Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, Türkiye’de artan dikey yapılaşmanın rantı artırarak, kolay ve hızlı para kazanmanın önünü açtığını ve bu durumun da ekonomide sanayinin payının giderek azalmasına neden olduğu yönündeki açıklamaları oldukça önemlidir. Türkiye’deki şehirlere özellikle de İstanbul’daki yapılaşmaya baktığımızda son yıllarda çok lüks binalar yapan taşa toprağa para harcayan bir ekonomi haline gelmeye başladığımız görülmektedir.
Türkiye ekonomisi Sanayileşmeden uzaklaşmakla birlikte, banka kredileri sadece tüketime yönelik artıyorsa durum gerçekten vahimdir. Bankaların kredilerini üretim, istihdam, ihracat ve yatırım için vermeleri durumunda bankalara destek verilmesi ve kesinlikle bankaların kısıtlanmaması gerekmektedir. Ancak bankaların tüketime yönelik kredileri artıyorsa bunun önlemini de almak gerekir. Çünkü vatandaş açısından hak etmeden, üretmeden, emek harcamadan refah yaratmaya çalışmak doğru değildir.
Vatandaş, üretmeden tüketici kredileriyle refah yaşamaya çalışırken aslında borç batağının içine saplanmaktadır. Bankaların tüketime yönelik kredilerinin kısıtlanmasına yönelik tedbirlerin hükümet tarafından alınacağına ve aynı zamanda uygulanacağına inanıyorum.
Sanayi yatırımlarından para kazanmak ancak uzun vadelerde gerçekleşebilecektir. Fakat büyük şirketler son 10 yılda sanayi yatırımları ile uzun vadede kazanmak, istihdam yaratmak yerine kısa bir süre içinde tamamlanması mümkün olan lüks konut projeleri ve AVM’ler yaparak kolay para kazanmayı seçmektedir. Üretip yurtdışına satmanın en kazançlı yollardan olduğunu maalesef unuttuk. Ruhsatı dahi alınmamış, milyar dolarlık inşaat projeleri için şirketler lansman yapmakta; ruhsatı dahi olmaksızın satışlarını tamamlamaya çalışan sektör gerçekten kaygı vermektedir.
Doğal olarak inşaat sektörü ekonomi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Ancak sanayi sektörü yerine büyük yatırımların inşaat sektöründe yapıldığı açıktır. Bir taraftan taşa toprağa para harcayan bir ekonomi haline gelirken diğer taraftan da inşaat sektörü ile birlikte belli şirketler tarafından hızlı para kazanma yollarının önünün açılması, rant sağlaması ve adil bir şekilde dağılımın olmadığı Ali Babacan tarafından da önemle takip edilmekte, tedbirler alınmaya çalışılmaktadır.
Son günlerde Ali Ağaoğlu’nun “İnşaat sektörünün önü kesilmemeli…” açıklamasının tamamen şirketleri bazında ticari kaygılar ile yapıldığını düşünüyorum. Çünkü Ali Babacan inşaat sektörünün önünün kesileceği anlamında bir açıklama yapmadı.
Aksine Sanayi sektörünün katma değerli ürünler üreten, ileri teknoloji, ihracat ve istihdam odaklı bir sanayiyi tüm ülkeye yaygınlaştırmanın şart olduğunu önemle belirtti.
Sonuç olarak üretmeden taşa toprağa para harcayan bir ekonomi olmak yerine; değerli ürünler üreten, ileri teknolojiyi kullanan, çevre dostu, ihracat ve istihdam odaklı sanayiyi desteklemek ve ülkemizin gelişmemiş bölgelerinde sanayiyi acilen yaygınlaştırmak gerekmektedir. Testi kırılmadan gerekli tedbirleri acilen almalıyız.
Av. Aydoğan AHIAKIN
E-mail: ahiakin@gmail.com
Twitter: https://twitter.com/Aydogan_Ahiakin