Olof Palme (1986) ve Anna Lindh (2003) cinayetlerinden sonra İsveç ilk kez terörle yüzleşiyor. Onlar genel anlamda terördü ama özel anlamda suikastti. Bu sefer farklı bir durum var ortada. İlk kez bir intihar bombacısı İsveç'te saldırı düzenliyor.. Dünyanın her köşesinde hemen her gün yaşanan, Avrupa içinde istihbarat soslu örneklerini pek çok kez izlediğimiz intihar saldırılarıyla İsveç'in ne ilgisi olabilir?
İşte burada kafaları karıştıracak ilginç soru işaretleri beliriyor...
Aslında Irak doğumlu olan, 1992 yılında İsveç'e yerleşen, liseyi başarıyla bitiren, İngiltere'ye gidip üniversite okuyan ve tekrar İsveç'e dönen, evli ve iki kız babası olan bir kişi, Noel öncesi üzerindeki boru tipli bombalardan birini patlatıyor. Kendisi ölüyor, iki kişi yaralanıyor. Daha önce, Arapça ve Norveççe olarak yapılan saldırı ihbarındaki ifadeler ilginç:
"İslam'a karşı savaşa, Peygamber'in küçük düşürülmesine ve domuz Vilks'e aptal desteğiniz bitmedikçe eylemlerimiz devam edecek.."
Görünüşe göre saldırganın öfkesi, Hz. Muhammed'e ağır hakaretler içeren ve İslam dünyasından yoğun tepki alan karikatürlere yönelik.. Görünüşte, gerekçe oldukça güçlü gibi. Ama bu öfke bugüne kadar neredeydi, saldırgan eylemini neden bu kadar geciktirdi, yeni mi aklı başına geldi! Onu bilmiyoruz işte..
Tam da Wikileaks tartışmalarının yoğunlaştığı bir döneme dikkat çekmek nasıl olur acaba? Üstelik, Wikileaks'in kahramanı Julian Assange'ın İsveç tarafından düzenlenen bir suç dosyasıyla İngiltere'de tutuklanmasından hemen sonra böyle bir saldırı gerçekleşti.
Burası önemli..
Yine saldırı; Assange'ın İsveç televizyonuna; "ABD'nin aleyhine dava açmaya hazırlandığına, İsveç adaletinin suistimal edilmesinden hayal kırıklığına uğradığına" ilişkin sözlerinden hemen sonra geldi.
Tecavüze ilişkin suç dosyasını İsveç hazırladı. Assange'ın tutuklanma gerekçesini bu dosya oluşturuyor. ABD, İngiltere ve İsveç arasında bir ortak operasyon söz konusu.
Peki, birileri İsviç'e terör üzerinden bir mesaj veriyor olabilir mi? Irak işgalinden hemen sonra dünyanın belli merkezlerinde terör üzerinden ne mesajlar verildiğini biliyoruz. Yine böyle bir durum söz konusu olabilir mi?
Eğer böyleyse yakında İngiltere'ye de bir mesaj verilecek anlamına mı geliyor bu? Bekleyip göreceğiz.. Eğer öyleyse, intihar bombacısı ya da terör saldırısı gerçek anlamda nitelik değiştiriyor demektir. İşin mahiyeti görünenden çok farklı demektir.
Assange'ın tecavüz ettiği söylenen isimlerden biri, İsveçli Anna Ardin kayıplarda. İddialara göre bir Ortadoğu ülkesine gitmiş ve polisle irtibatı kesmiş. Ardin'in Filistin'de olduğu, bir Hristiyan grupla bölgeye gittiği söyleniyor. Tabii ki barış gönüllüsü olarak.
Birbirinden bağımsız gibi görünen ama intihar saldırısıyla bağlantılı olabilecek başka gelişmeler de var.
Şu ana kadar açıklanan belgelerden sadece 77 tanesi İsrail'le ilgili. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, belgelerin sızdırılmasından hemen önce, "İsrail'i rahatsız edecek bir durumun söz konusu olmadığını" açıklıyor. Assange da Netanyahu'dan "şeffaflık kahramanı" olarak söz ediyor. İşte tam burada çok ciddi iddialar var:
Assange'ın, belgeleri yayınlamadan önce İsrailli yetkililerle Cenevre'de bir araya geldiği, yüklü miktarda para aldığı söyleniyor. Aynı kaynaklar, görüşmenin görüntülü bir şekilde İsrail tarafından kayda alındığını söylüyor. Dahası var..
Bu pazarlıktan sonra İsrail'i rahatsız edecek belgeler yayınlanacaklar listesinden çıkarılıyor. Yayınlanacak olanların ise, İsrail'in gözden geçirmesine, sansürlemesine izin veriliyor. Sansürlenen belgeler arasında 2006 Gazze saldırılarıyla ilgili belgelerin ve Lübnan'daki İsrail-Hizbullah savaşına ilişkin belgelerin bulunduğu öne sürülüyor.
Yine; ABD, İngiltere ve Fransa dışişleri bakan yardımcılarının yaptığı, İsrail'in nükleer çalışmalarına destek verilmesinin kararlaştırıldığı bir toplantıya ilişkin notların da bulunduğu ifade ediliyor. Aynı toplantıda, İsrail'in nükleer gücünün bölgede denge sağladığı, bu yüzden zayıflatılmasında batı'nın bir çıkarı olmadığı düşünceleri de dile getiriliyor.
Hiç bir şey göründüğü gibi değil. Bir kahramanlık hikayesinden de çok kirli ilişkiler çıkabilir. Assange olayında bu kokuyu alanlar oldukça fazla...
Wikileaks dosyaları dünyayı karıştırırken, daha çok İsrail'in hazzetmediği, ülkeleri ve ilişkileri deşifre ederken, olayın kahramanı İsveç tarafından tecavüzle suçlanıyor. İki kadına tecavüz etti diye dosya hazırlanıyor. Bu dosya üzerine İngiltere'de tutuklanıyor.
Hemen ardından hiç tanık olmadığımız bir olay gerçekleşiyor. İsveç'te yaşayan, İngiltere'de eğitim alan bir kişi, üzerine bağladığı boru tipi bombalarla intihar saldırısı yapıyor. Geç gelen karikatür krizi öfkesi mi diyeceğiz buna? Yoksa, Assange'a yönelik tutuklama operasyonuna misilleme mi?