SU, ATEŞ VE AHLAK!

Atila ALTUNTAŞ

Su, ateş ve ahlak dostluk kurmuşlar; dolaşırlarken birbirlerini merak etmeye başlamışlar.
Suya sormuşlar, "Kaybolursan seni nasıl bulacağız?"
Yanıt, "Nerede bir şırıltı, çağıltı duyarsanız ben oradayım."
Ateşe, "Seni yitirirsek ne yapalım?"
Ateş, "Bir duman gördüğünüz yerde ben varım."
Sıra ahlaka gelince, yanıt şu olmuş:
"Beni kaybederseniz, bir daha kesinlikle bulamazsınız!"

Ahlâk, insanın kötü işlerden korunması, iyi ve güzel davranışlar  kazanması için gereken yolları göstererek ruhu temizler, kötülükleri iyiliklere çevirir.

Sağlıklı bir vücut sahibini nasıl dinamik yapıyorsa, sağlıklı aileler de toplumu güçlü ve dinamik hale getirir. Toplumu meydana getiren fertlerin iyi ahlâklı olması bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Toplumsal ahlâk, fertlerin ahlâklı olmasıyla mümkün hale gelir. Fertlerin terbiye edilmesi ise çocukluktan başlar. Çocuğun yetişmesinde  ve karakter sahibi olmasında yetiştiği çevrenin etkisi olmakla birlikte, en önemli etki ailesi tarafından kazandırılır. İyi ahlâk sahibi olmak için çocukluktan başlayıp gençlik çağıyla devam eden ve insanın hayatının sonuna kadar süren bir disiplin ve eğitim görmesi gereklidir.

Eğer çocukluktan itibaren karakter gelişmemişse, üniversite bitirmek, aydın olma işe yaramıyor. Dünya’nın geri kalan ülkelerine baktığımız zaman banka hortumlayanlar, devleti soyanlar, rüşvet alanlar, maç satanlar, şike yapanlar, birbirlerini hakir görüp aşağılamakla yükseleceğini zannedenler hep tahsilli insanlardır.

İkinci dünya savaşının büyük yıkımı batı dünya’sında kalıcı ve derin acılar yaşattı. Bu tranvayı atlatmak isteyen batı dünya’sı, saniyeleşme ve kalkınmada hızlı hamleler yaparken, Kiliseninde etkisi ile Ahlaki felsefede de önemli gelişme sağladı. Devlet soyulmadı, rüşvet alınmadı, bireyler birbirlerini fişlemedi, hakir görmedi. Bunun getirisi olarak ta, bilimde, teknikte ekonomide en son noktaya çıkıldı.

Bu güne geldiğimizde, modern çağla birlikte batı dünyası büyük bir ahlâkî çöküntü yaşamaya başlamıştır. Bunun sebebi her şeye sahip, doyuma ulaşmış bireyin din’in ve dolayısıyla ahlâkın belirleyici özelliğini terk etmesidir.
 

Sonuç olarak dünya’da müthiş bir değişim var. Haritalar yeniden çiziliyor. Kırk yıllık diktatörlerin para ve korku imparatorlukları bir bir yıkılıyor.  Artan işsizlik, açık veren sosyal güvenlik sistemi, kabaran suç dosyaları, sokaklardaki güvensizlikle beraber batı kan kaybediyor.Modern çağın en büyük imtihanı Ahlak! Toz duman olmuş bu dünya’da, kim Ahlak imtihanını geçerse ayakta kalacak, Aksi takdirde yok olup gidecek…

 

  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.