“Topal Osman cahil insan,
Var mı böyle kahraman?
Ali Şükrü’yü harcayan,
Seni de harcar hiç acımadan!”
Onur S.
Bu yazı dizimizde bazılarına göre dönemin “Köroğlu”su, bazılarına göre de günümüzün “Çatlı”sı diye anılan ve Giresun’un yetiştirmiş olduğu Topal Osman Ağa’dan, O’nun kandırılarak katlettiği Ali Şükrü Bey’den ve ama en önemlisi her ikisinin ölümü hakkında ve ölümleriyle birlikte meydana gelen ve karanlıkta kalan olaylardan bahis edeceğiz.
Ergenekon Terör Örgütü’nün ortaya çıkmasından sonra Topal Osman Ağa daha çok gündeme gelir oldu.
28 Ocak 2007 tarihli Radikal Gazetesi’nde “Veli Küçük neden her taşın altından çıkıyor?” başlıklı haberde Topal Osman Ağa ile ilgili olarak şunlar yazmaktadır;
“.. Veli Küçük'ün 2000 yılında Giresun'a Topal Osman heykelini diktirme çabası da hayli ilginçti. Topal Osman Ağa, Ermeni tehcirinin namlı isimlerinden biri olduğu için Veli Küçük'ün ilgisini çekmişti.”
“Topal Osman’dan Veli Küçük’e
Topal Osman’ın gönüllü alay komutanı olarak kurtuluş savaşında önemli hizmetleri vardır. Orta Karadeniz bölgesinde Rum Pontus isyanının bastırılmasında büyük rol oynamıştı. Enver Paşa’nın Anadolu’ya girmesini de engellemişti. Atatürk’e çok sadıktı. Muhafız Tabur komutanı idi. Trabzon milletvekili Ali Şükrü Bey’in Atatürk’e hakaretine dayanamayıp evine çağırarak boğdurmuştu. Suçlu aranırken başı kesilmiş olarak bulundu. Konuşması istenmemişti. O tarihten sonra Atatürk bu tarz kişileri yanında bulundurmadı.
Veli Küçükbenzer kahramanlıkları olan birisidir. JİTEM’i kurdu. Kimsenin göze alamadığı antiterör eylemlerini başardığı Jandarma içinde söylenir. Acaba oda mı kontrolsüz eylemler yaptı? Eğer öyleyse inşallah akıbeti Topal Osman Ağa’ya benzemez.
Cumhuriyetimizin Topal Osman ve Veli Küçükler’e ihtiyacı yoktur. 1923’teki ilkel tepkilere de gerek yoktur.
Veli Küçük bir olayda kendi başına hareket ettiyse on olayda belli koordinasyonlarla hareket etmiştir. TSK artık onu savunamaz.”
Prof. Dr. Namık Açıkgöz23 Eylül 2008 tarihinde yayınlanan röportajında Topal Osman Ağa için katil sözünü kullanarak Ergenekon Terör Örgütünün kökünün Topal Osman Ağa’ya kadar uzandığını iddia ederek şu sözleri sarf etmişti;
“Görüldüğü gibi Topal Osman, devleti, kurucusu Mustafa Kemal’den güya daha çok sevdiği (!) için (Ergenekoncuların kulakları çınlasın) yasa dışına çıkıp bir milletvekilini katledecek kadar ileri gitmiştir.
İşte bu Topal Osman’ın heykeli yapılmıştır. Yaptıranın da Veli Küçük olduğu söylenir. Küçük, Giresun Jandarma Bölge Komutanı iken, Topal Osman’ın macerasından etkilenir ve heykelini yaptırır. Heykel dikilmek üzere 2001 yılında Giresun’a getirilirse de, yerine dikilmez.
Gördünüz mü? Neredeeen nereye!…
Doğu Karadeniz’de yaşayan gayr-ı Müslim halkın Topal Osman ve çetelerince katledilmesinden gazete bombalamalarına; oradan Rahip Santoro, Necip Hablemitoğlu, Hrant Dink ve Danıştay Başkanı cinayetlerine ve belki daha pek çok gizli kalmış cinayete kadar uzanan bir çizgi…
Tarihin tozlu raflarına el attığınızda nelerle karşılaşıyorsunuz nelerle!…
Agarta-magartayla işi flulaştırmak yanlıştır. Tarihî ve gerçek, hem de belgeli olaylara bakılarak “devlet içinde devlet”in atalarını 1923′lerdeki Topal Osmanlarda bulmak mümkün olabilir.”
Ardeşenli Devrimci yazar Sadık Varer bir makalesinde Topal Osman Ağa’nın hayat hikâyesini Ergenekon Terör Örgütüyle ilişkilendirirken yazısının sonuç bölümünde şunları yazmaktan çekinmemiştir;
Topal Osman'ı öldüren İsmail Hakkı'dır ve tıpkı "işi bitince" öldürülen JİTEM kurucusu Cem Ersever'in en yakın adamlarından biri tarafından öldürülmesi gibi, "işi biten" Topal Osman da bir zamanlar en yakın adamlarından biri olan nizami ordu kıta komutanı İsmail Hakkı tarafından öldürülmüştür.
Ve hikaye, devam etmektedir!..”