Haydi, gelin 1968 yılından beri devam eden, Taksim’e cami yapma tartışmalarını geride bırakalım. Cumhuriyet döneminde eşi benzeri yapılmamış güzellikte bir şaheser cami yapalım.
Dört köşesine dört minare yapalım. İsviçre’ye ders verir gibi!
Gelin günde birkaç milyon insanın geçiş yolu olarak kullandığı Kadıköy’de deniz kenarına muhteşem bir cami inşa edelim. Dörtkenarına da özgürce göğe yükselen dört minare dikelim.
Taksim meydanına, Kadıköy’ün merkezine cami yapmakta nereden çıktı?
Sesleri duyuyor musunuz?
“Camiler bize gerekli ama taksim meydanına değil” sözlerini hatırladınız mı?
Gördünüz mü?
Dinimizden korkan sadece Avrupalılar değilmiş.
Din korkusu değilse, 1968 yılından beri devam eden, bir semte cami yapalım yapmayalım tartışmasını neyle izah edeceğiz?
İslam dininden korkuyorlar diye başka halkları suçluyoruz ama İslam’dan esas korkan Türkiye!
Kamuda dinin adının anılması, hangi ülkede suç sayılıyor acaba?
İsviçre’de, azınlıkta olan Müslümanların, çoğunluk tarafından hakları ellerinden alınıyor.
Türkiye’de çoğunluk olan Müslümanların hakları ise azınlık olan kesimce engelleniyor.
Ne garip değil mi?
Müslümanların kaderi değişmiyor!
Onlar adına hep başkaları karar veriyor!