Tesettürün ruhu üzerine
Tesettür bir emr-i İlahi ..Tüm ibadi ritüeller gibi tesettürde kul olmanın gereği.. Nasıl ki namaz, vakit girince, oruç, hilal görününce,Hac, mevsimi gelince,zekat ve cihad, şartlar oluşunca müminler üzerine farzdır tesettür de, kişinin mahremi olmayan kimselerin karşısına çıkınca farz olan bir ibadetdir.
İbadetlerin hem şekli hemde ruhi tarafları vardır. Namazın şekli malum ama onun her hareketinin insan ruhunu inşa etmeye çalışan bir manası vardır.Namaz,kulun Rab huzurunda kıyam etmesiyle, hatalarını, rukû etmesiyle güçsüzlüğünü, secde etmesiyle muhtaçlığını hissettiren ve nihayetinde insan ruhunu inşa ettirme gayesi taşıyan bir kutlu ibadettir.
Oruç’un şekli tarafı, muayyen bir vakit için yemeden içemeden kesilmektir ancak onun manevi anlamı, ben duygularımın sahibiyim diyerek insanın halife olduğunu hatırlamasıdır. Kurban, sadece hayvan boğazlamak değil insanın yüreğindeki İsmailden vazgeçebileceginin sözünü verdiği ve bu vesileyle el Karib olan Allaha yakın olduğu zaman dilimidir. Ve hakeza ..
Bu yazıda ise tesettür'ün manası ve ruhu üzerine konuşmaya çalışacağım.
Birinci Nokta: Tesettür mülk bilincini inşa eder
Tesettür,bedenimiz üzerinde mutlak tasarruf yetkisinin Allaha ait olduğunu sembolize eder. Tüm vücudun azaları madem ki Allaha aittir öyleyse onun üzerindeki örtünün ne kadar ve nasıl olacağına ancak Allah karar verir. Bu anlamda tesettür, benim bedenimin üzerinde mutlak yetki Allaha aittir bilincinin fiili bir anlatımıdır. Öyle ya tesettür aslında haddini bilmektir. Haddini bilmeyenin üzerindeki tesettür sadece elbise ve örtüden ibarettir. Aslında bu durumda o örtülü bir çıplaktır.
Yeryüzündeki tüm sorunlar insanların mülk tasavvurundaki sorundan kaynaklanır. Onun için insanlar haddini bilmezler. Söz benim degilmi istediğimi söylerim, göz benim değil mi istediğime bakarım, vücud benim değil mi istediğim gibi kullanırım veya hayat benim değil mi istediğim gibi yaşarım deme zihniyeti işte mülk tasavvurundaki kırılmadan kaynaklanmaktadır.
Tesettür insan bilincine şunları fısıldar adeta: Hayır, sahip oldukların senin değil belki onlar sana emanettir. El, ayak, dil, dudak ve göz, kulak Allah’ın mülküdür. Hayatın üzerinde dahi mutlak tasarruf yetkisine sahip değilsin. İradenle bu aleme gelmedin ve yine iradenle gitmeyeceksin. Öyleyse nasıl yaşaman gerektiğine vahiy karar verir tıpkı nasıl giyinmen gerektiğine karar verdiği gibi.
Onun için dilin tesettürü onu Allah için kullanmaktır. Elin tesettürü onu Hak yolunda kullanmaktır. Hayatın tesettürü onu Allah rızası istikametinde yaşamaktır.Bu anlamda tesettür ‘Lehul mülk’ yani ‘Mülk ancak Allaha aittir’ bilincini tebliğ eden bir fiili anlatımdır. Yeryüzündeki her mahluk aslında bu hakikati haykırır. İşte tesettürlü bir mü’min böyle kozmik koraya iştirak etmiş olur. Zira “Mülk sadece ve sadece O’nundur”
İkinci nokta : Tesettür bir kişilik inşasıdır
Tesettür, kadının kişiliğini dişiliğine öncelemek içindir. Tesettür şunu der: Ey muhatap ! Benimle cinsiyet eksenli değil insiyet eksenli bir iletişim kur. Zira cinsiyet eksenli iletişim sadece eşler arasında yaşanır.İnsiyet eksenli sosyal iletişim ise toplumun her ferdiyle yaşanır. Dolayısıyla tesettürün ruhunda iki şey var
a) Dişiliği arka plana çekmek b) Kişiliği öne almak
Şayet örtünmek kadının diş iligini kapatmıyorsa bu durumda o kişi örtülü bir çıplak olur. Ama yine tesettür kadının kişiliğini ön plana çıkararak hayatın içinde özne olmasına vesile olmuyorsa yine tesettürün ruhuna mugayyir bir durum vardır ortada. Zira tesettür kadını hayatın içinde özne yapmak gibi bir gaye taşır. Cinsiyeti arkaya alamamış bir örtünme şekli nasıl ki örtülü çıplaklıksa ve tesettürün gayesinden yoksunsa kişiliği olmayan bir kadında tesettürün ruhuna uygun hareket etmiyor demektir.Kısaca tesettür, kişiliği öncelemek için dişiliği arka plana almaktır.
Üçüncü nokta :Toplumsal kardeşliğin inşası
Toplumun tabiatı tesettürü gerekli kılar. Geleneğin aksine kadın ile erkek arasında ölçülü ve seviyeli bir iletişimin gelişmesine vesile olur. Zira insiyet eksenli iletişim bir yaşam kanunudur. Tesettür ile kadın daha huzurlu ve rahat şekilde hayatın içinde özne olur.Her bozulmamış fıtrat bir yabancının kendi eşine şehvet eksenli bakmasından rahatsız olur. Aksi yaşandığı zaman kişiler arasında sorun çıkar. Bu sorun eşler arasında olabileceği gibi toplumun diğer ferdleriylede olabilir. Tesettür,toplumda çıkması muhtemel kavganı n ve kargaşanın izale olmasına neden olur. Bir erkeğin, bir kadını mümin bir kardeşi olarak görmesi gerekir. Ancak çıplaklık böyle bir durumu güç kılar.Örtülü çıplaklar ise zaten tesettürlü kimse kategorisinde ele alınamazlar. Erkeklerde yine tesettüre özellikle tesettürün ruhuna dikkat etmelidirler.
Dördüncü nokta: Tesettür kadın onurunu korur
Tesettür bir insanın namahrem olan birisi tarafından haksız kazanç sağlamasına mani olur. Yüksek rütbeli bir insanın makamını ziyaret ederken insanlar ondan randevu alarak makamına giderler. Makamındaki dosyalara ya bakamazlar veya baksalar dahi izin isterler. Oysaki bir rütbeli şahsın eşi dekolte giyinse o zatın eşinin vücudu herkesin haksız istifadesine sunulmuş olur. Oysa ki bir kadının bedeni ancak kendi eşine ait olmalıdır. insanın eşi madem ki işinden daha değerlidir öyleyse kadın bedeni en az bir ofis dosyası kadar mahrem olabilmelidir.
Tesettür aynı zamanda kadına ciddiyet verir ve onurunu korur. Kadına salt cinsel objeymis gibi bakmak inciye darı muamelesi yapmaktır. Kadın piyasaya malzeme yapılmayacak kadar değerlidir. O, ruhu tefessüh etmiş şehvetperest erkeklerin adi bir malzemesi değildir asla. Zira o bir annedir hemde tüm insanoğlunun annesi.
Tesettür düşmanlığının temelinde ise kozmetik sektör vardır. Zira tesettür kozmetik sektöre vurulan en büyük darbedir. Ama abdest almadığı, yüzündeki makyajindan belli olan ve secde etmekten mahrum örtülü çıplaklar değil tabii kastım.
Beşinci nokta: Tesettür özgürlüktür
Tesettür bir özgürlük nişanesidir. Kadının yürüyen evidir adeta. Kadına otomom bir yaşam alanı sağlar.Arapça, he-ce-be kökünden gelir. Bu kavram iki şeyi birbirinden ayıran perde ve kapı içinde kullanılır.
Tesettür kadını göz hapsinden kurtarır. Dolayısıyla tesettür bir perde ve kapı gibidir. Kadın kendisini onun içinde manen daha rahat hisseder. Aslında tesettürü olmayan kişi perdesiz eve benzer. Perdesiz veya panjursuz evde insan nasıl kendisini rahat hissedemezse tesettürsüz olan kişide kendini rahat hissedemeyebilir. Zira başkalarının bakışlarının esareti altındadır.
Tesettür bireysel anlamda kişiye otomom bir hayat alanı sağlayarak onun özgürleşmesine vesile olduğu gibi aynı zamanda toplumsal bağlamda bir özgürlük nişanesidir. Kur’anda Nur süresinin 31 ayeti tesettürün bireysel tarafını ele alırken Ahzap 59 kadının sosyal anlamdaki özgürlüğünü temsil eder. İslam hukukuna göre ancak hür mü’min kadınlar örtünmekle mükelleftirler.
Tesettür bireysel anlamda bir hanenin perdesine benzetildiği gibi toplumsal anlmada belki bir özgürlük bayrağına benzetilir. Dolayısıyla tesettüre karşı tavır almak bir ülkenin bayrağına tavır almak gibidir. Bayrakları ayaklar altında ezmek nasıl ki milli onuru rencide ederse insanların tesettüre yönelik saldırılarda müslümanın onurunu rencide etmiştir tarih boyunca.
İslam tarihinde Medinede Beni Kaynuka isimli bir Yahudi kabilesinin, mü’min bir kadının örtüsüne uzanan eli nasıl ki bir savaşın çıkmasına sebeb olduysa Maraşta Fransız işgalicilerinin Maraşlı kadınların örtülerine musallat olmaları kurtuluş mücadelesini tetikleyen nedenlerden birisi olmuştur. Ancak bu tür olaylar bugün bir çok karanlık odakların elinde kışkırtma malzemesi olduğu için dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu hatırlatmak gerekir. Zira İslam düşmanlarının amacı müslümanları şiddete teşvik etmek ve sonra şiddeti meşru kılarak onları şiddetle bastırmak ve katletmek gibi şeytani bir oyun peşindeler.
Altıncı nokta:Tesettür insanın yaradılış gayesine uygun hareket etmesidir
İnsan diğer varlıklardan düşünebilme ve irade edebilme özelliğiyle ayrılır. Her varlığın eril ve dişil olanı olduğu gibi insanında erkeği ve dişisi olur. O halde meziyet cinsi özellikleri değil insi özellikleri sergilyebilmektir. İnsi özellik ise irade etmek yani seçmek ve düşünmek yani fikretmekle mümkündür. Tesettürlü kişi zımnen benim dusuncemle ve fikriyatimla ilgilen benim cinsiyetimle değil mesajını verir.
Yedinci nokta:Tesettür hemcinsler arası hased ve kıskançlığa ilaçtır
Estetik kaygısı insanın doğasında vardır. Özellikle kilo almak ve yaşlanmak insanlarda bir takım ruhi bunalimlara sebeb olabilir. İnsan vucudundaki değişiklikler insanları komplekse sokabilir. İnsanlarda somoto- psikolojik rahatsızlıklar hasıl olabilir. Tesettür ise böyle bir rahatsızlığa ilaç olabilir. Özellikle insanlar yaşlanınca yanındaki kişinin genç veya daha güzel olması o kişinin bilinç altında bazı menfi duyguların oluşmasına sebebiyet verebilir. Tesettür ise o kişileri toplum içinde eşitler. Nasıl ki kıyam halinde insanlar Alah’ın önünde eşitlenmiş olurlar. Tesettürde sosyal hayatta insanların esitlenmesine vesile olarakgereksiz tekebbürüne mani olur.
Sekizinci nokta:Tesettür İlahi bir emirdir
Hilkatin en yüksek gayesi ve fitratin en yüce neticesi Allaha imandır. İman ise söz ve ameldir. Allah’ın emirlerine uyduğunu iddia etmek onu kalben tasdik etmekle beraber fiili alanda uygulamayı gerektirir.Said Nursi’nin ifade ettiği gibi “İman tevhidi, tevhid teslimi ve teslim dahi saadet-i dareyni iktiza eder” Dolayısıyla nasıl ki Allaha iman tevhidi gerekli kiliyorsa tevhid dahi teslim olmayı zorunlu kılar.Bunun içindir ki her ibadet gibi tesettürde Allahı tevhid etmek içindir. Ramazan hilali görüldüğü zaman oruç vakti nasıl başlarsa tesettürde namahreminin karşısına çıkacağı zaman kişinin uyması gereken bir İlahi emirdir. Buna delil ise Nur süresinin 31. Ayeti ve Ahzap süresinin 59 ayetleridir.
Dokuzuncu nokta: Örtünme kutsal metinlerde geçen bir emirdir
Tesettür sadece Kurani bir emir değil, diğer İbrahimi inanç sistemlerinin kaynaklarındada varolan bir gerç ektir.İncilde şöyle geçer: Ama başı açık dua ya da PEYGAMBERLİK eden her kadın, başını küçük düşürür. Böylesinin, başı tıraş edilmiş bir kadından farkı yoktur. (1. Korintliler 11:5)
Tevratta ise şöyle geçer : “Ve Rebeka gözlerini kaldırıp İshak’ı görünce deveden indi ve köleye şöyle dedi: “Bizi karşılamak için tarlada yürüyen bu adam kimdir?” Ve köle, “Efendimdir” dedi. Ve Rebeka peçesini alıp örtündü.” (Tekvin :24)
Bunlar gibi bir çok misal verebilmek mümkündür. Bugün hristiyanların bir kısmı tesettür emrine riayet etmektedirler. Amişler ve Meninaytlar buna örnektir. Yine Ortodoks Yahudilerin bir çoğu örtünmektedirler.
Bunlar arasında büyük bir kısmı ise bu emirleri yoruma tabii tutatarak hayattan dışlama gereksinimi içindedirler. Böyle bir temayül sadece gayri muslimlerde değil mü sü lmanlarda da görülmektedir. Zira kitaba uymakla kitabına uydurmak arasındaki ince fark insanlık tarihi kadar eskidir. Tesettürü , rahibe kıyafeti şeklinde tasavvur etmenin önceki kitap verilenlerin sözde bilginlerinin yaptıklarından farkı yoktur kanımızca.
Onuncu nokta :Tesettür Düşmanlığı
Tarih boyunca birileri kitabına uydurma çabası göstererek Allah ile aldatma yoluna gitmişlerdir. İlk yalancı peygamber olan Museylime şarap ve zinanın haram olmadığını ilan ederek başlamıştır iş e.
Ahmed Kadıyani, İslamda cihad yoktur diyerek isgalci İlgilizlere karşı direnişi kırmıştır. Tesettür karsitligiise tıpkı Kadıyani gibi bazı yerli (ulusal) işgalcilerin işine geldiği için bu mevzu sulandı rı lmaktadı r.
Tesettür ,İlahi bir emirdir asla ruhbanlık ve rahibelik kıyafeti demek değildir. Şayet onların akidesine gö rede örtünmek gerekiyorsa, bu onların metinlerinin tahrif olmadığı tarafıdır. Zira dejenere olmamış insan fıtratı ve tahrifsiz bir metin, tesettürün lazımlığını haykırır. Fıtratın sesiyle vicdanın sesi ve dahi vahyin sesi tenakuz etmezler.
Tesettür düşmanlığının temelinde kibir yatmaktadır. Modernize olduğunu zanneden kafa benim babannemde örtülüydü diyerek bir savunma yapar. Aslında bir bebek bakıcısının veya köydeki insanın örtünmesi onu rahatsız etmez. Ancak bir öğretmenin,hemşirenin veya doktorun ve akademisyenin örtünmesi onu fevkalade rahatsız eder.
Nasıl ki namaz haktır ve Allah resulü döneminde ona hası m olanları en çok namaz rahatsız ediyordu.Tesettürün dahi hak olduğuna bir delilde onun düşmanları tarafından rahatsız edici oluşudur. Zira hak ile batıl birlikte olamazlar. Hak gelince batıl zayi olur. Ziya paşa ne güzel der :
"erbâb-ı kemâlî çekemez nakıs olanlar
rencîde olur dîde-i huffâş ziyâdan
Bilgin Erdogan