“Ben gurbette değilim
Gurbet benim içimde”
Anonim
Gurbet nedir, ne değildir? Bütün kültürlerde, halk deyişlerinde, şarkılarında bu kelime özel bir yer işgal eder. Ayrı kalmanın, ayrı düşmenin öteki adıdır gurbet. Asıl olanın uzağında bulunmaktır başka bir deyişle gurbet. Acıdır, ıstırap verir insana. İnsanın içini sızlatan, bedenine ağırlık veren, beden hareketlerini yavaşlatan bir iç sızısıdır gurbetin acısı. Daha kestirme bir söyleyişle ruha sızı, bedene dermansızlık veren bir duygudur gurbet.
Ah gurbet, ah! Sen neme nem bir şeysin ki, Hz. Âdem’den beri insanlar bir senden ayrı kalamadı. Eşinden, dostundan, evladından, ihvanından hatta yaratıcısından uzak durmayı başardı da senden uzaklaşamadı.
Okun yaydan çıkışında, sevgilinin bakışında, yüreklerin atışında sen varsın! Bebeklerin çığlığında, düşüncelerin sığlığında yine sen…
Varlığın, bir olanın delilidir; o seni vahdet-i şuhuda ulaşmada bir vasıta kılmış.
Gurbet acısı pişirir, yakar; bu arada kirlerden, paslardan arındırır insanı. Aşk ateşi de öyledir. Lakin aralarında bir ince ayrım vardır: Aşkta hem ateş hem de har vardır, oysa gurbette har olur, ateşi olmaz.
Ey kavuşmanın büyük düşmanı! Sen varlığınla övünürken aşk yok olmanın kıskacında. Sen aşkı yok ettin de insan Rabbinden uzak düştü. İlhamını iblisten mi aldın ki, insanı var olduğu günden beri sevdiklerinden uzak tutmak için çabalar durursun?
Ey aşkı kıskacında can çekiştirmekten haz alan gurbet! Senin sızınla sılanın özlemi olmasa acaba sevgilinin huzurunda durma anlamı taşıyan namazın tadı bu denli olur muydu? İçini dökme, onun kelamı ile ona yaklaşma, yakarma duygusu bu kadar anlamlı olur muydu? Huşu, hudu bu denli değer bulur muydu?
Ey gurbet! Sana kızamam, zira Rabbim seni bize bir nimet olarak vermiş. Sen olmasan sılanın kıymetini nasıl anlayabilirdik? Nasıl düşünüp hakkında derin hayaller kurabilirdik sılanın? Sılaya ilişkin nasıl türküler söyleyebilirdik? Sen olmasan sıla duygusu, kavramı olmazdı. O zaman içimiz yanmaz, gönlümüz arınma duygusunu hissetmezdi. Arınma duygusu olmadan sevgiliye kendimizi sunma nasıl olabilirdi?...