Bugün sizlerle sofraların bereketinden ve bu bereketi çoğaltma imkanlarından bahsetmek istiyorum. Sofralar malum yemek öncesi çekilen besmeleyle başlamakla bereketlenir. İnanan insan her işinde olduğu gibi yemeğe de Allah’ın ismini zikretmekle başlar. Şayet yemek başlangıcında besmele unutulduğu takdirde besmelenin telafisini “evveline ve sonrasına” diyerekten mümkündür. Allah Rasulu’nun bir hadisine göre sofranın bereketi besmeleden de önce ellerin yıkannmasıyla başlamaktadır. Yani her daim yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması Allah Rasulu’nun sünnetindendir, bereketi arttırır. Bunu da çocuk eğitiminde evlatlarımıza öğretmekte ve onlarda uygulamakta fayda vardır. Yemek bittikten sonra Allah’a şükür ve minnetimizi göstermek için yine yaradana “Elhamdulillah” cümlesiyle O’na şükranımızı arzederiz.
Şükürün (veya duanın) en kısası “Elhamdulillah”dır. Fakat bu “Elhamdulillah” cümlesinden ziyade tanıdığımız başka ve farklı yemek duaları da mevcuttur. Bu duaları zaman zaman yemeklerimizden sonra okur ve rabbimize şükrederiz. Çoğu duaları ise anlamadığımız Arapça lisanıyla yaparız.
Bizlere küçükken, ta çocuk yaşlarımızda bir sofra duası öğretilmişti. O duayı bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki ve muhakkak bu duayı aralarınızdan bilenler ve tanıyanlar vardır. Tanımayanlar ise bu duayı inşaallah bundan sonra öğrenirler ve bu duadan istifade ederler. Bu duayı aynı zamanda çocuklarımıza da öğretmeyi de tavsiye ediyorum. Onların da bu tür dualarla büyümesiyle ve bu tür duaları günlük hayatlarında uygulamalarıyla kendilerini manevi açıdan geliştirecektir. Bilhassa toplantılarda ve Ramazan”daki iftar sofralarında bu güzel duayı okumak sofra atmosferine ayrı bir tat getiriyor.
Şimdi sizlere benim küçük yaşlarda, çocukluğumda öğrendiğim ve hala her fırsatta okuduğum bu duayı paylaşmak istiyorum. Hiç kimse bu sofra duasını dinledikten sonra bu duanın onun hoşuna gitmediiğini duymadım. Bilakis. Dua Türkçe lisanında olduğu için içeriğini herkesin anlaması ile daha da anlam kazanıyor ve insanın daha bilinçli bir şekilde yaradana olan minnetini dile getirmesini sağlıyor. Ve işin güzel tarafı ve en anlamlı boyutu ise, bu duanın ‘gerçek’ bir sofra duası olmasıdır. Yani bu dua verilen nimetlere karşı gösterilen “geröek” bir teşekkürdür, öyle cennetteki hurilerden falan bahsetmemektedir...
Evet sevgili okuyucularım! Benim çok sevdiğim “sofra duamı” sizlere takdim ediyorum:
Allah adı ilk sözümüz
İhlasla dolsun özümüz
Rabbimize Hamd-üs Sena
Afiyet Ehl-i İmana
Rasul-u Ekrem’e salat
Hanemize bol berakat
Daim etsin nimetini
Nail etsin cennetini
Vücudumuz şifa bulsun
Gidenlere rahmet olsun
İhsanına şükrederiz
Nankörlüğü terkederiz
Haram lokma yedirtmesin
Kötü kelam dedirtmesin
Çok veripte azdırmasın
İbadetten bezdirmesin
Bizi darda bırakmasın
Akibet-Narda yakmasın
Duamız Hüsnü-Hatime
Oku Lillahil Fatiha...
Bu duayı inşaallah ezberleyelim ve evlatlarımıza da öğretelim. Türkçe olduğu için ve kafiyelerden oluştuğu için ezberlenmesi sizlere fazla sıkıntı vermeyeceğini tahmin ediyorum. Umarım benim bu çok sevdiğim ve her defasında ayrı haz aldığım bu dua sizlerin de hoşuna gider. İstifade etmeniz temennisiyle...