Yüce Allah Rum Süresinin 41. Ayetinde
“İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.”
Kıymetli okurlar, mahallenize, şehrinize, ülkenize, geniş çerçevede de dünyaya dikkatli bir bakışla baktığınızda görülecektir ki mükemmel bir düzenin, san’atkârane tanzim edilmiş şu hayat arsasının en büyük kıyıcısı ve fütursuzca yok edicisi maalesef insanoğludur.
Ne yazık ki dünyayı cehenneme çeviren insanlar… Bir konferansta biyologdan dinlemiştim şöyle diyordu: “Eğer insanları dünyadan çekip alma imkânımız olsaydı 50 yıl içinde dünya cennete döner, eğer hayvanları dünyadan çekip alsanız dünyamız 50 yıl içinde çöle döner”
“Her şeyi öyle bir kirlettik ki artık mezarlardaki cesetlerimiz bile çürümüyor! Hem bizi hem de diğer hayvansal ve bitkisel canlıları öldüklerinde moleküllerine kadar parçalayıp bio sisteme geri dönmelerini sağlayacak toprakları onlarca çeşit toksik kimyasal atıklarımızla hızla kirlettik. Hamamböcekleri 350 milyon yıl, keneler 225 milyon yıl ve at kestanesi bitkisi 75 milyon yıldır gezegenimizle uyumlu şekilde canlılıklarını sürdürme başarısını gösteriyor. Oysa ki yaklaşık 30 bin yıl gibi kısa bir zaman diliminde varlığını sürdüren insanoğlu doğayla bu uyumu sağlayamayarak, son 200 yılda kendi neslini ve gezegenimizdeki yaşamı yok edecek bir canlı türüne dönüştü” (Milliyet)
Peki yaratılmışların en mükemmeli insan ise varlığı cehennem, yokluğu neden cennet?
-Milyonlarca ton katı, gaz ve sıvı atıklarla eko sistemin canına okuyoruz da ondan.
-Yüzbinlerce ağacı kesip hem kendi hem de hayvanların oksijen kaynağını helak ettik. Bir ağaç 70 insanın oksijeni demekti halbuki… Onları taş yığınlarının altında yok ettik.
-İnsanoğlu, kahrolasıca zevkleri için kürklerini giymek adına hayvanları canlı canlı öldürdü. Onların feryatlarının kendilerine dönmeyeceğini düşündü.
-İnsanoğlu, diri diri köpekleri pürmüzlerle dağladı, yılanların diri diri derilerini soyup kemer yaptı, etini yedi.
- Boğalara sapladığı mızraklarla hayvancağızların çektiği acılarla keyiflenmeyi marifet saydı zorba insanoğlu!
-İnsanoğlu, anız yaktı, tarlada o otlar yanarken binlerce hayvan da içinde diri diri yandı, yararlı bakterileri ve topraktaki mineralleri öldürdü. Sonra da o topraktan bol ürün alabilmek için kimyasal gübreleri bağrına bastı toprağın, böylece kanserler hortladı, ürünler tatsızlaştı.
-İnsanoğlu! doymak bilmez global zorbalar haline dönüşüp tüm dünyada günde 22 bin insanı açlıktan öldürüyordu.
-Aynı insanoğlu doğada olması gereken ve hayata ekolojik anlamda büyük katkı verecek olan hayvanları sirklerde eğlenmek adına iğdiş etti.
-Suyu fazla içiyor diye on binlerce deveyi katletti insanoğlu!!!
-Dini, dili, ırkı, mezhebi fark etmez yüzbinlerce insanı katletti, bebeği, kadını, yaşlıyı özetle insan, hem cinsi olan insanı bombaladı…
-Kimyevi atıklarıyla denizi kirletti, balıkları zehirledi, nükleer atıklar, baz istasyonları, vb havayı pisletti…
Tüm bu listeyi uzattıkça uzatabiliriz ama vereceğimiz mesajı verdik sanırım. Ben bu yeryüzünü fesada boğma hadisenin bize ağır bir fatura getirdiğini düşünüyorum. Bu faturanın asıl sebebinin ise bana dokunmayan yılan bin yaşasın mentalitesinde olan insanların bîgane yani vurdumduymaz tavırları olduğunu düşünüyorum.
Yeryüzünde deveran eden, cinayetler, katliamlar, bombalamalar, çocuk tecavüzleri, kadın cinayetleri, yolsuzluklar vs…gibi ahlaksızlıklara tepkisiz insanların tüm bu virütik musibetlere sebebiyet verdiklerini düşünüyorum. Osmanlı Ulemasından Zenbilli Ali Cemali Efendi’ye Kıyametin ne zaman kopacağı sormuşlar;
Zenbilli de Kıyamet bencillikten ve bananecilikten kopacak evlatlar” demiş
Yazımı 2 gün önce gelen ilham neticesinde kaleme aldığım bir şiirimle bitirmek istiyorum.
Köröna Şiiri
Ol virüs ü köröna cümle halkı mahpus eyledü
Eşekten düşmüş gibi ol âdemi karpuz eyledü
Yaktı ormanı, helâk etti hayvanı adem, hunharca
Kendi eliyle mahvetti, yarınlarını maküs eyledi.
Sevgi ve saygılarımı sunarım… Sağlık, afiyet ve dahî huzur hep sizlerle olsun aziz okurlarım.