Ticareti Neden Bir Kenara Bıraktık

Yavuz ORTA


Sevgili dostlar,
Booking.com sitesini duymuşsunuzdur, seyahat etmek istediğiniz zaman bu siteye girer, istediğiniz yerde hem otel hem uçak hem de araba kiralama işlerinizi halledersiniz. Dışarıdan bakıldığında çok güzel bir imkân değil mi? "Gâvur yapmış" dedirtecek bir icat, işleri de çok kolaylaştırıyor.

Ama işin bir diğer tarafından baktığınızda, bugün Mekke ve Medine’deki bütün oteller, booking.com gibi siteler ile çalışmakta ve booking.com’a yüzde yirmiye varan komisyonlar ödemektedirler. Şimdi tekrar düşünürsek, otelin sahibi Müslüman, çalışanları Müslüman, yatırımcıları Müslüman, müşterileri Müslüman ama gel gelelim, yüzde 20 komisyon ile hesap yaparsak her 5 otelden biri Müslüman olmayan kişilere, calismakta, onlara oluk oluk para aktarmakta. Sadece, Booking.com'un 2023 yılı toplam gelirleri 21.4 milyar dolar, gerisini gelin siz hesap edin.

Efendim biz Müslümanlar, Peygamberi tüccar, Halifesi tüccar bir dinin mensupları olarak nasıl bu hâle geldik? Çocuklarımıza bol bol matematik, bol bol Türkçe, bol bol yabancı dil öğretiyoruz. Universiteyi kazamadiklarinda, “mezuna kaldi” hikayesi ile, avunuyoruz. Önlerinde çeşit çeşit kekler, bir çaydanlık çay, bazen etrafında özel ders veren hocalar, onları 25 yaşına kadar akvaryumdaki balıklar gibi yetiştiriyoruz. Tek amaç ise "Aman güzel bir üniversiteyi en üst sıralarda kazansın, ondan sonra gitsin bir bankada yönetici olsun. Ya da gitsin devlete kapağı atsın." Kendini kurtarsın derdine düşmüşüz.

Üniversitelerinden her yıl 800 bin öğrenci mezun veren güzel ülkemizde, neden çocuklarımız bankaların, sigorta şirketlerinin çalışanları olmak için develer gibi yarışıyor, can atıyor? Neden devlete kapağı atmak için atmadıkları takla kalmıyor? Neden dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek komiklikte ve çirkinlikte, "Ben atanamayan öğretmenim" triplerine giriyor? Kâinatın Efendisi Yüce Peygamberimiz, "Rızkın yüzde 99’u ticarettedir, yüzde 1’i de diğerlerindedir." hadis-i şerifinin aksine, neden milyonlarca insan rızkın yüzde 1’inin bir kısmına sahip olmak için çırpınıyor?
Durum sadece Türkiye’de böyle değil ki; bütün Müslüman ülkelerde insanlar, İslami ilkelerin tersine hareket ederek yine şifayı İslamiyet’te aramaktadırlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Dünyayı, 21. yüzyılın başında inşa edilmiş modern kölelik istila etmiş durumda. Köleliğe karşı tek dinin sahibi olan Müslümanlar, gönüllü köle olmak için sıraya girmekteler.
Anne ayılar yavru ayılara iki yıl balık tutmasını öğretirler. Ayı, ayı iken evlatlarını geleceğe hazırlıyorken biz insanlar neden evlatlarımıza ticareti öğretemiyoruz? Neden üretmeyi, almayı satmayı öğretemiyoruz? Biz ticareti başkalarına bıraktığımızda neler oluyor, dünyanın durumu ortada. Müslüman coğrafyalardan kan ve gözyaşı eksik olmuyor.

Efendim, bir arkadaşımdan dinlemiştim. Amerika’da yeterli sayıda doktor mu yok? Hemen çağırırlar Hollywood yetkililerini ve o yıl doktorları kahraman gösteren, yücelten bir iki film yaparlar. Bir sonraki yıl üniversitelere doktor olmak için müracaat eden çocukların sayısı üçe, beşe katlanır. Avukat mı lazım? Hakeza sistem aynı çalışır.

Müslüman ülkelerde çocuklarımızı "Devlete sırtını daya" ya da "Büyük şirketlere sırtını daya" öğretilerinin arka planında hangi toplum mühendisliklerinin olduğunun iyi incelenmesi lazım gelir. Bunu Müslüman ülke yetkililerinin düşünüp kafa yorması icap eder.

Efendim, Peygamberimiz (S.A.V)’in en büyük tavsiyelerinden olan ticareti bir kenara bıraktığımız için, Müslüman halkların ekserisi fakirlik ve zulüm içerisinde yaşamaktadırlar. Umarım Müslümanlar bir gün uyanırlar ve ticarete ve ticaret hayatına biraz daha önem verirler. Alan el olmak yerine veren el olmayı seçerler. Çünkü sevgili Peygamberimiz, "Veren el, alan elden üstündür." buyurmuşlardır.
Kalın sağlıcakla,

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.