile olmuş?
Bundan 47 yıl evvel devlet, Gaziantep'te el sanatlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla kurs açmayı planlamış. Bunun için de bir memuru farklı semtlerde kız öğrenci bulması için görevlendirmiş. Bu görev Mehmet Tekerlek'e verilmiş. Mehmet Amca’nın vazifesi, 20 kız öğrenci bulmakmış.
O, aldığı görevi yerine getirmek için Gaziantep'in kenar mahallelerinde muhtarlarla birlikte kapı kapı kız öğrenci aramış. Bu arayış sırasında bambaşka bir dünyanın kapısı açılmış Mehmet Amca’ya. Gezdiği yerlerde gerçekten yardıma muhtaç birçok insanla karşılaşmış. Hayatın bu gerçeğiyle yüzleşen genç memur, yüz yüze geldiği insanlara yardım etme, onların dertlerine ilaç olma isteğiyle dolup taşmış. Araştırmasını yaparken bir yandan da bu insanlara yardımcı olmanın yollarını düşünmüş. Yardıma muhtaç ailelerin adreslerini özel defterine kaydetmeye başlamış. Bundan sonra Mehmet Amca’nın hayatında yeni bir sayfa açılmış.
Bakanlık, kurs açılması için gerekli bütün malzemeyi ve hocayı göndermiş. Ama kurs, en az 20 öğrenci bulunması halinde başlayabilecekmiş. 20'si de kız olacak, 15 yaşından büyük olacak ve ilkokul mezunu olacak. 47 sene önce bu vasıfta kız çocuğu bulmak kolay olmamış. Mehmet Amca bu zorluğu aşmak için çok kapı dolaşmış, çok insanla tanışmış. Tanıştığı insanların adreslerini alan Mehmet Amca, bu adresleri o yılın Ramazan ayında dolaşmaya başlamış.
Sonra da fakir fukara listesi uzayıp gitmiş.
Bir dönem Fakir Fukara Fonu imkânlarıyla ulaştırılan yardımların organizasyonunda da görev almış. Binlerce aileden oluşan fakir aileler listesini ciddi anlamda ayıklamış, özetlemiş.
TRT’nin ünlü “Gezelim Görelim” programını için 25 yıl önce Mehmet Tekerlek Amca ile çekimler yapılmış. İki üç günlük çalışmasının sonunda çekim ekibi yorgunluktan bîtap düşmüş. “Tamam” demişler, “Bu kadar çekim yeterli bizim için.” Otele birlikte dönmüşler. Mehmet Amca müsaade isteyip ayrılmış. Az sonra program ekibinden bir görevli koşarak gelmiş, “Nuray hanım bir soruyu sormayı unutmuş. Birkaç dakikalığına gelir misiniz?” demiş.
Mehmet Amca Nuray Yılmaz Hanımın yanına döndüğünde şu soru ile karşılaşmış:”Çok meşakkatli, yorucu bir iş yapıyorsunuz. Bu işi ayda kaç gün yapabiliyorsunuz?”
Mehmet Amcanın bu soruya cevabı nükteli olmuş; “Çok değil. Bu işi sadece haftanın yedi günü yapıyoruz!”
2 Mayıs 2006 TBMM Üstün Hizmet Ödülüne layık görülen Mehmet Tekerlek Amca’dan öğrenilecek çok şey, alınacak çok tecrübe var.
Onun yemek yerken tabağını nasıl sıyırdığına, ekmeğin bir gramını bile israf etmediğine şahit olmak bile çok öğretici idi.
O, “Kirada oturmayan bir ailenin 300 TL geliri varsa, onunla geçinebilir. 100 TL ekmek, 100 TL katık, 100 TL de faturalar için” diyor, daha yüksek gelir sahibi aileleri yardıma uygun aileler listesine koymuyor.
O, gönlü kırık insanların mutluluğu için adadığı ömründe evlenmeye vakit bulamamış. Onun evladı gibi kol kanat gerip büyüttüğü evlendirdiği oğulları, kızları varmış, sayılarını kimsenin bilmediği.
Kendisinden sonra bu güzel işi devam ettirmek üzere Ömer Sözcü’yü yetiştirmiş. Onu üç yaşında yetim ve öksüz bir çocukken evlatlık almış, büyütmüş, yetiştirmiş.
Mehmet Tekerlek Amca’nın üç araçlık yardım konvoyundaki araçlardan birini Ömer Sözcü sürüyor.
Mehmet Amca 47 yıl önceye göre çok mesafe kat etmiş, “İsraftan kaçınılsa Afrika’da bir tek aç insan kalmaz” diyor. Türkiye’nin bütün bölgelerinde yapılacak benzer bir çalışma ile bütün fakirlerin doyurulabileceğine olan inancını dile getiriyor.
Ona ve onun eliyle yardımlarını yoksul insanlara ulaştıran hayırseverlere hayırlı, uzun ömürler dileriz. Yolları açık olsun.