Şimdi sırada ne var?

Aslan DEĞİRMENCİ

Email: degirmenciaslan@gmail.com


 


Bir seçim dönemini daha geride bıraktık. Seçim meydanlarından akıllarda kalan üslup tartışmaları ve yükselen gerilim oldu. Muhalefet partilerinin bir birinden ilginç vaatleri de bizleri 1990’lı yıllara götürdü. 1991 seçimlerinde “kim ne veriyorsa beş lira fazlasını vereceğim” sözü ile hafızalara kazınan Demirel ile Cem Uzan`ın “Vallahi Mazot 1 Lira olacak” diye ettiği yeminin yerini CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “her aileye 600 TL maaş” ve “yaz tatilinde askerlik” vaatleri aldı. Ama şimdi uçuk vaatleri unutup gerçeklere bakma zamanı. ‘Yeni dönemin’ ‘yeniden inşa olması’ için atılması gereken adımlar da işbirliği zamanı. Başta yeni anayasa olmak üzere, başkanlık sistemi, TSK İç Hizmet Kanunu`nun 35. maddesi, eğitim sistemi, temel hak ve özgürlükler, çetelerle mücadele, Kürt sorunu ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`ün görev süresi, gibi tartışmalı konuları aşma vakti…

 

Yıllardırdeli gömleğine benzetilen anayasa referandumda yırtıldı ama insanların üzerinden tamamıyla çıkartılmadı. Darbeciler tarafından topluma zorla biçilen deli gömleği artık tamamıyla çıkartıp atılmalı, özenli dikim ile kaliteli ve şık yeni bir elbise yapılmalıdır. Elbise hazırlanırken terzilerin yanı sıra onu giyecek tüm toplumun görüşü alınmalı, her bedene esneyecek şekilde dikilmelidir. Ne bol gelmeli ne de dar.

 

Evet Başkanlıksistemi de konuşulmalı… Gerekli alt yapı sağlanırsa, uzlaşma bulunursa, neden konuşulmasın? Bu güne kadar konuşmadığımız için sorunların üstesinden gelemediğimize göre yeni dönemde eski alışkanlıkları terk ederek dinleme ve anlamayı öğrenmeliyiz. Türkiye`nin mevcut politik ve siyasi şartları başkanlık sisteminin konuşulması için engel teşkil etmiyor. Demokratikleşme yolunda önemli adımlar atılırsa ve sivilleşme sürecine geçiş tam manasıyla sağlanırsa elbette ki başkanlık sistemi de konuşulabilir.

 

TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi darbeye gerekçe olması için konulduğu bir gerçek. Artık ordu korkulan bir kurum olmaktan çıkarılmalı, durumdan vazife çıkarmalarının önüne geçilmelidir. TSK’nın İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi derhal kaldırılmalı, ordunun asli görevine çekilmesi için çalışmalar başlatılmalıdır.

 

Eğitim sistemi…Evet yap-boz’a dönen sistemimiz. Öncelikle öğrencilerin iyi bir temel almaları sağlanmalı, sınav sistemleri gözden geçirilmeli, YÖK’e dokunulmalı, kışlaya dönen eğitim yuvaları özgürleştirilmelidir. 8 yıllık dayatmadan vazgeçilmeli, çocuklara resmi ideoloji empoze edilmemelidir.

Kürt sorunu…Bir ileri iki geri adım atmaktan vazgeçilmeli, Ergenekon’un Fırat’ın ötesindeki yapısı ile yüzleşilmelidir. Etnik, kültürel, ideolojik ve inançsal farklılıklar yok sayılmamalıdır.

 

Biz “Özgün Duruş Ailesi” olarak insanların doğuştan olan haklarının korunması, düşünce özgürlüğünün oturması, yeniden inşa sürecinin başlaması için kararlıyız.Eğilip bükülmeden dik duracağız. Yolumuza Allah’ın izni sizlerin desteği ile devam edeceğiz. Ama bir gerçek var: Ses ve nefes karşılık bulduğunda yankılanır. Sesinizin yankılanması için sizin adınıza haykıranlara sahip çıkmanızı talep ediyoruz…

21.06.2011
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.