TERSİNİ yapmak gerek dostum, tersini.
Tıkanmak değil tıkamak gerek. Hem de bunu doğru şekilde yapmak icap eder…
Bir de şunu bil ki; tıkanmak tıkamamanın bir sonucudur.
Genellikle tıkamayanlar tıkanır.
Sen vaktiyle uyanmazsan gafletten, erken davranmaz tembelliğin sarhoş edici rehavetine bırakırsan kendini tıkanırsın.
Tıkananlar ise bir daha kolay kolay tıkamaya fırsat bulamazlar.
Nefsin karadeliklerini tıkamalısın.
Bitmez tükenmez arzularını tıkamalısın.
Hırslarını tıkamalısın dostum, hırslarını.
Bitmez tükenmez iştihalarını tıkamalısın.
Ambarın delikse vay ki, vay. Ne koysan içeriye eksilmeyi durduramazsın. Sürekli yenilgi…
Kayıp üstüne kayıp.
Bir şey daha var dostum, onu da söylemeliyim sana. Bunu da duymalısın. Duymalı ve ciddiye almalısın.
Tıkananların kötü bir huyu var ki, evlerden, eşten dosttan ırak olsun.
Tıkananlar ilkin en yakınlarını tıkarlar.
Sevdiklerine aman vermezler. Onların hayatlarını zehrin en korkuncu ile zehirlerler.
Demem o ki, tıkanmak seri kazalara sebebiyet verir. Arkasından yeni tıkanmalar yaşanır, yaşatılır.
İşte dostum kendini tıkayanlar en yakınlarını da tıkadığından işi baştan çözmeli.
Tıkanmamalı.
Tıkamalı.
Çok çarpıcı geldi. İlk kez duyduğum şeylerdi. Kendimi alamadım dinlemekten. Şadırvana yanıma oturmuş, sıvamış kolları anlatıyordu.
Dostum diye kendine hitap ediyordu.
Kendine bu kadar dost olan başkasına düşman olamaz.
Anladım ki, tıkanan biri değildi bu amca, tıkayandı.
Akan suyla beraber bendeki tıkanıklıkları açmak üzere bu cümleleri kurmuştu.
Gün boyu bende aynı cümleyi tekrar edip durdum.
Tıkanan değil, tıkayan ol.
Soranlar oldu elbet bu ne demek diye. Ama kimseye bir şey söylemedim.
07.04.2018