İyilik yap ki, kötülük bulasın. Bu sözün doğruluğunu şu iki olayda gördüm.
Birincisi Musa Anter olayı, ikincisi de Vedat Aydın olayı...
1990’lı yıllarda Kürtlere ve dininin emrince yaşamak isteyen insanlara karşı yürürlüğekonulan Derin devletin özel savaş konsepti gereği ‘’Faili meçhul’’ edilen bu iki insan ve daha birçok insanın akıbeti hakkında tanıklık yaptım.Bu işte hiçbir sorumluluğum ve mecburiyetim yok iken kendimi ateşe atarak her türlü tehdit ve tehlikeye göğüs gerdim.Yerimden yurdumdan, hısım ve akrabamdan uzaklaşıp kuzey kutbundaki bir ülkeye ailemle birlikte sığındım-da ne oldu?..
Ben gerçek suçluları açıkladıkça, sözde ‘’kayıp yakınları’’ dahi üzerime vicdansızca hücum etti.
Musa Anter’in kızı R.Y. Hürriyet gibi bir gazeteye ‘’Babamın katiliyle buluşmaya nasıl karar verdim ’’ diye manşet attırdı. Aslında, R. Hanım babasının katili olmadığımı bal gibi de biliyor. Yine Musa Anter’in oğlu Anter Anter bir gazeteciyle yaptığı görüşmede;’’Ben babamın katiliyle aynı ülkede yaşadım, yani ne yapayım kalkıp onu mu öldüreyim?’’ diyebiliyor. Aslında O da, benim Musa Anter’in katili olmadığımı bal gibi biliyor... Allah’ıma şükürler olsun ki; olayda yaralanan sayın Orhan Miroğlu halen yaşıyor ve kendisiyle Stockholm’de saatlerce baş başa görüştük.Sayın Miroğlu , kimin otele geldiğini, onlarla takside kimin seyahat ettiğini ve onlara kurşunu kimin sıktığını biliyor. Sadece o katilin adını bilmiyordu, tetikçinin adını da benden öğrendi.
Şimdi de, Vedat Aydın’ın eşi Şükran Aydın bir yerel gazeteye verdiği demeçte bana insafsızca saldırıyor. Galiba; kocasının katillerini açıkladığım için bana öfkeleniyor? Teşekkür etmesi gerekirken, saldırmasının sebebini başka bir şeyle izah edemiyorum.
Şükran Aydın diyor ki;’’Abdulkadir Aygan birilerini koruyor, gerçeği söylemiyor’’ Behey vicdansız!...Bu saatten sonra kimi, niçin koruyacağım. JİTEM’i, ERGENEKON’U, PKK’yı, Mafya’yı, CIA’yı, MİT’İ ve daha neleri kendime düşman etmişken, daha kimi koruyacağım söyler misin Şükran hanım? Bence siz gerçeklerin ortaya çıkmasını istemiyorsunuz. Şu anki, yani Vedat’ın gidişinden sonraki halinizden memnunsunuz. Ne de olsa onun kanı üzerinden bir itibar ve mevki/ makam sahibi oldunuz... Ortada mağdur olan biri varsa, O da Abdulkadir Aygan’dır.
Bu durum bardağı taşıran son damla oldu. Şimdiye kadar aldığım tehditlere aldırmamıştım. Doğru bildiğim yolda yürümeye devam etmiştim. Ancak artık canıma yetti. Kimin ‘’faili meçhul’’ varsa kendi davasını kendisi yürütsün.Bu davalarla ilgili şurada burada bir tek kelime etmeyeceğim. Resmi kanaldan da sorulsa;’’Bilmiyorum, görmedim, duymadım’’ ilkesini uygulayacağım. Elinde benim suç işlediğime dair bilgi ve belgesi olan varsa ortaya çıkarmazsa onlarda namerttir. KAPATIYORUM.BİTTİ...