Tat Hücrelerinin Vücut Dışında Hücre Kültüründe Üretiminin İnsan Sağlıgına Katkıları -2
Uzun zamandır süre gelen tat hücrelerinin vücud dışında üretimi ile ilgili çalışmalar, sayısız başarısız denemelerden sonra, aynı grup tarafından ilk 2006 yılında sıçanlarda ve sonra Nisan 2011 de insan tat hücrelerinin fizyolojik olarak fonksiyonlarını kayb etmeden vucud dışında üretildiği ve bu hücrelerin tat alma fonksiyonları değişmeden aylar boyu canlı kalabildiği rapor edilmiştir. Bu çalışmalar dünyada ilgi ile karşılanmıştır. Çünkü sadece tat hücrelerinin üretimi gerçekleşmemiş ayni zamanda bu hücrelerin fizyolojik fonksiyonları da hücrelerin yaşadığı sürece başarı ile muhafaza edilmiştir. Ayrıca tat hücrelerinin vücuttaki diğer hücrelerden farkı, bu hücrelerin çok fonksiyonlu olup, değişik tat duyularını ayırt edebilmesidir. Çoğu zaman vücuttan alınan her hangi bir hücre, kültür ortamında bir sürü özelliğini kaybetmektedirler. Geliştirilen bu yöntemle, tat hücreleri sadece vücut dışında üretilmekle kalmamış, en önemli özelliği olan tat alma özelliklerini de muhafaza etmişlerdir. Bu çalışmalarda en ilginç nokta, hücre üretimi konusunda eski teknoloji ve bilgilerin yeni bir anlayış ve değişik bakış açısı ile uygulanmasıdır. Bu çalışma sinir hücreleri gibi üretilmesi şimdiye kadar mümkün olmamış diğer hücrelerin de vücud dışında üretiminin yakın gelecekte başarılabileceğine işarettir.
İnsan tat hücrelerinin vücud dışında üretiminin diğer bir önemi ise, gıda sanayinde yeni tatların geliştirilmesinde sağlıyacağı katkılarıdır. Çünkü hazır gıda üretimi ve tüketimi her devlette ve toplumun her kesminde giderek artmaktadır. Dünyanın değişik ülkelerinde bulunan insanlar hiç görmedikleri ülkelerin yemeklerini ve içeceklerini tüketmek istemekte ve bunu talep etmektedirler. Fakat bu yiyecek ve içeceklerin değişik ülkelerdeki insanlara sunumu esnasında tatların korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Örneğin baklava ülkemizde yaygın ve zevkle tüketilen bir yiyecek olmakla birlikte baklavayı bilmeyen bir ülkede baklava satışı yapmak icin önce baklavanın tadının o ülkede bilinir ve istenir hale gelmesi lazım. İşte gıda sektöründe tat duyusunun gelişimi ve yönlendirilmesi bu kadar önemlidir. Bu süreçte canlı hayvan ve insan deneyleri kullanmak yerine, sadece hayvan ve insan dilinden alınacak 1-2 tat hücre adacığından elde edilecek hücreler bu iş için yeterli olacaktır. Bu yüzden insan tat hücre kültürü yeni tatların keşfedilmesi ve geliştirilmesinde özel önem arz etmektedir.
Günümüz dünyasında evde beslenen hayvanların sayısı ve çeşidi giderek artmaktadır. Bu hayvanların beslenmesi için sürekli yeni gıdalar geliştirilmektedir. Değişik hayvanlara ait tat hücresi üretiminin sağlanması bu hayvanların hangi tatlardan hoşlandığını anlamak için son derece gereklidir.
Bu tat hücrelerinin vücut dışında uzun süreli canlı olarak muhafazasının insanlardaki tat duygusunun sağlıkta ve hastalıkta nasıl fonksiyon gördüğünün anlaşılması için yeni çalışmaların yapılmasına imkan sağlayabileceği açısından çok önemlidir. Kemoterapi veya özellikle baş ve boyun kanserleri yüzünden radyoterapi alan kanser hastalarında büyük oranda azalmış iştah, ağız tadında değişiklik ve buna bağlı beslenme bozuklukları sıklıkla görülmektedir. Bu durum, hastaların iyileşmesini daha da güçleştiren bir durumdur. Tat hücre kültürlerinin kullanımı ile enfeksiyon hastalıkları, radyoterapi ve kemoterapi gibi tat duyusu kaybı veya azalmalarına yol açan durumların deneysel olarak daha iyi anlaşılması ve bu hastalar için özel tat katkı maddeleri geliştirilmesine yardım edebilecektir. Dünyada her gün hızla artan tat duyu kaybı şikayetine yol açan durumlarda kullanılan mevcut tedavi protocol ve sistemlerinin geliştirilmesine katkı sağlıyacaktır.
Sonuç olarak söyleyebiliriz ki, tat hücrelerinin vücud dışında üretiminin başarılması, tat duyusu kaybı veya azalmalarına yol açan yukarda kısaca bahsettiğimiz durumların, daha iyi tanınması, önlenmesine ve bu hastaların daha güzel beslenmesini sağlıyacak yeni tatların geliştirilmesine yardım edecektir.