Kara Kıta'nın Kara Bahtlı İnsanları;
Şüphesiz benim gibi sizlerde Somali’deki dramı büyük bir acıyla,utançla izliyorsunuz. Bu ayıp tüm dünyanın ayıbı, Somali’de hayatını kaybeden her çocuğun vebali tüm insanlığın vebalidir. Kendimi orada yaşayan insanların yerine koyup bir an Somali’de yaşadığımı düşündüm de… Düşünmesi bile bana çok ağır gelirken kim bilir o hayatı yaşamak (tabi buna yaşamak denirse!) yaşamaya çalışmak ne kadar zordur? Geçtiğimiz günlerde bir paylaşım sitesinde Somali’ye yapılan yorumları okurken bir tanesi çok dikkatimi çekti, herkes üzülürken yardım için çırpınırken biri “ramazan olduğu için Müslüman damarlarınız mı kabardı? Kendi ülkemizde yoksullar varken Somali’ye yardım etmek bize mi kaldı” diye kanımı donduran bir yorum yapmıştı.
Orada gerekli cevabı kendisine verdim fakat bu kadar duyarsız, vicdansız insanlar olduğuna hala inanamıyorum beklide inanmak istemiyorum… Biz telefon, araba markalarımızla uğraşırken orada insanlar açlıktan ölüyor. Anneler kendi elleriyle yavrularını ölüme terk ediyor. Babalar çocukları arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. 500 bin çocuk açlıktan ölmek ile karşı karşıyayken biz ülkemizdeki hangi yoksuldan bahsedebiliriz? Ülkemizde açlıktan ölecek kadar aç, susuz insan var mı sizce? Dini, dili, ırkı hiç fark etmez vicdan sahibi olan insan bu manzaraya duyarsız kalmaz, kalamamalıdır. İman sahibi olanlar ise; kalbinin iman derinliklerinde bu acıyı hissetmelidir. Somali’de feryat eden, yavrusu için çırpınan anne Sefa ile Merve arasında koşan Hz. Hacer gibidir… Anne değilim ama o annelerin ne büyük acılar yaşadıklarını ne kadar büyük bir imtihanda olduklarını anlayacak kadar vicdanlıyım, merhametliyim, imanlıyım…
Bu imtihan orada yaşayanlar kadar bizlerin de imtihanı, insanlığın imtihanı, Yaradan’a karşı samimiyetin imtihanı! Yaratılanı severiz Yaratan’dan ötürü sözünü kendimize şiar edinmiş isek ayrım yapmadan tüm insanlığı sevmeli, yardıma ihtiyacı olanın yanında olmalıyız. “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” buyurmuş Efendimiz s.a.v o insanlar aç yatmak değil açlıktan ölüyor!!! Sizce bu durumda bizler Efendimize layık ümmetmiyiz? Aslında, sadece az bir fedakarlıkla bu imtihanı kazananlardan olabiliriz nasıl mı? Size Fatih’ de bulunan Sanki Yedim Camii’nin hikayesinden bahsedeceğim o zaman anlayacaksınız…
İstanbul’un Fatih ilçesinde, Sinan ağa Mahallesi’nde “Sanki Yedim” ismini taşıyan bir camiin varlığını belki pek çok kimse bilmiyor. Bu camiin hikâyesi şöyledir:
18. yüzyılda yaşayan Keçeci Hayrettin Efendi isimli zat, iktisatlı yaşamaya düşkün birisiymiş. Nefsinin istediği her şeyi yapmaz, vara-yoğa para harcamazmış. Bir lokantanın önünden geçerken canı yemek istediğinde lokantanın kapısından içeri girer, ama oturmadan dışarı çıkar ve:
“-Sanki yedim...” diyerek orada harcaması gereken parayı kesesinden çıkarıp bir kenarda biriktirirmiş.
İşte bu Keçeci Hayrettin Efendi:
“-Sanki yedim...” diyerek kenarda biriktirdiği bu paralarla Fatih’te adı geçen camii yaptırmış.
Yiyeceği yemekten fedakarlık edip bu para biriktirilerek cami yaptırılıyorsa bir insanın hayatı niye kurtarılmasın? Mesela; ev hanımları yemek pişirirken 3-4 çeşit yapmak yerine 1 ya da 2 çeşit yemek yapıp diğer yemeklere yapılan harcamaları bir kenara koyarak o yemekleri sanki yedim diyip bu birikimi açlıktan ölmek üzere olan Somali halkına bağışlasanız olmaz mı? Onların hayatlarını kurtarırken kendinizin dünya ve ahrette huzur bulmanızı sağlamış olmaz mısınız? Aslında söyleyecek çokta bir şey yok sadece kendinizi 1 dk o insanların yerine koyun ve düşünün. Çeşitli yardım kuruluşlarının, diyanetin, başbakanlığın düzenlemiş olduğu sms kampanyaları var sms atmak bizi hayatımızdan etmez, orada bir hayat kurtarır…Yaşamak için elimizi uzatmamızı bekleyen o çaresiz insanlara uzatalım ellerimizi.(veren el alan elden üstündür) Unutmayalım bizlerde oradaki insanların yerinde olabilirdik, olabiliriz...
Son olarak diyorum ki; Vicdanı olan herkesin vicdanlarını harekete geçirme zamanı, açlıktan insanlar ölmesin. İnsanlığımız ölmesin… İçinde bulunduğumuz yüzyılda hala açlıktan ölen insanlar varken kimse bana zenginlikten bahsetmesin!!!
İMTİHAN İÇİNDE İMTİHAN VARDIR,DERLEN TOPLANDA UFAK BİR İMTİHANDA SATMA KENDİNİ! (HZ.MEVLANA)