Başkanlık seçimleri yaklaştıkça uluslararası kurumların Azerbaycan"la ilgili yaptıkları tartışmalar ve yaydıkları bildililerin de sayısı artmakta. İlginç olan şudur ki, uluslararası kurumlar yaydıkları bildirilerin hepsinde demokrasi ve insan haklarına özel vurgu yapıyorlar. Aslına bakılırsa ben bu kurumların içtenliğine hiç bir zaman inanmadım ve yaydıkları her bir bildirinin temelinde kendi maddi çıkarlarının durduğunu hep söylemişimdir.
Bugün de bunu hiç çekinmeden söylüyorum. Bu kurumların paranın peşinde olduğunu da çekinmeden söylüyorum. Şayet böyle olmasaydı bu kurumlar 20 seneden beri Ermeni işgaline maruz kalan, Azerbaycan"ın topraklarının 20%-ni oluşturan Dağlık Karabağ ve etraf bölgeleri bir kere bile olsa hatırlarlardı. Ermeni işgaline uğramış topraklardakı evini-barkını terk ederek mülteci durumuna düşmüş 1 milyondan fazla Azerbaycan Türkünü düşünürlerdi. Onların çiğnenmiş haklarıyla ilgili bir kere bile olsa bildiri yayarlardı. Hiç yapmadılar. Çünki böyle bir bildiri için onlara hiç kimse para yedirmezdi, bilakis Ermeni dostu güçlerin baskısıyla karşılaşırlardı. Yaydıkları bildiriler için kimden para alıyorlar diye düşünülebilir. İşte bu sorunun cevabını Azerbaycan"da bilmeyen yok. Elçibey"in vefatından sonra Azerbaycan"da muhalefet adlandırılabilecek bir güç kalmamıştır. Bir-kaç partinin halen faaliyette olduğu doğru. Fakat bunlar kendilerini muhalefet adlandırsalar bile, az-çok siyaset bilen herkes bunların muhalefetle bir ilgisi olmadığını bilir. Sadece iki kısma ayrılmış güç odakları var. Birincisi Azerbaycan"ın petrodolarlarından pay kapmak peşinde olan uluslararası kurumlar adına muhbirlik yapmakla meşgul, ikincisiyse mevcut iktidarın cebinden yiyerek kendisine verilen ödevleri yapmakla meşguldür. Tekrar söylüyorum, bu yazdıklarımdan sonra birileri çıkıp da haksız olduğumu söyleyebilir. Fakat bunu yapacak olanların bana Azerbaycan"da gerçek muhalefetin olduğunu söylemesini ve bunu ispat etmesini çok isterim. Bu belki de benim son zamanlar en çok arzuladığım bir şey. Maalesef bu isteğimin gerçekleşeceğine dair hiç ümidim kalmadı.
Dünyanın pek çok ülkesinde iktidarın çıkarlarını savunan muhalefetin olduğu doğru. Hükumet devlet çıkarlarına zarar vermemek için yabancı devletlere söyleyemediğini çoğu zaman bu muhalefetin ağzıyla söylüyor.
Fakat bizde durum farklı. Mevcut muhalefet her hangi uluslararası kurum ve ya Azerbaycan aleyhine faaliyette bulunan devlete itiraz etmek bir yana, bilakis tabir caizse kendi devletlerini ihbar etmekle meşguller. İşin ilginç tarafı iktidar bunu görmezden geliyor. Demek ki, bu her iki tarafın hesabına uyuyor. Veya iktidardaki bazı güçler muhalefetle bu konuda işbirliği içindeler.
Zamanınızı fazla almadan temas ettiğim hacimce küçük, fakat aslındaysa çok büyük olan bu sorunu tartışmaya burada son veriyorum. Fakat yakında Azerbaycan"da hükumet görevinde olup da muhalefet ve yabancı güçlerle dirsek temasında olanlarla ilgili yazılarımla sizi tanıştıracağım. Şimdilik okurlarıma bir-kaç günlüğüne veda ediyorum.